Peçenin İslam öncesi geçmişi...
Safiye Sultan romanlarının ABD’li yazarı Ann Chamberlin, örtünmenin İslam öncesine dayanan geçmişini anlattığı "Aynadaki Peçe" adlı kitabında feministleri kızdıracak.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-03 18:23:00
Güney Mezopotamya’da yaşayan Sümerler, M.Ö. 4. Binyılda (M.Ö. 4000-3000 yılları arası) yazıyı keşfetti. İşte tam da bu yüzden Ortadoğu’da atılmıştır yazı, edebiyat, din ve bilimin temelleri.
Günümüzde Ortadoğulu kadınların büyük bir kısmı tarafından kullanılan başörtüsü de, aynı yazı gibi, ilk olarak Ortadoğu coğrafyasında kullanılmıştı. En azından en eski tarihli yazılı belgeler Sümerlere ait olduğu için o zamandan beri örtünmenin Mezopotamya topraklarında var olduğunu biliyoruz. Öncesi içinse ancak var olan arkeolojik materyallerin izin verdiği ölçüde yorumda bulunabiliyoruz.
Kentleşme ve seklüzyon
Safiye Sultan romanlarının Amerikalı yazarı Ann Chamberlin’in Ortadoğu’da Örtünmenin Kısa Tarihi: Aynadaki Peçe adlı araştırma kitabı, Ortadoğu’da örtünmenin İslamiyet öncesine dayanan kökeni hakkında ayrıntılı bilgiler sunuyor. Aynı Safiye Sultan üçlemesi gibi bu kitabı da yazar ve çevirmen Solmaz Kâmuran Türkçeye kazandırdı.
Ortadoğu’da kadının örtünme ve seklüzyonunun kökenini tarih öncesi dönemlerden itibaren araştıran Ann Chamberlin, konuya ilişkin, Batılı feministleri çok da memnun etmeyecek yorumlarda bulunuyor.
İnkılâp Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluşan kitaptan, sadece Ann Chamberlin tarafından, “kadının kendini tekrar başladığı yerde, evinin kapısında bulması” şeklinde tanımlanan seklüzyonun ve örtünmenin kökeni hakkında değil, Ortadoğu’nun binlerce yıla yayılan tarihi hakkında da bilgi edinmek mümkün. Arkeolojik, antropolojik, sosyolojik ve tarihsel araştırmalara dayanan kitabın sonunda verilen kaynak listesinden de rahatlıkla anlaşılabileceği gibi, çoğu Eskiçağ tarihçisi ve arkeologlar tarafından yazılan çok sayıda kitap ve makaleden yararlanmış Ann Chamberlin.
Kitabın karşı çıkılmaz bir gerçeklikle ortaya koyduğu en önemli bilgi, Ortadoğu coğrafyasında örtünme geleneğinin İslam diniyle birlikte başlamadığı. Dikilitaşlar üzerine, Assur ve Babil kralları tarafından yazdırılan yasaların da içinde olduğu çok sayıda örnekle örtünme geleneğinin geçmişini açıklayan yazar, bu geleneğin ortaya çıkışı hakkında ise farklı bir yorumda bulunuyor. Yazara göre seklüzyon, erken kapitalist dönemde kent kültürünün kadın ve çocukların hayatlarını ve hatta ruhlarını açgözlülükle istismar etmesine bir tepki olarak başladı.
Güney Mezopotamya’da, Sümer kent devletlerinin ve buna bağlı olarak kentleşmenin ortaya çıkmasından sonra kadının sömürüye açık hale geldiğini ve kendini sistemin istismarından koruyabilmek için seklüzyon ve örtünmeye sığındığını söyleyen yazar konu hakkında şöyle yazıyor: “Şehir pek çok neden yaratmıştır seklüzyonun var olması için. Gürültü, pislik, kalabalık, güven uyandırmayan yabancılar, özel hayatın kayboluşu bunlardan sadece birkaçıydı. Günümüzde de modern Ortadoğu kadını için aynı nedenler özellikle de son ikisi hâlâ geçerli.”
Yazara göre, henüz kentleşme kavramının ortaya çıkmadığı dönemde istismar edilme tehlikesiyle karşı karşıya olmayan kadın için durum, kent düzenine geçildikten sonra değişti ve kadın kendini korumak için seklüzyona sığındı.
“Batı’da istismar var”
Örtünmenin kökenini sorgularken günümüz Batı toplumuna da eleştirilerde bulunan yazar, “uygar” tabir edilen ülkelerde yaşayan kadınların, Ortadoğu’daki hemcinslerine nazaran daha çok istismara uğradığını söylüyor. Bu düşüncesini açıklarken de Batı’daki kentlerin hemen her tarafında karşımıza çıkması muhtemel yarı çıplak kadın fotoğraflarını ve çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kalan Batılı kadınları örnek veriyor. Ortadoğulu erkeklerin ise kadınların onurunu, kendi onurlarının bir parçası olarak gördükleri için korumaya çalıştıklarını söylüyor yazar.
Kitaptan, eski Mezopotamya toplumlarında zengin ve özgür kadınların örtündüğünü, köle ve fahişelerin peçe kullanmasının ise yasak olduğunu da öğreniyoruz. Bu kuralı ihlal eden fahişeler ağır cezalara çarptırılırlarmış.
Örtünmenin kökeninin tarih öncesine kadar uzanıyor olabileceğine dair bazı bilgiler var kitapta.
Mezopotamya’da yerleşik yaşamın başladığı döneme ilişkin mimari veriler ile Orta Anadolu’da yer alan Çatalhöyük yerleşimindeki bazı duvar resimleri, bu örnekler arasında sayılabilir.
Ortadoğu’da Örtünmenin Kısa Tarihi: Aynadaki Peçe, örtünmenin kökenini merak edenler kadar, Eskiçağ Ortadoğusu’nda bir gezgin misali seyahat etmek isteyenlerin de fazlasıyla ilgisini çekebilecek bir kitap.
Kaynak: Taraf
SON VİDEO HABER
Haber Ara