Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

Aksa'da gündüz oruç gece kıyam...

Tutucu Yahudilerin Aksa Mescidi'ni yıkma girişimlerine karşı Aksa Mescidi'nde murabıtlar sabahtan akşama kadar zikir, tesbih, oruç, tilavet ve itikaf arasında nöbet tutuyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-08 22:37:00

Aksa'da gündüz oruç gece kıyam...

Defne Bayrak / TIMETURK

Radikal Yahudilerin Aksa Mescidi'ni yıkma girişimlerine mazlum Filistin halkı Aksa Mescidi'nde Rableri'ne sığınarak karşı koymaya çalışıyor.

Özellikle Goldstone Raporu'nun BM'ye sunulmasının Mahmud Abbas yönetiminde Filistin Sultası tarafından ertelettirilerek açıkça Filistin davasının ayaklar altına alınmasından, İslam dünyasından bu felaket karşısında da her zaman olduğu gibi bir ses çıkmamasından sonra kendilerine Allah'tan başka bir yardımcı olmadığını çok iyi anlayan mazlum Filistin halkı gece gündüz zikir, tilavet, tesbih, oruç ve itikaf arasında; iftarda işgalciden kaçırmayı başarabildiği kuru gevreğe talim ederek Aksa Mescidi'ni düşmanın saldırılarından korumaya çalışıyor.

İsrail polisinin kendilerini yakalamasına fırsat vermemek için geceleri Aksa Mescidi'nin içinde ışıkları kapatan murabıtlar işgalcinin kendilerini abdest almaya gittiklerinde gözetleyip yakalamasından muzdarip.

Gündüz oruç... gece kıyam... Kur'an tilaveti... zikir ve vaaz halkaları... Aksa'yı herhangi bir saldırıdan korumak için gruplar düzenli bir programa göre nöbet tutuyor.
Aksa mescidindeki murabıtların hayatları, tutucu Yahudi grupların saldırılarını engellemek için geride kalan 6 gün boyunca böyle geçti.

Filistin'deki İslami Hareket'te Kudüs İşleri Danışmanı ve geçtiğimiz cumartesiden beri Aksa'daki 100'lerce murabıttan biri olan Ali Ebu Şeyha (48) şöyle dedi; ''Aksa'nın içindeki murabıtlar, itikaflarına başladıkları ilk günden beri vakitlerini düzenlemeye ve uzun günler boyunca Aksa'nın dahilinde itikaflarını sürdürmelerini sağlayacak program koymaya azmetti''.

Ebu Şeyha murabıtların günlük programlarını anlatmaya başlamadan önce Aksa'nın dahilinde itikafın garanti bir hak olduğunu ve işgalcinin bunu engellemeye hakkının olmadığını vurguladı.

Ebu Şeyha'nın açıklamalarına göre bu program sabah ezanının okunması ve ardından zikir, tesbih ve tilavet halkaları gelen cemaat namazı ile başlıyor.

Güneş ışıklarının Aksa Mescidi'nin güçüş rengi kubbesi üzerinde yükselmesiyle murabıtlar caminin içinden çıkarak yakınında kenetlenmek için Mağribliler Kapısı'nın sahasına gidiyor. Nitekim Yahudi gruplar Aksa'yı yıkma girişimlerinde bu kapıyı ana giriş olarak kullanmaktadır.

Gözleri Aksa'nın kapılarını gözetlerken dilleri öğlen ezanı okunana kadar zikir ve tesbihle meşgul oluyor. Ezan okununca bir kısmı namaza duruyor. Kalan kısmı da kapıda korumalık yapıyor. Namaz kılanlar bitirince de geride kalanlar yerlerine geçip namazlarını kılıyor.

Daha sonra ikindi namazına kadar murabıtlar sabır ve kuvvetle; dikkatlice beklemeye devam ediyor.

Akşam ezanının okunmasıyla çağrıya cevap veriyorlar, sonra da Allah'a yaklaşmak için sığındıkları rabıta ve oruçla geçen bir günün ardından kendilerine yemek ulaşmasını engelleyen İsrail güçlerine meydan okurcasına iftar ediyorlar.

Ebu Şeyha bu hususta şöyle dedi; ''işgalci Aksa dahilindeki mutekiflere yemek getirilmesini engelliyor. Ulaşan yemekler ise ancak çok az miktarda ve işgalcinin bilmediği yöntemlerle oluyor. İşgalcinin sabrımızı ve azmimizi kırmasına meydan vermemek için de gündüzleri oruç tutuyoruz.

Yüzlerce murabıt, gizlice kaçırılabilen Kudüslülerin ve Aksa'nın komşularının maharetli oldukları bazı yiyeceklerin yanında Kudüs şehrinde meşhur olan Kudüs gevreği ile iftar ediyor.

Gece gelip yatsı namazının kılınmasıyla Aksa Mescidi'nin tüm kapıları kapatılıyor ve ışıklar söndürülüyor, itikaf ve namaz programı başlıyor.

Ebu Şeyha ışıkları söndürüp kapıları kapatma yöntemine Yahudi cemaatlerin Aksa'yı yıkma gücünü kırmak ve işgalcinin Aksa içindeki murabıtların sayılarını ve kimliklerini saptayıp tutuklamasını engellemek için başvurduklarını açıkladı.

İŞGALCİ ABDEST ALMAYA GİDEN MURABITLARI GÖZETLİYOR

Murabıtlardan biri olan Yusuf Baz (50) bu yöntemlere işgal kuvvetlerinin cami içinde kendilerini gözetlemesi ve yakalama ya da herhangi bir şekilde kovma girişimlerinde bulunması nedeniyle başvurduklarını belirtti.
Baz, konu üzerine murabıtlar için en büyük tehlikelerden birinin abdest almaya gitmek olduğunu, polisin kendilerini gözetlediğini ve oraya giden şahısların direk yakalandığını örnek verdi.

Baz, abdest almaya gitmenin zor ve beceri isteyen bir iş olduğunu, çeşitli yöntemler gerektirdiğini, polise yakalanmaktan kurtulmak için bunu yaptıklarını hatta bazılarının bu gibi tecrübelere maruz kalmamak için yemek ve içmekten uzak durduklarını ifade etti.

Baz, bu yöntemle polisin birden çok kişiyi yakaladığını, bazılarını ise murabıtların son anda tutuklanmaktan kurtardığını söyledi.

Sebat ve Direnç

İşgalcinin murabıtlara baskısına ve Aksa'nın kuşatılmasına karşın direnişlerini ve maneviyatlarının yüksek oluşunu işgalcinin çiğnemeye çalıştığı Aksa için bir fedakarlık olarak tabir ediyor.

Baz bu noktada; ''maneviyatımız yüksek çünkü biliyoruz ki bir hak üzerineyiz. İşgalci bize karşı dini baskı uyguluyor. Bu bir zulümdür. Bizse bu zulme sabır ve direnişle karşı koyuyoruz'' dedi.

Ebu Şeyha ise şöyle dedi; ''çeşitli yaşlardan yüzlerce direnişçi işgalciye şu mesajı vermektedir; ''Aksamız ve mescidimiz üzerinde biz daha çok hak sahibiyiz. Ne zaman orada namaz kılmak istersek kılarız, ne zaman itikaf etmek istersek ederiz. Buna hakkımız var''.

İşgal güçleri 6 gündür Aksa Mescidi'ni kuşatıyor. Yahudi dini grupların girmelerini sağlamak için namaz kılmak isteyenlerin içeri girmelerini engelliyor. Buna karşın Filistinliler yıkma girişimlerini engellemek için caminin içine girmeyi hatta itikaf yapmayı başardı.

Haber Ara