Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan: Bu mudur samimiyet?

Erdoğan başlattıkları demokratik açılım sürecini ''akamete uğratmak" isteyenler olduğunu söyledi ve PKK'lıları karşılama için düzenlenen töreni eleştirdi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-21 14:47:00

Erdoğan: Bu mudur samimiyet?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başlattıkları demokratik açılım sürecini ''akamete uğratmak, önünü kesmek, baltalamak, kardeşliğin, huzurun önüne geçmek için çabalayanlar bulunduğunu'' belirterek PKK'lılara yapılan karşılama törenlerinde ortaya çıkan manzarayı eleştirdi.

Başbakan Erdoğan, Ağrı'da Abide Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.

Başbakan Erdoğan başlattıkları demokratik açılım sürecini ''akamete uğratmak, önünü kesmek, baltalamak, kardeşliğin, huzurun önüne geçmek için çabalayanlar bulunduğunu'' belirterek, şunları söyledi:

''Siz, onların kimler olduğunu biliyorsunuz. Onları her gün televizyon ekranlarından seyrediyorsunuz. Onların, siyaset ahlakına sığmayan, nezaket kurallarına sığmayan, adaba, erkana uymayan bağırışlarını duyuyorsunuz. Bu süreçten kendilerine rol çıkarmak, bu süreçten kendilerine pay çıkarmak için süreci nasıl tahrik ettiklerini görüyorsunuz. Bunlara kulak asmayın. Bunların tahriklerine, kışkırtmalarına kulak asmayın.

İşte önceki gün Habur'da, umutlarımızı artıran bir gelişme yaşandı. 34 kişi geldi, sorgulandı ve yasalarımız çerçevesinde, suça karışmadıkları için serbest bırakıldı. Temenni ederim ki çok daha fazlası gelsin. İnşallah bu sorun artık Türkiye'nin gündeminden çıksın. Ama, dikkatlerinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Habur'daki o anlamlı manzarayı, sorumsuzca, kaygısızca, düşüncesizce kışkırtanları da gördünüz. Allah aşkına, bu mudur samimiyet? Sorumluluk sahibi insanlara yakışan bir manzara mıdır o tavırlar? Bu ülkenin gerçekten felaha, gerçekten huzura kavuşmasını arzulayanlar, böyle bir tavır, böyle bir şovun peşine nasıl düşebilir?

Buradan, herkesi sorumlu davranmaya, sağduyulu davranmaya, samimi davranmaya davet ediyorum. Milli Birlik Süreci'ni bu tür provakatif eylemlerle, bu tür şovlarla engelleyebileceklerini zannediyorlarsa, çok büyük bir yanılgı içindedirler.

Onlara rağmen biz bu süreci devam ettireceğiz. İnşallah, temennimiz odur ki sonuca kadar da koşturacağız. Onların kışkırtmalarına, tahriklerine rağmen bu süreci nihayete erdireceğiz. Onlara rağmen, onların sorumsuz tavırlarına rağmen kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Mesele bu.

Milletim uyanık olsun. Ağrılı kardeşim uyanık olsun. Kimin nerede durduğuna, ne dediğine, ne yapmak istediğine, gerçek emelinin ne olduğuna lütfen dikkat ediniz. Kimin samimi, kimin gayri samimi olduğuna lütfen dikkat edin.

Bizi bu alt kimlik, etnik unsurlar ayıramaz, ayırmamalı. Ben Rize'liyim. Eşim Siirt'li. Bak biz buluştuk. Demek ki oluyor. Ama bizim ayrılığımız, gayrılığımız yok. Çünkü biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Biz birilerinin dediği gibi platonik aşk yaşamadık. Gerçek aşk yaşadık, gerçek aşk. Bizim farkımız bu. Şunu da unutmayın, sizin hayır dualarınız arkamızda olduğu sürece, biz geri adım atmayız, taviz vermeyiz, geri dönmeyiz.''


-KARDEŞLİK VE BİRLİK VURGUSU-

''Türkiye'nin çok önemli süreçlerden ve tarihi günlerden geçtiğini'' vurgulayan Başbakan Erdoğan, iç politika, dış politika ve ekonomi alanlarında ülkenin geleceğini şekillendirecek bir süreç yaşandığını ifade etti.

''Çok daha aydınlık, çok daha mutlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İktidara geldiğimizde, Türkiye'nin önünde engeller vardı. Türkiye'nin ayağına prangalar bağlanmıştı. Türkiye'nin kendi iç çekişmeleri, çözümsüz siyaseti, sanal gündemleri ülkemizin paçasına yapışmış, ilerlemesini engelliyor, atılıma geçmesini önlüyordu. Tüm o engelleri, o prangaları ortadan kaldırmak için büyük bir mücadele başlattık, bu yolda önemli gelişmeler sağladık.

Türkiye'ye yeni bir ufuk çizdik, yeni bir vizyon belirledik. Bugün dünyanın bir çok bölgesinde Türkiye konuşuluyor. Siz konuşuluyorsunuz. Bugün dünyanın bir çok bölgesinde, Türkiye'nin başarıları, Türkiye'nin yükselişi, Türkiye'nin dik duruşu konuşuluyor.

Bugün dünyanın bir çok bölgesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bizim işadamlarımız, bizim soydaşlarımız, arkalarında böyle güçlü, böyle büyük bir ülkenin varlığından dolayı, gururla, başları dik, alınları açık şekilde dolaşabiliyorlar.

Bunu biz sizinle başardık, sizin desteğinizle başardık, sizin hayır dualarınızla başardık. Allah'ın izniyle çok daha fazlasını başaracağız.

Yeter ki bir olalım, yeter ki birlik olalım, yeter ki kardeşliğimizi muhafaza edelim, kardeşliğimizi yüceltelim, pekiştirelim. Yeter ki ayrı gayrı olmayalım, ortak idealler etrafında kenetlenelim.

İnanın, o zaman, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur, ulaşamayacağımız hiçbir hedef yoktur. Benim Ahmedim, Mehmedim, Hasanım, Hüseyinim, Ayşem, Fatmam Batı'nın Helgasından, George'undan geri mi? Değil. Tarih boyunca olmadık. Şimdi bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Hiç merak etmeyin. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacağız. Hiç endişeniz olmasın. Yeter ki inanalım, yeter ki hazmedelim, yeter ki çalışalım.''


-''AĞRILI AHMET HANİ'NİN HATIRASI ÖNÜNDE BOYNUMUZU EĞEMEYİZ''-

Türkiye'yi, şehitlerden ve gazilerden emanet aldıklarını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye topraklarını da Anadolu'yu ve Trakya'yı nakış nakış işleyen, ülkenin hamurunu sevgiyle, aşkla, kardeşlikle yoğuran, Hacı Bayram Veli'den, Hacı Bektaş Veli'den, Mevlana'dan, Yunus Emre'den emanet aldıklarını söyledi.

Bu değerli şahsiyetlerin hatıraları karşısında boyunlarını eğemeyeceklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Hacı Bayram Veli'nin, Hacı Bektaş Veli'nin hatırası önünde boynumuzu eğemeyiz. Yunus Emre'nin, Mevlana'nın hatırası önünde boynumuzu eğemeyiz.

Bütün kalbimle, bütün samimiyetimle söylüyorum, şurada, yanı başımızda medfun, aşkın, kardeşliğin, sevginin şairi, gönül insanı Ağrılı Ahmet Hani'nin hatırası önünde boynumuzu eğemeyiz.

Onların bize emanet ettiği bu vatan topraklarını geriye değil, her zaman ileriye götürmek, her zaman yüceltmek, her zaman en ileri hedeflere taşımak zorundayız. Hükümet olarak başlattığımız Milli Birlik Süreci'nin hedefi işte budur.

Halis bir niyetle yola çıktık. Samimi hislerle yola çıktık. Anneler ağlamasın dedik. İzmir'in de, Ankara'nın da, Kayseri'nin de anneleri ağlamasın, Ağrı'nın da anneleri ağlamasın dedik.

Çocuklar artık yetim kalmasın dedik. Ocaklar sönmesin dedik. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlığı üst kimliği altında birleşsin, kenetlensin dedik. Sen Türksün, sen Kürtsün, Sen Lazsın, sen Çerkezsin, sen Gürcüsün, sen Pomaksın, sen Abhazsın, sen Romansın diye kimse saygısızlık yapmasın dedik. Yunus'un diliyle birbirimize bakalım dedik. Biz insanları 'yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz' anlayışıyla severiz dedi. Her vatandaşımız, kendi kültürünü, örfünü, dilini, meşrebini özgürce yaşatarak, bu ülkenin kültürel zenginliklerine zenginlik katsın dedik. Sonuna kadar bu hakkını özgürce kullanabilsin dedik.

İnşallah attığımız adımlarla Türkiye bu sıkıntıları geride bırakacak. Sadece kan durmakla kalmayacak, gönüller de ferahlayacak. Sadece bizim insanımızı huzura ve refaha kavuşturmakla kalmayacağız, bu sorunlar üzerinden beslenenlerin de heveslerini kursaklarında bırakacağız.''


-''ÜNİVERSİTEDEN DAHA BÜYÜK FABRİKA OLMAZ''-

Üniversitesi olmayan hiçbir şehir kalmayacak dediklerinde ''bunlar tabela üniversitesi olur'' diye eleştirildiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, hedeflerine ulaştıklarını Ağrı'nın da üniversiteye kavuşturulduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, açılış töreninin ardından İbrahim Çeçen Üniversitesi'ne giderek 2009-2010 Eğitim Öğretim Yılını açacaklarını belirterek, İbrahim Çeçen'e eğitime katkısından dolayı teşekkür etti. Başbakan Erdoğan, ''Üniversiteden daha büyük fabrika olmaz, bu açılan okullardan daha büyük fabrika olmaz. O fabrikaların temelini bunlar oluşturuyor. İşe buradan başlıyoruz. Eğitimli olmayan bir toplumdan, ancak olsa olsa avare insanlar çıkar'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 2007 yılında kurulan İbrahim Çeçen Üniversitesi bünyesinde 3 fakülte, 2 enstitü, 1 yüksekokul ve 1 meslek yüksek okulun bulunduğunu belirterek, Rektörlük binası ile Fen-Edebiyat Fakültesi'nin de açılışını yapacaklarını anlattı.

''Geçmişte bölgenin önemli birer ilim, irfan merkezi durumunda olan Ağrı'mızı yeniden o günlerine kavuşturacağız'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''İlk ve orta öğretimdeki 810 bin öğrencimize 8 milyon 625 bin ücretsiz ders kitabı dağıttık Türkiye genelinde. Artık Ağrı'da okullar açılırken sıraların üzerinde kitapları ücretsiz buluyor muyuz? Birinci hamur kağıttan buluyor muyuz? Biz bunları bulamadık, biz çala kalem yazardık, öğretmen ders anlatırdı, böyle yetiştik. İlköğretimdeki erkek öğrencilerimiz için aylık 20 TL, kız öğrencilerimiz için 25 TL, ortaöğretimdeki erkek öğrencilerimiz için aylık 35, kız öğrencilerimiz için de 45 TL veriyoruz. Müracaat et. Parayı kime veriyoruz. Erkeğe yok, parayı anneye veriyoruz anneye. Çünkü size versek duman olup gidecek, anneye veriyoruz ki yerini bulsun. Bunlar sizin haklarınızdır. Müracaat edin, haklarınızı alın.''

Ağrı'nın çok sayıda eğitim kurumuna kavuşturulduğunu bildiren Başbakan Erdoğan, ''Kamu tarafından, özel şirketlerimiz tarafından, hayırseverler tarafından yaptırılan, tam 33 ilköğretim okulunu, 2 Anadolu lisesini, 2 anaokulunu, 1 meslek lisesi, 1 genel lise ve 1 pansiyonu Ağrı'ya, Ağrılı yavrularımızın hizmetine sunuyoruz. Hepsi hayırlı olsun. Emeği geçenleri gönülden tebrik ediyor, teşekkür ediyorum'' şeklinde konuştu.


-''BİZ SİZİN HİZMETKARINIZ OLMAYA GELDİK'' -

AK Parti Hükümetinin sağlık alanındaki hizmetleri hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, bugün her vatandaşın istediği hastaneden hizmet aldığını, mahallesindeki eczaneden ilacını temin ettiğini söyledi.

Ağrı'da AK Parti döneminde sağlık hizmetleri için 67,2 milyon TL harcama yapıldığını belirten Başbakan Erdoğan, 150 yataklı Ağrı Devlet Hastanesi, 25 yataklı Diyadin Devlet Hastanesi ve 30 yataklı Eleşkirt Devlet Hastanesi'nin kendi dönemlerinde tamamlanarak hizmete açıldığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, ayrıca, 150 yataklı Patnos Devlet Hastanesi, 150 yataklı Doğubayazıt Devlet Hastanesi, 30 yataklı Hamur Devlet Hastanesinin inşaatına devam edildiğini, 300 yataklı Ağrı Merkez Devlet Hastanesinin ihalesinin de gelecek ay yapılacağını bildirdi.

Ağrı'da Devlet Hastanesi muayene odası sayısını 11'den 121'e, sağlık ocağı muayene oda sayısını ise 38'den 76'ya çıkardıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, uzman hekim sayısını 20'den 124'e yükselttiklerini belirtti.

Başbakan Erdoğan, ''Bu nedir bu? Bu bizim Ağrı'lı kardeşlerimize olan hizmet anlayışımızdır. Biz size efendi olmaya gelmedik, biz sizin hizmetkarınız olmaya geldik. Bizim farkımız bu. Artık, hastalar acil servislerden geri çevrilmiyor. Böyle bir şey varsa anında Valiliğe bildirin, anında Kaymakamlığa bildirin. Artık hastanede yatış ücreti ödenemediği için vatandaşımız rehin alınmıyor. Duydunuz mu böyle bir şey? Asla alınamaz. Bütün bunlar, Türkiye için, insanımız için çok önemli gelişmeler'' diye konuştu.

Ağrı'da TOKİ aracılığıyla bugüne kadar bin 166 konut uygulaması başlattıklarını ve 467 konutu tamamladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, bütün projeler tamamlandığında Ağrı'da toplam 5 bin 934 konut yapılmış olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, ayrıca Doğubayazıt Adalet Sarayı'nı da hizmete açtıklarını hatırlattı.

Ağrı'da 2002 yılına kadar sadece 22 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, AK Parti iktidarının ise 7 yılda 198 kilometre daha bölünmüş yol yaptığını belirten Başbakan Erdoğan, hava ulaşımını da lüks olmaktan çıkartıp, günlük hayatın parçası haline dönüştürdüklerini ifade etti.


-''AĞRI'NIN ÇEHRESİ DAHA DA DEĞİŞECEK''-

Ağrı'da yerel hizmetlerin de aynı kararlılıkla devam edeceğini belirten Başbakan Erdoğan, ''İshak Paşa Sarayı'nın nereden nereye geldiğini biliyorsunuz. Onu da süratle ele aldık. İnşallah İshak Paşa Sarayımız da kültür ve turizm noktasında çok önemli bir sıçramanın vesilesi olacak, bir cazibe vesilesi olacak'' dedi.

Başta çevre ve su başta olmak üzere yerel hizmetler için de Ağrı'ya gereken desteği vereceklerini anlatan Başbakan Erdoğan, omuz omuza verilerek hizmetlerin devam edeceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Buralarda sizleri ben birer barış elçisi olarak görüyorum. Şu Nuh'un gemisi sembolü bir başka ülkenin elinde bulunsaydı, inanın burayı her yıl, değil milyonlarca, on milyonlarca insan ziyaret ediyor olurdu.

Fakat biz bu güzelim dağları, terör yüzünden insanımıza dahi zaman zaman kapattık. İşte Türkiye sorunlarını aştıkça, komşularıyla sorunlarını geride bıraktıkça, terör sorunu olmadığı zaman ben inanıyorum ki Ağrı'ya o zaman yatırımcı gelecek, o zaman müteşebbis gelecek. Gelecek buralarda fabrikalarını kuracak, yapacak. Biz kapatılan Ağrı Et Kombinasını açtık. Niye? Yeniden bir canlılık başlasın diye. Fakat bunların yürütülmesinin belli bir süreci var. İnşallah Ağrı'nın çehresi daha fazlasıyla değişecek.''

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından bakanlarla birlikte tesislerin toplu açılışını yaptı.


-NOTLAR-

Toplu açılış törenine Devlet Bakanı Faruk Özak, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve milletvekilleri de katıldı.

Ağrı milletvekillerinin anons edilmesi sırasında açılış töreninde bulunan bazı vatandaşlar milletvekillerini protesto etti.

Tören alanında bulunan ''Dinsin bu gözyaşı, dursun kardeş kavgası. Bu vatan hepimizin. Demokratik açılımı destekliyoruz'', ''Biz birlikte Türkiye'yiz'' ve ''Burası Ağrı'dır, başı karlıdır. Herkes sana bağlıdır'' pankartları dikkat çekti.

AA
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara