Abbas direnecekse dönsün!
Arap basınında bugün Filistin başkanı Abbas’ın çekilme kararı, Lübnan’da kurulan yeni hükümet ve Goldstone raporuna karşı yürütülen savaş gündeme geliyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-09 19:31:00
Arap gazeteleri bugün Filistin başkanının gelecek seçimlere aday olmama kararını ön plana çıkarıyor. Mahmud Abbas’ın bu kararındaki ciddiyeti sorgulanarak eğer direnişe dönmeyecekse hiç aday olmaması çağrısı yapılıyor. Lübnan’da uzun bir kriz sürecinden sonra bugün kurulan hükümetin her kesimde yarattığı sevinç de bir diğer gündem konusu. Bu noktada Lübnanlıların yaşadıklarından ders çıkarması gerektiğine, sorunlarını ancak kendilerinin, aralarında bir diyalog ortamı kurularak çözebileceklerine işaret ediliyor. Goldstone raporuna karşı ABD başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin yürüttüğü savaş da yine ele alınan konular arasında.
Londra’dan yayımlanan El-Kudsu’l Arabi gazetesi bugünkü “Abbas ömür boyu başkan” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Filistin başkanı Mahmud Abbas geçen hafta Amerikan yönetiminin, İsrail hükümetinin müzakere masasına geri dönmek için Filistin topraklarında yerleşimi durdurmayı reddeden konumu lehine tavır takınmasını protesto etmek için gelecek başkanlık seçimlerine adaylığını koymayacağını ilan ederek tüm kartları birbirine karıştırdı. Ancak aynı zamanda Fetih Hareketi’nin merkezi komite, FKÖ’nün icra komitesi ve Filistin devleti başkanlığından istifa edeceğini açıklamadı. Bu durum kararın ciddiyeti hususunda akla birçok soru işareti getirmektedir.
Başkan Abbas’ın gelecek başkanlık seçimlerine aday olmama adımı iki temel şeyin sonucunda kademeli olarak ve hızla önemini kaybediyor. Bunlardan ilki Halil ve Ramallah kentlerinde önceden düzenlenmiş olarak gerçekleştirilen gürültülü gösterilerdi. Bu türden; aldığı konumundan vazgeçmesini ve sultanın başkanı olarak kalmasını isteyen gösteriler belki gelecek birkaç gün içinde diğer kentlerde de yapılır. İkincisi ise Filistin siyasi kurumlarındaki bazı yardımcılarının ve bazı yetkililere nispet edilmektedir. Özellikle FKÖ’den ve Filistin Ulusal Konseyi’nden yetkililer bu çekilme kararını reddetmekte dahası bu adımı yasal bulmamaktadır.
Abbas eğer direnişe ve silahlı mücadeleye dönmeye ya da işgale karşı bir intifada başlatmaya karar verirse başkan olarak kalmasında bir engel yok. Ancak eğer zarardan başka bir şey getirmeyen ve başarısız müzakerelere bahse girmeye, yerleşimin gölgesinde görüşme masasına oturmaya dönecekse işte bu tamamen reddedilen bir durumdur. Çünkü bu kendisine aykırıdır ve ciddi olmadığını ispat eder. Son hareketi, Filistin halkı ile aptal ve cahilmiş gibi muamele eden açık bir manevradır. Oysa Filistin halkı kesinlikle öyle değildir.
Lübnan’da beklenen hükümet sevinci
BAE’den yayımlanan El-Beyan gazetesi bugünkü “Tünelden çıktıktan sonra Lübnan” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Beklenmedik bir durum ortaya çıkmadığı taktirde son iki günde Beyrut’taki baskın görüşe göre bugün Lübnan’da yeni hükümetin doğuşu ilan edilecek. Lübnan’da tüm taraflar bu müjdeyi bir şekilde kutladı. Bazıları işi, hükümetin hafta sonu filen doğduğunu tekide ve resmi bildiri ile tayin töreninden başka bir şeyin kalmadığını, sadece oluşumla ilgili son hamlelerin Pazartesi gününe ertelendiğini demeye vardırdı. Temasların birbirini izlemesi ve bu görüşmelere ivme kazandırılması sonunda şiddetli esen rüzgarların yumuşamasına, engellerin çözülüp, yol üzerinden sökülmesine yol açtı. Hükümetin bugün güneş kaybolmadan ışığı görmesi gerekir. Bu yeni doğuşla yeni bir sayfa açılmış oluyor. Belki yıllardır süren Lübnan krizinin son bölümü bu şekilde dürülmüş olur. Bu da rahatlama getirir ve bu ülkeye nefes alma, durumlarının normale dönmesi fırsatı verir.
Bunun, Lübnan’ın çeşitli deneyimlerinden faydalandığına delil olması umulur. Belki de tüm engeller aşıldıktan sonra bu hükümetin gelmesi çıkarılan dersleri; özellikle de şu ikisini onaylamaktadır: Kazanan ve kaybedenin çıkmayacağı tek yol Lübnanlı taraflar arasında diyalogtur. İkincisi de çözümün yerel yapım olması gerekir. En nihayetinde Lübnanlıları her şeyden önce ilgilendiren uyum ve işbirliği içinde yaşamaktır. Onlar tarihlerinden ve acı dolu duraklarından bu gibi bir yapının esas olduğunu biliyor. Lübnan’ın kararı Lübnan’ın iradesini açıklamaktadır.
Goldstone’a karşı savaş
BAE’den yayımlanan Daru’l Haliç gazetesi bugünkü “Goldstone raporuna karşı savaş” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “İsrail’in işlediği savaş suçlarını ortaya koyan Goldstone raporu çeşitli açılardan güçlü savaşlara maruz kalıyor. BM sekreterliği rapordan uzaklaşarak onu neredeyse bir bulaşıcı hastalık olarak saymakta. Birçok Avrupa ülkesinin desteklediği ABD, etkinliğini kaybettirmeye çalışıyor. Araplar bu rapora karşı ‘kardeşinin sevmediği, kahraman değildir’ anlayışından yola çıkarak muamele ediyor. Filistinlilere gelince kendilerine karşı işlenen ilk suç nedeniyle onlar üzerinde bir etkisi yok.
Rapora karşı düzenlenen bu siyasi, kanuni ve medyasal savaş, Uluslararası Toplum’da birbiriyle etkileşen çeşitli manaları açıklamaktadır. Evet, yolunda koyulan Batılı engeller Batı’nın uluslar arası kurumlardaki gücünün devam ettiğini gösteriyor. Ancak aynı zamanda bu, siyasi ve manevi açılardan külfetlidir. İçlerinden değerlerine inanan ve onların fikirlerini çıkış noktası alarak alan birinin hazırladığı rapor sadece reddedilmiyor. Aynı zamanda bu rapora karşı bir savaş açılıyor.
Bu, Siyonist varlık için masraflı bir savaştır. Çünkü bu rapor neticesinde kendisine karşı gerçek anlamda bir icraat yapılmasa bile raporun değerlendirilmesinin sürmesi imajını sarsacak ve ambargoya maruz kalmasına neden olacak.
Bu savaş aynı zamanda Araplar ve Filistinliler için de külfetli. Çünkü onlar bu raporu nasıl kullanacaklarını bilemedi. Siyonist varlığa karşı bir baskı kurma ve taviz verdirtme aracı olarak kullanamadı.
-
Yasal Uyarı: Timeturk Özel haberlerinin tüm hakları timeturk.com’a aittir. Yalnızca kaynak gösterilerek ve kaynağa link verilerek kullanılabilir. Aksi halde kullanılamaz.
SON VİDEO HABER
Haber Ara