Şizofreni hastalığında yeni ilaç tedavisi
Şizofreni alanında uzman Prof. Dr. Philippe Gorwood, şizofreni tedavisinde kullanılmaya başlanılan uzatılmış salımlı tablet teknolojisi ile ilacın etkinliğinin artırılabildiğini belirterek, ilaç sayısı azaltılarak uyum sağlanabilir dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-27 10:42:00
Geçtiğimiz hafta Sheraton Otel'de düzenlenen 45. Ulusal Psikiyatri Kongresi için Türkiye'ye gelen ve 'Şizofrenide İşlevsellik' konulu sempozyuma katılan Paris Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gorwood, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şizofrenin, düşünceleri, algıları, duyguları ve davranışları etkileyen ve hastanın işlevlerinde önemli bozukluklara neden olan belirtilerin görüldüğü kronik bir hastalık olduğunu söyledi.
Şizofrenin, hem hastayı hem de hasta yakınlarını derinden etkileyen ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Gorwood, mutlaka tedavi altına alınması gerektiğini bildirdi. Gorwood, bu sorunu yaşayanların ve yakınlarının, tedaviye yönelik gelişmeleri sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, şizofreni alanında yeni teknolojilerle geliştirilen tedavilerin etkili sonuçlar verdiğini belirtti. Gorwood, 'Dünya nüfusunun yüzde 1'ini etkileyen şizofreni hastalığının tedavisinde yeni nesil anti-psikotiklerin, özellikle işlevselliğin artırılmasında oldukça başarılı elde ediliyor' dedi.
Şizofrenin, okul, iş, aile ve sosyal hayatta ciddi işlevsellik kayıplarına yol açtığını vurgulayan Gorwood, hastalığın tedavisinde erken teşhis ve hasta uyumunun büyük önem taşıdığını ve doğru tedavi yöntemleri ile şizofreni hastalarının topluma katılımlarının artırılabildiğini söyledi. Gorwood, 'Uzatılmış salımlı tablet teknolojisi, etkinlik ve tolerabilitede sağladığı avantajların yanı sıra, hastaların bir günde almak zorunda oldukları ilaç sayısını azaltarak hastanın tedaviye uyumunu artıyor' diye konuştu.
Bir ilaç tedavisi olan uzatılmış salımlı tablet teknolojisinin, çoklu ilaç kullanımına bir alternatif olduğunu anlatan Gorwood, şizofreni hastalarının ilaç kullanımına ikna edilmesinde yaşanan zorlukların tek ilaç kullanımı olanağı tanıyan bu yöntemin ciddi bir avantaj olarak düşünülmesi gerektiğini bildirdi. Gorwood, 'Günde tek bir ilaçla 24 saat salım yaparak eski teknolojilere göre daha az ilaç alınmasını sağlar' dedi.
'HASTALARIN ANCAK YÜZDE 10'UNDA TAM İYİLEŞME GÖRÜLÜR'
Şizofreni alanında her üç-dört yılda bir önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Gorwood, tedaviye ilişkin son gelişmeleri şöyle anlattı:
'Geleneksel tedavilerde kullanılan ilaçlar da etkiliydi ama negatif semptomlarda yeterli etkinliği yoktu.Yeni tedaviler ise daha etkili, en önemlisi yan etkileri azalttı ve günlük hayata uyumu artırdı. Örneğin, yeni tedavi seçenekleriyle, hastalar daha az halüsinasyon görüyor ve toplum içerisinde damgalanmaya daha az maruz kalıyorlar.
Çünkü, bu yeni tedaviler sayesinde bir şizofrenin motor hareketlerinde (yürüyüş şekli gibi) görülen bozukluklar en az seviyeye indi. Yeni ilaçların sağladığı ikinci ilerleme ise uzatılmış salım yöntemi ile kandaki ilaç konsantrasyonu uzun süreli olarak istikrarlı ve stabil tutabiliyor. Üçüncü gelişme ise enjeksiyon tedavilerde önemli yol katedildi. Bu tedaviler, uzun süre etkili olduğu için hastanın ilacını almayı unutma ihtimali azaltıyor ve hastanın tedaviye uyumu artıyor.'
'YÜZDE 100 MUTLAK İYİLEŞME SÖZ KONUSU DEĞİL'
'Şizofreni hastaları için yüzde 100 mutlak iyileşmenin söz konusu olmadığını' vurgulayan Gorwood, 'Şizofreni hastalarının ancak yüzde 10'unda tam iyileşme görülür. Geri kalan yüzde 90'nın da ise ilaç tedavisi sayesinde hayata uyum sağlanabiliyor. Yani şizofreni hastası daha az halüsinasyon görüyor, işe dönebiliyor, okul başarısı artıyor, unutkanlıkları azalıyor ve kişisel bakımını yapabiliyor' dedi.
Gorwood, şizofrenin uzun soluklu bir tedavi gerektirdiğini, erken teşhisin önemli olduğuna işaret ederek,erken teşhis ve tedavi sayesinde, hem tedavi süresinin kısalabildiğini hem de hastanın düşük doz ilaç kullanabildiğini kaydetti.
Şizofrenin nedeninin hala tam olarak bilinmediğini, beynin yapısının çok karmaşık olduğunu dile getiren Gorwood, 'Ayrıca şizofreninin negatif belirtileri daha çok bilişsel becerilerde kayıplarla kendini gösteriyor. Örneğin kendisine söylenenleri hatırlama ve bunları daha sonra bir karar alırken günlük hayatında kullanabilme becerisi. İlaçlar ise bu bilişsel süreçlerdeki bozulmaları önleyerek, hastanın günlük hayata adaptasyonunu sağlıyor. Bu nedenle özellikle işlevsellik üzerinde ilaçlı tedavinin olumlu etkisi büyük' diye konuştu.
AA
Haber Ara