Abbas ve adamları görevden alınmalı
Arab basınında bugün Abbas ve danışmanlarının görevden alınması ve Aksa'ya karşı harekete geçilmesi çağrıları ile Kral Abdullah'ın Suriye ziyaretinin bölge için önemi tartışılıyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-08 12:48:00
Defne Bayrak / Timetürk
Arap basınında bugün Filistin Kurtuluş Örgütü icra komitesi genel sekreteri Yasir Abdurabbeh'in Goldstone raporunun ertelettirilmesinin bir hata olduğunu itiraf içeren ifadelerinin, Abbas ve bu karara müşterek herkesin hesaba çekilmesi ve görevden alınması için bir delil olarak kullanılması gerektiği belirtiliyor. Suudi kralının göreve gelmesinden bu yana ilk defa gerçekleştirdiği Suriye gezisi de gerçekleştiği ortam çerçevesinde değerlendiriliyor. Bu gezinin bölgeye istikrar ve güvenin geri döndürülmesinde etkin olacağı ifade ediliyor. Yahudi hükümetinin Kudüs'e yönelik saldırı ve planlarını alenen gerçekleştirmeye başladığı şu dönemde ulusal birlik çağrıları da gündemdeki konular arasında yer alıyor.
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü 'Beklenen Cevap Uzaklaştırma' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Ramallah'taki yönetimin başkanı Mahmud Abbas'a yakınlığıyla bilinen Filistin Kurtuluş Örgütü yönetim kurulu icra komitesi sekreteri Yasir Abdurabbeh, Filistin liderliğinin yargıç Goldstone'un raporunun Cenevre'deki insan hakları konseyinin gündeminden çekilmesi kararının hata olduğunu itiraf etti. Bu itiraf, pratik olarak suçu onaylanıp suçu işleyenlerin kimliklerini belirlemiş olması nedeniyle aynı zamanda Abbas tarafından soruşturma komisyonu kurulması için yayınlanan önceki kararları da ortadan kaldırmaktadır.
Bu durumda ortaya çıkan soru şu; 'gerek sulta, gerek kurumları gerek de sultanın belkemiği Fetih Hareketi ya da bu suçtan en büyük zararı gören Filistin halkının bu itirafı izleyecek adımları ne olacak?
Son Cenevre cürümü tüm sorumluları hesaba çekilmeden geçilmemeli. Başlarında Abbas olmak üzere tüm danışmanları dahil hepsi en kısa zamanda görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Öyle ki onlar İsrail katliamının kurbanlarını bilmezden gelip İsrail'i Filistin toprakları üzerine, Arap ve İslam ümmetinin mukaddesatları üzerine kurulduğundan bu yana karşılaştığı en riskli ahlaki, kanuni, siyasi çıkmazdan çıkardı.
Bizler Fetih Hareketi'nin ve merkezi komitesinin bunu sorgulamasını istiyoruz. Çünkü başkan Abbas tüm bu suç ve hataları hareketin adıyla işlemektedir. Hareketin mahkemesi kurulmalı ve yürürlükteki mevzuat doğrultusunda görevden uzaklaştırılması kararı çıkarılmalıdır.
SUUDİ ARABİSTAN-SURİYE ORTAKLIĞINI HERKES KUTLAMALI
Suudi Arabistan'dan yayımlanan El-Vatan gazetesi bugünkü 'Güvenlik ve İstikrar İçin Suriye-Suudi Arabistan Ortaklığı' başlığı altında şu ifadelere yer veriyor; 'Suudi Kralı Abdullah bin Abdulaziz'in göreve geldiğinden beri ilk defa dün gerçekleştirdiği Suriye gezisi şekli ve konusu açısından tarihi önem kazanıyor. Kral Abdullah'ın Suriye ziyareti, Suriye'nin Ekim Zaferi kutlamaları ile eş zamanlı geldi. Suudi kralı, Arap ümmetinin bölgesel ve yabancı çıkarlar arasında sıkışmış zor koşullardan geçtiği bir zamanda bu ziyarete kalkıştı. Ayrıca bu ziyaret, Amerika'nın sorunları adil bir şekilde değerlendiren, barış sürecini başlatmaya ve diğer uluslarla yardımlaşmaya hevesli başkanının ilk senesinde, İran ile Batı arasında; İran ve Amerika arasında siyasi anlaşmalar yapılmasına yol açacak türden çekişmelerin yaşandığı ve Filistin Birliği'nin parçalanması, Lübnan sahasında istikrarın sağlanamaması, Irak'ta sürekli şiddetin varlık göstermesi ve Arapların birbirleriyle ilişkilerinde zıtlıklar görülmesi karşısında Türkiye'nin Orta Doğu'da Ankara'nın çıkarlarını güçlendirme hırsı gölgesinde geldi.
Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki yeni ya da yenilenen ortaklık, tüm Arap konumuna olumlu etki edecek. Siyasi uyum, diplomatik pozisyonda birlik, liderler ve hükümetler arasında sürekli istişare, ikili ilişkiler, bölgesel güvenlik ve istikrar adına ortak olumlulukları artıracaktır.
Ancak bu nokta da iki ülkenin birbirleriyle yardımlaşmalarının diğer kardeş ve arkadaş ülkelerle yardımlaşmasını da iptal etmemesine dikkat etmek gerekir. Bu ilişki herhangi bir devlete karşı kurulmamaktadır. Aksine tarihsel özünde bölgenin çıkarına ve Arap ümmeti ile komşularının kazanımlarını artırmak içindir. Şunu da vurgulamak gerekir ki Riyad ve Şam arasındaki yardımlaşma daha önce eşitlik çerçevesinde hem Arap-İran ilişkilerinin hem de Arap-Batı ilişkilerinin menfaatine hizmet etmişti. Beklenen, bölgede güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasına hizmet adına herkesin bu anlaşmayı kutlamasıdır.
ULUSAL BİRLİK ŞART
Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayımlanan El-Beyan gazetesi bugünkü 'Kudüs'ün Yahudileştirilmesine Karşı Savaş Başlasın' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Kudüs'ün tamamen Yahudileştirilmesi projesi açık aşamasına girdi. İsrail daha önceden hileyle ve örterek yaptığı şeyleri şimdi utanmadan açıkça yapmaya kalkıyor. Şehri ve mukaddesatını yutma girişimlerinde yeni bir tur. İsrail başbakan yardımcısı Silvan Şalom, Kudüs'ü; özellikle de Tapınak Dağı'nı egemenlik altına almak için savaşın başladığını ilan etti.
Yoruma ya da açıklamaya ihtiyacı olmayan bir söz. Netenyahu hükümeti, eski şehre ve Aksa Mescidi'ne pençe atmak için vaktin uygun olduğunu düşünüyor. İsrail Kudüs'ü dağlar ve yerleşimlerle boğdu. Filistinlilerin evlerini yıkmak ve varlıklarına el koymak, yol ve tüneller açmak yöntemiyle içini aşındırdı. Bu düzenli ilerleme sonunda tutucuların Aksa Mescidi'ni yıkma girişimlerini tekrarlamalarına kadar vardı.
Filistin'de durum şu anda iç çekişme çekici ile İsrail saldırısı örsü arasındadır. Filistinlilerin önünde ulusal birliğe dönmekten başka bir seçenek kalmamıştır. Tüm diğer dosyalar ikinci planda kalmalıdır. Şu an hesaplaşma ya da büyüklenmeyi sürdürme vakti değil aksine saffın kuvvetini toplayıp ulusal birlik kapısına dönmesi zamanıdır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara