Dolar

34,8702

Euro

36,6643

Altın

3.009,21

Bist

10.058,63

Alparslan Arslan talimatı Allah'tan almış

Alparslan Arslan Danıştay saldırısının talimatının Allah'tan geldiğini öne sürdü.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-19 15:53:00

Alparslan Arslan talimatı Allah'tan almış
Danıştay suikastını gerçekleştirdiği iddiasıyla yargılanan Alparslan Arslan, konuşacağı bir şey olmadığını belirterek savunma yapmadı. Çapraz sorgusu esnasında savcıların sorularına yanıtlayan Alparslan Arslan Danıştay saldırısının talimatının Allah'tan geldiğini öne sürdü.

Başörtüsünün yasaklanamayacağını ifade eden Alparslan Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları kimden aldığını açıklamak istemedi. Savcıların ısrarla bombaları kimden aldığını sormalarına rağmen Alparslan Arslan suskunluğunu korumaya devam edince salonda izleyicler arasında bulunan babası İdris Arslan, "Söylesene" diye bağırdı. Çapraz sorusuna devam edilen Alparslan Arslan daha sonra bombaları Danıştay davası sanığı Süleyman Esen'den aldığını söyledi. El bombalarını öldürme kasti ile atmadığını ifade eden Alparslan Arslan, "Öldürme kastim olsaydı girip içeride atardım" dedi. "Keşke cezaevine girmeseydim, keşke bu olayların hiçbirini yaşamasaydım" diye konuşan Alparaslan Arslan, "Meclis idam cezasını yenidem çıkartsın beni idam edin" dedi.

Çay içip sohbet etmek istedi

Ergenekon Ana Davası'nın 116'ıncı oturumunda çapraz sorgusu yapılan birleştirilen Danıştay suikasti davası sanığı Alparslan Arslan ifade vermeyeceğini belirterek, "Konuşacak bir şeyim yok. Çay içip sohbet edecekesek edelim" dedi. Mahkeme başkanı Köksal Şengün de mahkeme salonunun çay içme yeri olmadığını söyledi.

Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran ise daha önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından mahkemeye gönderilen raporun bilimsel bir rapor olmaktan uzak olduğunu ifade ederek, müvekkilinin akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürdü. Avukat Oğuz Kayıran, "Raporda belirtilen bulgular ile varılan sonuçlar arasında bir nedensellik yoktur. Tekrar rapor alınması için Alparslan Arslan'ın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesini talep ediyorum" dedi. Alparslan Arslan'ın savunma yapmayacağını belirtmesi üzerine çapraz sorgusuna geçildi.

Arslan çapraz sorusu esnasında verdiği anlamsız ve birbiri ile çelişen cevaplarla dikkat çekti. Sorgusunun bir bölümünde ayakta duran Alparslan Arslan daha sonra ayakta duracak hali olmadığını belirterek oturdu. Alparslan Arslan zaman zaman kendi kendine güldü.

Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in soruları ile başlandı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Alparslan Arslan'a kızkardeşiyle yaptığı "Eksiğin var mı? İçeride mi, dışarıda mı? Neyin eksik yapıyorum? Yolcuyu gördün mü?" şeklindeki telefon mesajlarını hatırlatarak bunların ne anlama geldiğini sordu. Alparslan Arslan da "Açıklanacak birşey yok. Sadece sorulan sorulara cevaplar var. Başka birşey yok" diye yanıt verdi.

Danıştay saldırısında ismi geçen Tarkan Toper'le ilgili soruları yanıtlayan Alparslan Arslan, "Telefonumun şarjı bitik olduğu için bir bakkala gidip oradan paralı telefon ile aradım. Sadece Tarkan Toper ile sohbet etmeye, çay içmeye gittim. Rahatsız olduğum için yemek fırsatım olmadı.Oruç tutuyordum. Emir gelmişti. Yukarıdan gelmişti. Allah'tan geldi. Emir rüzgarla gelir, melekle gelir, hal ile gelir, bakışla gelir" dedi.

İdam şart, beni idam edin

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Cumhuriyet gazetesine bomba atasın diye mi emir geldi?" dye sorması üzerine Alparslan Arslan şunları söyledi:

"Başörtüsünü biliyoruz. Allah'tan utanmayan insanla benim işim olmaz. Başörtüsü takmayan insandan utanırım. Sen kimsin ki şerefsiz, Türkiye Cumhuriyeti'nde bunu yasaklıyorsun? Vesilelerle 1.70-180 boyundaki bir mahluk, Allah'tan utanmayan insanlara cezayı verdi. Danıştay önemli mesele. Başörtüsünü yok sayamazsın. Bunu yüzde 90 ile 99 arasında biliyorum. Benim bilgim bu. 'Bu yasağın altındaki imza size mi ait?' diye gidip sormadım. Gittim, 'bunu yasaklayamazsınız' dedim. Çırılçıplak dolaşan birini dövecek misin? Alıp bir kenara çekecek ve ihtiyacını karşılayacaksın. Ben hala edep derim. Edepli olmak lazım. İnsanlar hayatlarının bir döneminde hata yapmış olabilir ama edepli olmak lazım. Bütün mahlukatın sahibi Allah'tır. Ben edepsizin yanında yaşayamıyorum. 'Neden edepsizlik yapıyorsun da' diyemiyorum. Çıkar giderim yanından. Edepli olmak lazım. Cezaevine girmeden önce büyüklerime saygısız davranmaktan korkardım. Devlet denen mahluk, koydu bir deliğe. İdam şart. Bu şekilde insanların yaşamını uzatamazsın. Bir anlamı yok. Meclis, idam yasasını tekrar çıkarsın, ben altına imza atarım. Beni idam edin."

Alparslan Arslan savcının sorularını cevapladığı sırada yanında güvenlik için bulunan jandarma erlerinden birisi, fenalık geçirerek olduğu yere yığıldı. Jandarma askeri, diğer askerler tarafından salondan çıkartıldı.

Turhan Selçuk'a çok fazla kinim var

Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması talimatının kim tarafından verildiğinin sorulması üzerine Alparslan Arslan, söyleyecek birşeyinin olmadığını belirtti. Ayakta duracak halinin olmadığını söyleyen Alpasralan Arslan sanık kürsüsündeki sandalyeye oturarak bundan sonraki sorulara oturarak cevap verdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Bunlar çok önemli Alparslan. Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atma talimatını kimden aldın. Olay sırasında yanında kimler vardı?" diye sorması üzreine Alparslan Arslan da Cumhuriyet gazetesine karşı önceden bir antipatisi bulunduğunu ifade etti. Alparslan Arslan "Neticede onlar da bizim insanlarımız. Ama domuza başörtüsü giydirme. Bunu yapma. Hiç olmazsa bir özür dile. Turhan Selçuk'u çok fazla sevmiyorum. Türkiye'de yaşıyorsunuz, ben anlamıyorum. Turhan Selçuk'a çok kinim var. 60-70 yaşında adamsın. Türkiye'de yaşıyorsun, saygılı olmalısın. Babam olsa keserim. Allah'tan utanmayan adamı aklım almıyor. Hürriyet veya Sabah gazeteleri olsa açar telefonu gereğini söylerdim ama Turan Selçuk olunca dayanamıyorum. Gider parçalarım. Dayanamam yani. Mesela burada Doğu Perinçek var. Adamı seviyorum kardeşim" dedi.

Bu konuları açıklamaya gerek yok

Alparslan Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan 3 el bombasını kimden aldığının sorulması üzerine "Bunu açıklamaya, bu konulara girmeye gerek yok. Bazı açıklamaları emniyette yaptım.Bir yerde edebe sığınmak lazım. Herşeyi buradan açıklamaya gerek yok. Ya idam et ya serbest bırak. Onu aç, bunu aç, bırak bunları. Biryerlere sığınmak lazım. Eğer derin devlet diye birşey varsa ki kokusu bana az geliyor. Mesela Malatya'daki olayı emniyet nasıl çözemiyor. Danıştay'ın başörtüsü kararıyla ilgili olarak emekli paşa, emekli hakim ve emekli savcı bir araya gelir. 'Sen niye yasaklarsın?' diye sorar ama sorulmuyor. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un İsrail'e gitmesine üzüldüm. İsrail'de senin ne işin var? Yaşar Büyükanıt'a hala büyük saygım var. Gerçekleri ortaya koymak lazım. Böyle bir Türkiye'de yaşamak istemiyorum. Başörtüsü yasaklanıyor, Genelkurmay Başkanı, İsrail'e ağlama duvarına gidiyor" diye konuştu.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Bombaları nereden aldığınız konusunda çelişkili ifadeniz var. Mesela ifadelerinizin birinde Süleyman Esen'den aldığınızı söylüyorsunuz. Bunları açıklarsanız bu davayı ancak böyle bitirebiliriz" diye konuşması üzerine tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek, "Böyle mi bitecek bu dava?" diye bağırarak tepki gösterdi. Doğu Perinçek'in tepki göstermesi üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel de olayı aydınlatmaya çalıştıklarını söyledi. Mahkeme başkan Köksal Şengün ise "Kelimeleri her zaman yerinde kullanamıyoruz. Keşke kullanabilsek" dedi.
Bunun üzerine Alparslan Arslan, "Kelimeleri yerinde kullanmak lazım abicim" diye konuştu. Alparslan Arslan'ın bu şekildeki cevapları üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sorularına cevap alamadığını belirterek "Soracakları varsa savcı Nihat bey bundan sonra devam etsin" dedi.

Edepsiz insanlarla yaşayamıyorum

Alparslan Arslan Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılmasına ilişkin sorulara ise şu yanıtları verdi:

"Edepsiz insanlarla yaşayamıyorum. Önemli değil. Burada paylaşıyoruz meseleyi. Bombaları, Cumhuriyet Gazetesi meselesini, Danıştay meselesini. Medyada neler geçtiğinin bir şekilde farkındayım. Farkında olmam lazım ki ona göre bir hayat ortaya koymamız lazım. Türban kararı ile ilgili haber yayınlandığında benim haberim yoktu. Ama kafama gelen bir aylık süreç. Cumhuriyet gazetesine bakış açışı merhamet boyutunda da olabilir. Ama ben o idrak boyutunda değildim.Turhan Selçuk'a gönderilen mektuplar konusunda bilgim yok. Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atması için Osman Boz'a para vermedim. Osman Boz çocukluk arkadaşımdır. Bu konularla ilgisi yok. Kimseye para karşılığında bu tip meseleleri kesinlikle yaptırmam. İnsanlara yardım edebilir ama para boyutunu konuşmam. Para vererek teşfik amacıyla çocuklara namaz kıldırtabiliriz ama bu konuda parayı hiç konuşmadım. Osman Yıldırım ile 27 Nisan'da Bostancı sahilinde buluştuk. Bazı holding ve bankalarla ilgili konuştuk."

Danıştay davası sanıklarından Osman Yıldırım ile çay içip sohbet ettiklerini anlatan Alparslan Arslan "Keşke cezaevine girmeseydim. Keşke bu olayların hiçbirini yaşamasaydım. Osman Yıldırım ile mesajlaşıp buluşuyorduk. Oturup sohbet ediyorduk. Motivasyon boyutu vardı. Osman Yıldırım, hayat konusunda beni motive ediyordu. İyilik yapmak, kötülüklerden uzak durmak konusunda beni motive ediyordu. Mezarlıklarda oturmaya başladım. İnsanlardan nefret etmeye başladım. O zaman harekete geçmek lazımdı" dedi.

Başka insanları bu olaya bulaştırmak istemedim

Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombalarının verildiği iddia edilen Ataşehir toplantılarına ilişkin soruları da cevaplayan Alparslan Arslan, Ataşehir'de Recep Özkan isimli arkadaşının evine ziyarete gittiğini belirterek, "Orhan Kadı isimli arkadaşımı arabamla Osman Yıldırım'ı almaya gönderdim. Ben o sırada Recep Özkan'ın evindeydim. Recep Özkan burada yalnız kalıyor. Burası öğrenci evi. Başka bir amaçla kullanılmadı. Osman Yıldırım yukarı çıkmadı. Aşağıya indim. Dışarıda konuştuk. Sohbet ettik. Osman'ı sadece ben gördüm. Diğer arkadaşlarım konuşmadı. Osman ile Cumhuriyet meselesinin bir an önce çözüme kavuşmasını, ona göre yaşantımızı düzenlemeyi konuştuk. Başkalarını bu olaya bulaştırmak istemedim. Osman Yıldırım, belli bir hayat tarzı olan bir insan. Ben de üç aşağı beş yukarı bir yere ulaşmış, bunu mertebe olarak söylemiyorum, kendine göre yaşamı olan bir insanım" diye konuştu.

Bombalar Ataşehir'de verilmedi

Savcı Nihat Taşkın'ın "El bombaları bu evde mi verildi?" sorusuna ise Alparslan Arslan, "Bu evde verilmedi" diye cevapladı. Bunun üzerine savcı Nihat Taşkın, "Nereden temin ettiniz?" diye sordu. Alparslan Arslan'ın bu soruya uzun bir süre cevap vermemesi üzerine izleyici bölümünde bulunan babası İdris Arslan, "Söyle oğlum" diye bağırdı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün "Cevap verecek misin?" diye sordu. Arslan, bu soruya cevap vermeyeceğini söyledi.
Savcı Nihat Taşkın'ın Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının Ergenekon davasında verdikleri beyanda "Alparslan Arslan, Danıştay davasında bombaları Süleyman Esen'in Özel Harpçi bir arkadaşından aldığını söyledi. Ancak bu tutanaklara geçmedi" dediğini hatırlatarak bu konuda bir açıklama yapmasını istedi. Alparslan Arslan da "Cezaevine konulmuşum.Aradan bir yıl ya 6 ay geçmiş. Kimse ile irtibatım yok. O şekilde ağzımdan kaçırmış olabilirim. Bu doğru değil. Sadece ağzımdan çıktı." dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları kimden aldığına ilişkin sorulara yanıt vermeyeceğinin ifade eden Alparslan Arslan savcı Nihat Taşkın'ın bu konuya ilişkin ısrarlı soruları üzerine şunları anlattı:

"Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasından kimsenin haberi yok. Bu konuyu kimseyle paylaşmadım. Bu meseleleri yanlızca Osman Yıldırım ile konuştum. Bombaları Ataşehir'de yolda giderken arabada Osman Yıldırım'a verdim. Üsküdar'daki evimden aldıktan 1 saat sonra verdim. Süleyman Esen Üsküdar'daki evime getirdi. Süleyman Esen'in nereden bulduğunu bilmiyorum. Ya emniyet, ya jandarma, ya da korucu tanıdıklar vardır. Süleyman Esen'in bu tür insanlarla ya akrabalığıya da hısımlığı vardır. Süleyman Esen bu bombalalara ulaşabileceği kişiler vardır. 'Bulabilir miyiz?' diye sordum. Bir hafta, 3-5 gün içinde getirdi. Süleyman Esen'e 3 bomba için bin 500 TL verdim. Esen bombaları ne yapacağımı sormadı. El bombalarını Süleyman Esen'den aldıktan sonra bir hafta evde tuttum. Bombaları çantanın içinde evindeki yatağımın altında sakladım. Sonra bombaları el çantasına koydum. Ardından da 2 tanesini Osman Yıldırım'a verdim. Biri bende kaldı."

Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran söz alarak müvekkilinin savunma yapmadığını, ancak manipülasyon taktikleriyle bir nevi sorgusunun yapıldığını söyledi. Avukat Oğuz Kayıran müvekkilinin çapraz sorgusunun alınmasına tepki gösterdi.

Mahkeme başkan Köksal Şengün de, "Sorulara cevap vermeyebilir. Mahkeme doğruların ortaya çıkmasından yana. Verdiğimiz kavga onun için. Kimseyi zorla ifade vermeye zorlamıyoruz. Savunma yapmayacağını söyledi, biz de çapraz sorgusuna geçtik" dedi.

Savcı Nihat Taşkın'ın "Bombaları verirken ne dediniz?" sorusuna ise, "Bismillah dedim mi hatırlamıyorum" diye yanıtladı. Savcı Nihat Taşkın'ın, "Eylem insanları öldürmeye yönelik miydi? diye sorması üzerine Alparslan Arslan, "İnsanları öldürmeye yönelik miydi, yüzde 90 aklımdan geçti diyemem. Sadece uyarmak içindi. İnsanlar ölsün önemli değil. Başörtüsünün de bombalarla birlikte atılmasının nedeni, gazetenin karikatürden dolayı uyarılmasının anlaşılması içindi. Osman Yıldırım bombaları cebine koydu. 'Bugün atılsın, olmazsa yarın muhakkak atılsın' Osman Yıldırım atınca patlamadı. Sonra ben gittim attım, patladı" diye konuştu.

Öldürme kastım olsaydı girer içeri atardım

Savcının "El bombalarını nereden biliyorsunuz?" sorusunu ise Alparslan Arslan, "Pimi çekip atmak lazım diye söylendi. Pimi çekilecek atılacaktı. Ben patlayıp patlamayacağı konusunda şüpheliydim. Bombalar çok sağlıklı değildi. Biraz yıpranmıştı. Uzun süreden beri bulunduğu belliydi. Öldürmek kastım olsaydı, girer içeriye atardım. İnsanlara para karşılığı eylem yaptırmadım. Yaptığım işin parayla bir alakası yok" diye konuştu.

Savcı Nihat Taşkın, Alparslan Arslan'ın cep telefonundan atılan bazı mesajları okuyarak, kaleşnikof ile neyi anlatmak istediğini sordu.

Alparslan Arslan da, "ATV'yi kurşunlayacaktım ya da kurşunlatacaktım. Erkekler yarışıyor adlı yarışmadan dolayı" diyerek, Cumhuriyet'e bomba atılmasının ardından ATV'ye saldırı düzenleyeceğini söyledi.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara