Dolar

34,9439

Euro

36,5847

Altın

3.013,40

Bist

9.978,40

Cemil Meriç ölürken 'Muhammed' demiş

Din ve Marksizm yan yana gelir mi? İki kavramı bir araya getiren ünlü düşünür Cemil Meriç'in Weberci ve türbanlı kızı Ümit Meriç kendisine göre tezatlıkları yanıtladı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-03 11:50:00

Cemil Meriç ölürken 'Muhammed' demiş
Kapitalistler ekonomik krizin ardından keşfetti ama sol ve Marx dindar dindar kesim için çok uzak kavramlar olmadı. 'Sol ve din bir araya gelir mi?' tartışması en son İstanbul'daki IMF toplantıları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın sola yakın açıklamalarıyla gündeme geldi. Tartışma sol ve din olunca akla gelen en yetkin isim Cemil Meriç. O Cemil Meriç ki nev-i şahsına münhasır kişiliği bir yana, Türkiye'de sağ ve solun saygısını kazanabilmiş bir isim.

Sosyoloji profesörü Ümit Meriç, ünlü düşünür Cemil Meriç'in kızı. Ümit Meriç İstanbul Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaparken, ölümle burun buruna geldiği 1999 Marmara Depremi'nden sonra görevinden istifa edip, tesettüre giren bir kadın. Ümit Meriç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına üyesi olduğu İstanbul 2010 Kültür Başkenti organizasyonda yer alıyor. Babası gibi tezat uçları bir bünyede buluşturabiliyor Ümit Hanım; uzun yıllar rakı içmiş olmasına 'Gençlik günahı' derken, bir sonraki cümlesi 'Erkeklerle aynı havuzda yüzmekten çekinmem' oluyor. Prof. Dr. Ümit Meriç ile yaklaşık 10 yıl önce yaşadığı müthiş değişimi, hayata bakışını ve babası Cemil Meriç'i konuştuk.

ÖRTÜNDÜM, MESLEĞİMİ BOŞADIM

- Türbanı ilk kez ne zaman taktınız, sebebiniz neydi?

1999 Marmara depreminde, felaketin tam göbeğinde Armutlu'daydım. Sonumun geldiğini sandım. Ölmekten değil, dünyanın sonunun gelmesinden korktum. Dua ettim ve tam o anda, dualarımı kabul eden bir varlığın olduğunu hissettim. Ve bu varlığın bütün emirlerini yerine getirmediğimi düşünerek mahcup oldum. Cenab-ı Hakk'a karşı örtünme kararı aldım. Örtündükten sonra huzura erdim. Ancak şunu söylemeliyim, örtünme kararını sadece kadınlar kendileri vermeliler. Çünkü tek başına örtü bir şey ifade etmez; arkasındaki maneviyata erişmek lazım.

- Üniversitedeki görevinizden türban yüzünden mi istifa ettiniz?

Evet. Örtündükten sonra İstanbul Üniversitesi'ndeki görevimden istifa ettim. Sosyoloji hocasıydım. Sosyoloji kimliğimi boşadım. Teneşirdeki kimliğimi üniversitedeki kimliğime tercih ettim.

- Namaz kılmaya ne zaman başladınız?

Namazın yaşamımdaki yeri çok daha eskilere dayanır. 30 yılı aşkın süredir, 1978'den bu yana namaz kılarım.

- Teknolojiden yararlanıyor musunuz? Televizyon izler misiniz, elektronik posta kullanır mısınız?

Televizyon izlemiyorum, gazete okumuyorum. Mail kullanmıyorum. Manyetik ve elektronik etki alanından uzakta kalmak istiyorum. Bunları takip edince huzursuzluğa kapılıyorum. Kendime bir dünya kurdum, nereye gideceğimi, neler okuyacağımı sadece kendim belirliyorum.

- Yani dünyayı boş mu verdiniz, sevmiyor musunuz bu dünyayı?

Dünyadaki kimliğim bir başka şekle dönüşmüş oldu. Ama dünyadan arınmadım. Son derece dünyalı biri olarak yaşıyorum. Dünyayı da seviyorum. Kendime ait bir dünya kurdum ama bu kopuk bir dünya değil. Herkese kapısı açık bir dünya.

- Dizileri de mi izlemiyorsunuz?

Dizileri asla izlemiyorum. Film de seyretmem. Ama arada bir sinemaya giderim. En son Mahsun Kırmızıgül'ün 'Güneşi Gördüm' filmine gittim. Çok beğendim. Mahsun Bey'i de çok beğeniyorum. Çok ihlaslı mesajlar veriyor.

RAKI, GENÇLİK GÜNAHIM

- Hiç alkol aldınız mı?

Eskiden arada bir alkol alırdım. Rakı içmişliğim vardır, şarabı sevmezdim. Evet, gençlik günahım olarak eskiden arada sırada rakı içmişliğim vardır.

- Babanız, muhafazakarlaşmanıza tepki gösterdi mi?

Örtünmemde babamın etkisi olmadı. Ama bendeki değişiklik O'nu etkiledi. Memnun olduğunu söyledi. Çünkü bende bir iç huzursuzluğu, bir asabiyet hali vardı. Bir sabah ezanıyla namaza başladım bir daha bırakmadım. Deprem felaketini yaşadığımız gece de tesettüre girdim.

- Mahalle baskısı çok tartışılıyor. Siz, kendi kızınıza, baskı yapıyor musunuz?

Mahalle baskısını yanlış bulurum. İslamiyet insana teklif edilir. Tercih, şahsa aittir. Ben kızıma 'Namaz kıl' diye telkinde elbette bulunuyorum ama baskı yapmıyorum. Zaman zaman o da namaz kılar. Her ülkede toplumsal baskı olabilir. Hıristiyanlık'ta da bu var. Buna toplumun kontrol mekanizması diyebiliriz.

- Erkeklerle aynı havuzda yüzer misiniz?

Erkeklerle aynı havuzda yüzmek beni rahatsız etmez. Haşemamı giyer, bonemi takar yüzerim. Bu sene Kazlıdere-Kuruçeşme arasında yapılacak yüzme yarışına katılmaya niyetliyim.

EŞCİNSELLERE TEESSÜF EDİYORUM

- Sizce kadın-erkek eşit midir?

Kadın ve erkek eşit değildir, birbirlerini tamamlarlar. Biri olmadan diğeri olmaz. Yalnızlık, ikisi için de beraber olmaktan daha az hoştur. Kadın daha çok duygusal, erkek ise mantıklıdır. Kadının biraz daha rasyonel yönünü, erkeğin de biraz daha duygusal yönünü geliştirmesi şayandır. Ama hiçbir zaman birbirinin yerini alamazlar.

- Eşcinselliğe bakışınız nedir?

Eşcinsellik bireysel bir sorun. Genetik konular içine girenler de var, kişinin kendisinin geliştirdiği eşcinsellik de var. Cinsel kimliklerini şaşırdıkları için onlara teessüf ediyorum. Keşke öyle olmasalardı.

- Bir eşcinselle arkadaş olur musunuz?

Eşcinsellik ne dost olmama ne de saygı duymama manidir.

İKTİDARIN İCRAATLARI İYİ

- AKP hükümetinin icraatlarını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl buluyorsunuz?

AK Parti'nin icraatlarını çok beğeniyorum. Bu partinin Türkiye'yi küresel aktör haline getirdiğini düşünüyorum. Başbakanımızı da gayet başarılı buluyorum. Son derece enerjik, çok dikkatli... Hem ülke hem de dünya meselelerine vakıf, ehl-i secde bir insan. Kendisine dua ediyorum. Hükümetin açılımlarını da Türkiye için isabetli buluyorum. Tabii her kararda olduğu gibi bu kararlarda da eksiler artılar olacaktır. Önemli olan artıların fazla olmasıdır.

32 YIL BABAMIN GÖZÜ OLDUM

- Babanız Cemil Meriç, her kesimin saygısını kazandı. Sizce bunun sırrı ne?

Babam Cemil Meriç, 20'nci yüzyıl Türk düşüncesinin en geniş ufuklu çehrelerinden biridir. 20'nci yüzyıl Türkçesi'nin zirvelerinden biridir. Babamı sol ve sağ kesimden herkes sevdi. Çünkü o, namuslu bir aydındı. Babama sağcı demek çok yanlış olur, bu ona dar gelir. Solcu demek de yeterli değil. İnsana ve emeğe saygısından ötürü 'solcu', tarihimizin ortaya çıkardığı insan tipi açısından da 'sağcı'ydı diyebiliriz. Babam yöntem olarak sonuna kadar Marksist'ti. Ama bu babamın, ölürken son söz olarak 'Sevgilim Muhammed' demesine mani olmadı.

- Sizin Karl Marx' la aranız nasıl?

Ben Marx'ı, sosyolog olarak çok severim ama Marksist olmadım. Ben kendimi daha çok Weber'e yakın bulurum.

- Peki babanızla aranız nasıldı?

Hayatıma çok şey kattı. Kör olduğunda 8, vefat ettiğinde ise 40 yaşındaydım. Aradaki 32 senede onun gözü oldum.

Akşam

Haber Ara