Ekonomik sıkıntılar kalp krizini tetikliyor
Stresin Damar Sertliğine Neden Olan En Önemli Faktörlerden Biri Olduğuna Dikkat Çeken Uzmanlar, Ekonomik Sıkıntıların Kalp Krizini Tetiklediğini Söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-12 11:36:00
Stresin damar sertliğine neden olan en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ekonomik sıkıntıların kalp krizini tetiklediğini söyledi.
Dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri olan kalp krizi sebebiyle her yıl dünya üzerinde 17 milyon kişi (her 3 ölümden biri) hayatını kaybediyor.
Ekonomik problemlerin de tüm krizler gibi insanların kalp ve damar hastalıklarını artırıp, kalp krizini tetiklediğini ifade eden Özel Bahar Hastanesi'nden Kardiyolog Dr. Ali Özeren, tüm krizlerin atlatılacağını ancak kalp krizlerinin çok daha önemli olduğunu, atlatılsa bile ciddi hasar bırakacağını kaydetti.
Amerika'da 1994'te meydana gelen deprem sırasında kalp krizlerine bağlı ani kalp ölümlerinin sayısının artığını ve depremi takip eden iki hafta boyunca kalp rahatsızlığına bağlı ölümlerin sayısında bir düşüş gözlendiğini dile getiren Dr. Özeren, Japonya'da da deprem sonrası kalp krizi geçirenlerin sayısının 3,5 kat arttığını vurguladı.
Dr. Özeren, "1999 Adapazarı depreminde bizim de bir hastamızda kendiliğinden tüm kalp damarlarında yırtılmaya bağlı kalp yetmezliği saptandı ve yabancı dergilerde yayınlandı. Ağır emosyonel veya fizik stresin, hormonlar, tansiyon nabız ve pıhtılaşmaya ait değişikliklerle birlikte seyrettiği; bu değişikliklerin, zayıf plakların çatlamasına, koroner damarlarda spazma neden olabileceği ileri sürülmüştür. Fizik ve emosyonel stres, sempatik sinir aktivasyonuna, bu da kan basıncının ve kalp hızının artmasına; dolayısıyla miyokardın oksijen tüketiminin artmasına neden olur. Duygusal şoklar, kalp hastalıklarını tetikliyor. Özellikle kadınları etkileyen bu durum, sevdiklerinin ölümü ya da eşleri tarafından terk edilme gibi tatsız olaylar yaşayan kişilerin, kalplerinde bazı fonksiyon bozukluklarına neden oluyor ki buna 'kırık kalpler sendromu' deniyor." diye konuştu.
İçinden çıkılması zor ekonomik sıkıntılarla boğuşmanın bir süre sonra insanlarda ruhsal ve bedensel hastalıklara yol açtığını ifade eden Dr Özeren, şunları söyledi: "Tüm dünyada etkisini hissettiren ekonomik kriz, insanların kalp sağlığını riske sokuyor. Ekonomik krizin neden olduğu gelecek kaygısı, mutsuzluk ve karamsarlığa neden oluyor. Bu duygular içinde yoğun stres yaşayan kişide kanda adrenalin seviyesi yükseliyor. Adrenalin ise kalbi besleyen damarlarda spazma yol açıp, kalbe giden kan akımı ve oksijeni azaltıyor. Böylece kalp krizi riskini artırıyor. Bu aralar kalp krizinin yaşı iyice azaldı. Son zamanlarda 18-25 yaş arası çok sayıda insan kriz geçirip müdahalelerimizle tekrar hayata döndü. Krizin sebep olduğu stresle depresyon belirtileri görülebiliyor. Yapılan araştırmalar, depresyonun artmış kortizon nedeniyle kalp damar hastalığı riskini 3 kat artırdığını göstermiştir. Diğer taraftan, bir ay önce 30 yaşında bir hastamızda olduğu gibi, bazen depresyon ilaçlarına bağlı hayati ritim bozuklukları da gelişebiliyor. Daha sık olarak aslında tamamen sağlıklı kişiler kalp hastası olduğunu düşünerek her gün doktora başvurmaktadır."
İngiltere'de 5 bin kişilik bir araştırmada işten atılmanın kalp krizi tehlikesini 2 kat yükselttiğinin belirlendiğini belirten Dr. Özeren, krize büyük gerilim ve buna bağlı olarak damar tıkanmasının sebep olduğunu kaydetti.
Dr. Özeren, özellikle daha önceden kalp hastası olanların ekonomik nedenlerle ilaçlarını aksatmamasını, 'stresi azaltır' diye sigara alkol gibi kalp için de zararlı olan maddelerin tüketimini artırmaması' konusunda uyarıda bulundu.
Medyada yer alan ekonomik kriz haberlerinin de halkı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Özeren, bu tür olumsuz haberlerin izlenmesinin moralleri bozduğunu ve sağlığa zarar verdiğini kaydetti.
(CİHAN)
SON VİDEO HABER
Haber Ara