Grip, sağlığımızı tehdit ediyor
Havaların aniden soğuması gribe davetiye çıkarıyor. Trabzon Özel İmperial Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Cemil Bayarslan, "Hastalık yaklaşık iki haftada kendiliğinden sonlansa da halsizlik ve kırgınlık biraz daha uzun sürebilir" dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-08 20:35:00
Soğuk algınlığının yanlış olarak grip ile karıştırıldığını ifade eden Dr. Bayarslan, yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrısı, halsizlik, iştahsızlığın grip için sıklıkla saptanan şikayetlerin başında geldiğini söyledi.
Gribin, 18-72 saatlik bir kuluçka döneminden sonra birdenbire başladığını anlatan Dr. Bayarslan, şöyle konuştu: "Yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrısı, halsizlik, iştahsızlık sıklıkla saptanan şikayetlerdir. Ateş, genellikle iki ya da dört gün sürer. Bazı vakalarda mide ağrısı, bulantı ve ishal görülebilir. S-OIV A (H1N1) virüsünün neden olduğu gribal infeksiyonda da belirtiler aynı olmakla birlikte vakaların dörtte birinde bulantı ve ishal şikayetleri görülmektedir ki bu da oldukça sıktır."
Hastalık yaklaşık iki haftada kendiliğinden sonlansa da halsizlik ve kırgınlığın biraz daha uzun sürebildiğini anlatan Dr. Bayarslan, soğuk algınlığının yanlış olarak grip ile karıştırıldığını söyledi.
İki hastalığın viral bir infeksiyon olmakla birlikte farklı hastalıklar olduğunu anlatan Bayarslan, şunları söyledi: "Farklı virüslerle oluşurlar. Hastalığın tedavisinde bol sıvı alımı ve istirahat gereklidir. Antihistaminik ve antienflamatuar ilaçlar ilk 48 saat içerisinde alındığında belirtilerin hafif geçmesini sağlar. Asıl virüse etkili ilaçlar olan amantadin, rimantadin, oseltamivir ve zanamivir yine ilk 48 saat içerisinde alındığında hastalığın süresini kısaltır ve daha hafif geçmesini sağlarlar.
Amantadin ve rimantadin salgınlarda gribe yakalanmaktan korunmak amacıyla kullanılan ilaçlardır. Pandemilerin önlenmesinde şüphesiz en önemli etken grip aşılarıdır. Bu aşıların geliştirilmesi virüsün yapısının sık değişmesi nedeniyle oldukça zordur ve her sene aşı yenilenir."
VİRÜS İZLEME MERKEZİ
Dünya Sağlık Örgütü'nün 1997'den beri WHO Flunet sistemi ile Avrupa'da influenza virüs takibi ve izleme yaptığını anlatan Bayarslan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu takipler sonucunda bir sonraki yılın aşısında bulunması gereken virüs suşu belirlenir ve iki influenza A ve bir influenza B virüsüne karşı aşı oluşturulur. Bu aşıyı yumurta allerjisi olmayan 6 aydan büyük herkes yaptırabilir. Yeni çıkan ve henüz ülkemizde olmayan burun içine sıkılan sprey şeklinde bir aşı daha var.
Bu aşının kullanım kolaylığı olması yanında etkinliğide oldukça iyidir ancak bu yeni aşı 2- 49 yaş arasındakilerde ve altta yatan bir hastalığı olmayan kişilerde kullanılabilecektir."
Hastalığın tarihçesi ile ilgili bilgi veren Dr. Bayarslan, "Grip (İnfluenza) çok eski yıllardan beri bilinen ve her yıl 500 milyon kişinin yakalandığı viral bir infeksiyon hastalığıdır" dedi.
İnfluenza virüsünün A, B ve C olmak üzere üç tipi olduğunu anlatan Bayarslan, şunları söyledi: "İnfluenza A insanlarda ve hayvanlarda hastalık yapabilir ve dünya çapında salgınlara neden olabilirken influenza B sadece insanlarda hastalık yapabilir ve daha küçük salgınlar yapabilir. İnfluenza C ise insan ve domuzlarda hastalık yapabilir ve salgınlara neden olmaz. Pandemi dediğimiz dünya çapındaki salgınlara baktığımızda, bilinen en büyük pandemi 1918-1919 yıllarında görülen yaklaşık 20 milyon insanın ölümüne yol açan İspanyol gribi (Influenza A H1N1) olarak adlandırılan salgındır.
Bu salgına baktığımızda kısaca domuz gribi olarak adlandırdığımız swine-origin influenza virus A (S-OIV A) (H1N1) için neden bu kadar yüksek alarm düzeylerine geçildiği ve bu kadar çok önlem alındığı daha iyi anlaşılır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara