Obama'nın Afganistan çıkmazı
Arap basınında bugün ABD'nin Afganistan çıkmazı, Irak'taki siyasi süreç ve Kudüs'ün korunmasında zayıf Arap konumu ele alınıyor. İşte bugün Arap basınında öne çıkanlar...
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-27 14:12:00
Arap basını bugün Obama'nın Afganistan'dan tek çıkış yolunun ülkeden güçlerin çekilmesi olduğuna işaret ediyor. Irak'ta Maliki'nin birlik çağrılarınınsa ancak ulusal direnişle Amerikan güçlerinin ülkeden kovulmasının ardından hayat bulabileceğine işaret ediliyor. Son olarak Araplar Kudüs'ü korumak ve savunmak için etkin ve birlik içinde bir konum almaya çağırılıyor.
"AFGANİSTAN... OBAMA'NIN KRONİK SORUNU"
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü "Afganistan...Obama'nın kronik sorunu" başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; "Amerikan başkanı Barack Obama'nın bu sabah Afganistan'daki askeri durumlarla ilgili gelişmeleri ortaya koyan raporlara baktığında hiç de mutlu olacağını sanmıyoruz. Nitekim bu raporlar Taliban güçleri tarafından iki askeri helikopterin düşürülmesi neticesinde 14 Amerikan askeri ve 3 sivil Amerikalının öldüğü bilgilerini içeriyor. Başkan Obama askeri generallerinin ve liderleri Stanley McChrystal'in Afganistan'da Amerikan güçlerinin artırılması; 45 bin asker daha gönderilmesi taleplerine nasıl cevap vereceği hususunda hala tereddütlü. Zira durumları kontrol etmeye, zararı azaltmaya ve Taliban güçlerini hezimete uğratmaya çalışan askerlerin toplam sayısı 100 bini aşmaktadır. Obama'nın bu adımın atılması halinde ortaya çıkması muhtemel sonuçlar nedeniyle tereddüt etmesi gayet anlaşılır. Kesin olan birşey var ki o da Amerika'nın Afganistan ve Pakistan'da büyük bir çıkmaz yaşaması. Bu açmazdan onurlu değil yarı onurlu çıkması bile imkansız görünüyor.
Obama'nın önündeki tek uygun seçenek bu savaşın kazanılamayacağını kabul edip zararı azaltmak için en kısa zamanda güçlerini çekme kararı alması gerekir.
IRAK'TA SEÇİMLER VE SİYASİ SÜREÇ
Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayımlanan Daru'l Haliç gazetesi bugünkü "Irak'ta seçimler ve siyasi süreç" başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; "El-Maliki (sözlü olarak) kendisini dinleyenlerde kendisini iktidara getiren herşeyden; partilerden, çıkış noktalarından ve destekçilerinden vazgeçtiği zannı uyandırmaya çalışıyor. Bu bağlamda yağtığı açıklamalardan birinde şöyle dedi; "Bir vatandaşlık ve kurumlar devleti kurma yönündeki Irak porejesinin tamamlanması için mezhepçilik kapısını kapatmamız gerekir." Maliki ayrıca ulusal uzlaşmanın bu projenin yolunda önemli bir adım olduğunu vurguladı. Ancak şu da var ki mezhepçilik kapısını kapatmak isteyenin öncelikle mezhepçiliğin yeni demokratik Irak'ın temeli olduğunu onaylayan anayasayı iptal etmesi gerekir. Yani yürürlükteki daimi anayasayı yürürlükten kaldırmalıdır. Bu anayasanın gözden geçirilmesinin bir ihtiyaç olduğunu söylemeye cesaret eden Maliki acaba iptal etmeyi düşünmeye de cesaret edebilecek mi? Buna güç yetirebilecek mi? Yeni bir anayasa yapılması için öncelikle Güvenlik Anlaşması'nı iptal etmesi gerekmez mi? Irak topraklarında hala 150 bin Amerikan askeri varken bunu düşünmek mümkün müdür?
Iraklı vatandaşlar çok iyi biliyor ki bağımsız bir Irak olmadan bir vatandaşlık ve kurumlar Irak'ı kurmanın imkanı yoktur. Son Amerikan askeri IRak topraklarından kovulmadan da bağımsız bir Irak söz konusu olamayacaktır. Bu da ancak ve ancak hedefi özgürlük olan bir ulusal direnişle mümkün olabilir. Emperyal Amerikan savaşını ve Amerika'nın Irak'taki projelerini başarısız kıldıran ulusal Irak direnişi, birlik kurup kendisine isabet eden bitkinlikten kurtulabilirse hedefini gerçekleştirebilmeye de güç yetirebilir. Irak'ın işgal edildiğinden beri ülkede görülen siyasi süreç ise Amerika'nın başarısız savaşının hedeflerini gerçekleştirme mekanizması olmaktan öte gidememiştir."
"ETKİN ARAP KONUMUNUN YOKLUĞU"
Ürdün'den yayımlanan El-Düstur gazetesi bugünkü "Etkin Arap konumunun yokluğu" başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; "geçen iki gün içinde mübarek Aksa Mescidi'nin karşı karşıya kaldığı saldırılar, yerleşimci kalabalığı eşliğinde Siyonist işgal güçlerinin , kindar tutucu çetelerin bundan önce defalarca Tevrat ve Talmud bayramlarını fısrat bilerek tekrarladıkları saldırılar işgal çetelerinin defalarca Aksa Mescidi'nin Yahudi mukaddesleri dahilinde bulunduğunu ilan etmesinin ardından düşmanca plan ve projelerini uygulama yolunda ilerlediğini göstermektedir. Aksa Mescidi'nin altında yıkılıp yerine Süleyman tapınağı inşa edilmesine hazırlık olarak devam eden çalışmaların devam etmesi de bunun bir açıklayıcısı niteliğindedir.
Bu saldırıların boyutuna bakarak Siyonist komplolere karşı koymak, Aksa Mescidi ve Kudüs'ü korumak için etkin ve toplu bir Arap konumu alınması gerektiğine inanıyoruz. Zira işgal güçleri Aksa Mescidini ele geçirmek, Kudüs'e ve diğer işgal altındaki Arap topraklarına emrivaki siyasetini dayatmak için Filistinlilerin zavallı durumunu ve Arapların tereddütlü konumlarını ve uluslararası acziyet halini kullanmıştır.
Haber Ara