Dolar

34,8666

Euro

36,6224

Altın

3.025,26

Bist

10.034,11

Kudüs için seferberlik zamanı

İsrail, özellikle İran'a yönelik nükleer yaptırımlar için çabalarken bir anda kendi nükleer silahları tartışılmaya başlayınca, gündemi değiştirmek için dinamitin fitilini ateşledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-07 14:30:00

Kudüs için seferberlik zamanı
İşgalci İsrail, Gazze'deki katliamla ilgili raporlar aleyhine dönünce özellikle İran'a yönelik nükleer yaptırımlar için çabalarken bir anda kendisinin nükleer silahları tartışılmaya başlayınca, gündemi değiştirmek için yine dinamitin fitilini ateşledi.

Kısa bir sürece önce 1 aylığına ortadan kaybolan Netanhayu'nun ortaya çıkışından sonra, "Bir milyon Yahudi Mescid-i Aksa'yı basacak" kampanyası başlatıldı. Ve Mescidi Aksa'da 8 yıl sonra ilk kez müslüman kanı döküldü. Kudüs'te yaşanan gelişmeler ve İsrail'in uluslar arası arenada aleyhine dönen durum, dikkatleri başka bir yöne çekmek isteyen Netanyahu'nun endişe verici kararlar almasından endişe ediliyor. İşte bölgeyi yakından tanıyan iki önemli ismin son yaşanan olayları ilgili değerlendirmeleri:

Varol: Netanyahu'nun acelesi var!

Ortadoğu Uzmanı olan Araştırmacı-Yazar Ahmet Varol, Netanyahu'nun Mescidi Aksa'da bir gözü karalık yapabileceğini dikkat çekerek, İslam halklarını acele duyarlılığa çağırdı. Filistin'de 1945'lerdeki İslami Hareketin Lideri ve Mescid-i Aksa'nın bayraktarı olarak bilinen Şeyh Raid Salah'ın 'Netanyahu'nun acelesi var' tespitine dikkat çeken Varol, gelinen son durumun İsrail'in uluslar arası platformda ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunun işareti olduğunu kaydetti. Varol, "Bu kriz global, ekonomik kriz değil. Bu ayrıca ABD ile İsrail'i ilgilendiriyor ama ayrı bir konu. Siyonist işgal devletinin saldırgan tutumuna karşı artık, insanlığın tepki göstermesinden dolayı, önümüzdeki dönemde ciddi şekilde sorgulanacağından endişe ediyor. Ve zaten bu sorgulama başlamıştır" dedi.

Netanyahu'nun planı tutmayacak

Müslüman halkların Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davasına duyarlılığının artarak devam ettiğini kaydeden Varol, "Bu duyarlılığın gittikçe artacağını gören İsrail, şu merhaleyi hızlı bir şekilde kullanmaya çalışıyor. Bu aşamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili hedeflerini gerçekleştiremez ve ertelerse, artık bir sonraki dönemde bunun gerçekleştirilemeyeceğini düşünüyor" dedi. Ancak İsrail'in acele bir şekilde uygulamaya koyduğu bu hesabın işlemeyeceğini vurgulayan Varol, "Çünkü, Mescid-i Aksa'da sadece 200 kadar Müslüman itikaf için girmiş durumda. İsrail'in baskın ve saldırılarına karşı, Mescid-i Aksa'yı içeriden koruyorlar. Ellerinde ne top, ne tüfek ne de tank var. Bütün ağır silahlara karşı, sadece göğüslerini, canlarını siper ediyorlar. Onun için inşallah Netanyahu'nun bu planı tutmayacak" dedi.

Fakat Mescid-i Aksa'nın savunmasının oradaki 200 kadar müslümana bırakılmaması gerektiğini kaydeden Varol, "İslam dünyası da duyarlılık göstermekte acele etmelidir. Eğer Netanyahu bu işi aceleye getirmeye çalışıyorsa, İslam dünyası, halkları, yönetimleri, İKÖ görev alması gereken herkes acele etmelidir. Aksi takdirde Netanyahu burada bir gözü karalık yapabilir. Bu da ihtimal dışı değil. İsrail işgalci yönetimine karşı, Mescid-i Aksa'yı koruma konusunda acele etmemiz lazım" diye konuştu.

Tokat'ta İsrail protestosu

İsrail'in İsrail'in Filistin politikası ve Mescid-i Aksa'ya yönelik uygulamaları, Tokat'ta protesto edildi. Yeraltı Çarşısı üzerinde toplanan Tokat Filistin Dostları (TOKAD) üyeleri, sloganlar atarak İsrail'e tepki gösterdi. TOKAD adına basın açıklaması yapan Sevil Ceylan, Mescid-i Aksa'nın İsrail tehdidi altında olduğunu savunarak, "Kudüs'ten yükselen feryada kulak verin. Filistin halkı bizi bekliyor. Mescid-i Aksa bizi çağırıyor. Peki, biz kendi coğrafyamızı özgürleştirmeden, haksızlıklara son verecek bir diriliş ve zulme karşı direniş ortaya koymadan Kudüs'ün özgürlüğünü gerçekleştirebilir miyiz? O halde vakit, harekete geçme vaktidir" dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından eylem, okunan dua ile sona erdi.

Şirin: Seferberlik zamanı

Ortadoğu Uzmanı, Gazeteci-Yazar Nurettin Şirin ise, sekiz yıl sonrasında Mescidi Aksa'ya yeni bir küstah saldırı daha gerçekleştirildiğini belirterek, "Yine kan döküldü Mescid-i Aksa'nın avlusunda. Ancak bu süreç Allah'ın izniyle Kudüs'ün özgürleşmesini beraberinde getirecektir" dedi. Siyonist İsrail'in bu saldırısıyla kendi şeytanca emellerini gerçekleştirebilmek için her türlü kutsalı çiğneyebileceğini Harem-i Şerif içinde de gözünü kırpmadan Filistinli kanı dökebileceğini gösterdiğini kaydeden Şirin, "Tarih bizleri kayda geçiyor; uğruna canlarımızı ve kanlarımızı seve seve feda edeceğimizi duyurduğumuz "Kudüs ve Mescid-i Aksa" böylesi bir saldırı ile karşı karşıya kalmışken, Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı savunmak için bir seferberlik başlatma durumundayız" diye konuştu. Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı savunmak için seferber olmayan hiç kimsenin bu ümmete diyeceği bir sözü olamayacağının altını çizen Şirin, "Kudüs ve Mescid-i Aksa bir "sınav kağıdı" olarak önümüzde, bir "furkan" olarak karşımızda. Bu dönüm noktasında bu sınavı ya kazanacağız, ya da kaybedeceğiz. Ya Haybercesine ayağa kalkacak, ya da zelilcesine tarihe geçeceğiz" dedi.

VAHÖP'ten İsrail'e tepki

Van Hak ve Özgürlükler Platformu (VAHÖP) üyeleri, akşam namazı sonrası düzenledikleri basın açıklamasıyla İsrail'i kınadı. Yaklaşık 50 kişilik grup, akşam namazı sonrası Hz. Ömer Camii bahçesinde ellerine Filistin bayraklarını alarak bir araya geldi. Grup adına basın açıklaması yapan MAZLUM-DER Van Şube Yönetim Kurulu Üyesi Fuat Değer, İsrail'in geçen yıl Gazze'yi kuşatmasının ardından yine şiddetin dozunu attırdığını ve Mescid-i Aksa'nın yıkılmak istendiğini söyledi.

Değer, "Arkeolojik kazılar ve bazı bahanelerle Müslümanlar açısından gerek manevi gerekse siyasi açıdan değerli bu tarihi mescidin altını oyarak yıkma hesaplar˝ yapmaktadır. Mescid-i Aksa'nın altında h‚l‚ devam eden kazılar, Mağripler kapısının işgali, Burak duvarının işgali, Mescid-i Aksa'nın kapılarında giriş çıkışlarda gerçekleştirilen keyfi uygulamalar sistematik bir şekilde devam ediyor. Kudüs Müslümanlarına yönelik zorunlu göç politikaları, ev baskınları ve evlere el koyma şeklinde uygulamalar, Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine bir Yahudi sinagogu inşa etme politikalarının birer aşaması olarak gözükmektedir. Sön günlerde şiddet ve cinayet yüzünü tekrar ve açıktan yürütmeye başladılar. Maalesef dünya ülkeleri Birleşmiş Milletler ve diğer örgütlü birliktelikler İsrail söz konusu olunca üç maymunları oynamakta. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere her türlü yaptırım ve cezalandırıcı teklifi veto etmektedir. İsrail söz konusu olduğunda her türlü hukuk ve adalet girişimi çözüm teşebbüsü akim bırakılmaktadır" dedi. Kudüs'e gönül vermiş gençlerin Mescid-i Aksa'nın açıktan yıkılacağı bilgisi üzerine buraya kendilerini kilitledikleri ifade eden Değer, "Bu gençler kendilerini Mescid-i Aksa'ya kapatarak, 'Mescid yıkılırsa bizde onlarla birlikte gideriz' diyerek bu yıkımın önüne geçmeye çalışmaktadırlar. Mescid-i Aksa yıkılırsa 'Altında kalalım' diyerek gövdelerin zulme ve yıkıma siper eden inanmış yürekler, aslında şu koca dünyaya çok net mesaj vermektedirler. İslam dünyasına mensup olduğunu iddia eden pısırıklara çok açık mesajlar vermektedirler. Ortaya koydukları hayatlarını zulme ortak yaşamaktansa şereflice ölmekle taçlandırma yolunucu seçiyorlar" diye konuştu.

Sivil toplum kuruluşlarından İsrail'e tepki

Bursa'da sivil toplum kuruluşları, İsrail'in Filistin'e karşı uyguladığı politikaya tepki gösterdi. Ördekli Kültür Merkezi'nde yapılan basın toplantısına; MAZLUMDER, BİHMED, ESDER, İHH, MÜSİAD, Ensar Vakfı, Yeni Asyader, Bursa Kültür Vakfı, Anadolu Eğitim ve kültür Dayanışma Derneği katıldı. Filistin'e karşı uygulanan zulmün sona ermesi gerektiğini ifade eden MAZLUMDER Bursa Şube Başkanı Hasan Ünal, "İsrail uçaklarının Konya semalarında uçuşlarına izin verilmesi"ni "utanç verici" olarak değerlendirdi. Ünal, "İsrail'in Müslümanların ilk kıblegahı olan Mescid-i Aksa'ya yönelik yıkım ve işgal planları bizim açımızdan son derece üzücü bir olaydır. İsrail'in uygulamış olduğu bu yıkıcı tavır öteden beri bilinmektedir. Çok eski tarihlere dayanan Süleyman Mabedi'ni yeniden inşa etme planı, Mescid-i Aksa'yı yıkma üzerine kuruludur. 40 yılı aşkın bir süredir İsrail'in işgal altında tuttuğu Kudüs'e karşı tarihin en büyük saldırısı düzenlenmiş, yıkım ve işgal planları devreye sokulmuştur. İşlenen bu suç, uluslararası hukuka, evrensel insan haklarına aykırıdır. Bundan dolayı tüm dünya insanlığının bu haksız girişim karşısında sessiz kalmayacağını umuyoruz. İslam dünyasının da bu oldu bittiye sessiz kalacağını düşünmüyoruz. Bu insanlık onuruna yakışmayan suça karşı tavrımızı ortaya koyarak, bu suçun engellenmesi için harekete geçmenin kaçınılmaz bir görev olduğunu biliyoruz. Daha önce Gazze konusunda gösterilen onurlu tavır ve hassasiyetin, bu yıkım karşısında da Türk kamuoyu ve bütün İslam alemi tarafından gösterilmesi gerekir. Aksi halde kabile devleti olan İsrail daha da cesaretlenecek ve bu pervasız tavırlarını devam ettirecektir. Tarih bize göstermiştir ki, ötekini tanımayan hiçbir kabile devletinin uzun süre yaşaması mümkün değildir. Hiçbir uyarıyı dikkate almayan işgalci zihniyete karşı sırf kamuoyundan yükselen itirazların yeterli olmadığı, hükümetlerin de bu konuda aktif politikalar uygulaması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bütün İslam alemini bu zulme karşı tepkisini ortaya koymaya çağırıyoruz" dedi.
SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara