Dolar

34,9495

Euro

36,7015

Altın

2.994,96

Bist

10.062,83

Bahçeli: "oyunu bozmak namus borcumuz"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türk Milletinin birliğiyle, haysiyetiyle ve geleceğiyle oynayan, Türkiye'yi yıkıma götüren küresel aktörlerin, siyaset tüccarlarının, menfaat çetelerinin ve bölücü ihanet odaklarının oyununu bozmak vazgeçilmez milli görevimiz ve namus borcumuz olacaktır" dedi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-06 13:03:00

Bahçeli:

MHP Grubunun 23. Dönem 4. Yasama Yılının ilk Grup Toplantısı, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Toplantıyı açan Bahçeli, konuşmasını oturarak yaptı.

"Türkiye, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın beraber yürüdükleri yolda ellerinden tutularak, sırtları sıvazlanarak uçurumun kenarına kadar getirilmiştir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Milletimizin temel milli meselelerinin tamamı yabancı güçlerin ve süreçlerin inisiyatifine geçmiştir. Türkiye, ardı ardına gelen taviz talepleri ile ancak savaş mağlubu bir ülkenin düşeceği 'diz çökme' hali göstermeye başlamıştır. Başbakan Erdoğan ise savaş kaybederek esir düşmüş, eli ve zihni kelepçeli yöneticilerin maruz kalacağı dayatmalara muhatap hale gelmiştir. Nitekim bunun en yakın örneğini ağustos ayının sonunda hükümeti ziyaret eden NATO Genel Sekreterinin seçilmesinde Başbakanın maruz kaldığı baskılarda görmek mümkündür. İslam dünyasına muhalif fikirleri bilinen bu şahsın seçilmesi karşılığında hükümete verilen hiçbir söz tutulmamış, ne var ki, vaki ziyaret esnasında bu şahsın dinimize ve peygamberimize yönelik hareketleri sineye çekilerek, dinimize yaklaşımı iftar sofralarında aklanmak istemiştir."


"FİKİR, SİYASİ VE AHLAKİ PATİNAJ"

"AKP zihniyeti tarafından 'Kürt açılımı' adı ile başlatılan tehlikeli siyasal gelişmelerin ülkeyi ve milleti yıkıma götürdüğü" şeklindeki açıklamaları defalarca dile getirdiklerini anımsatan Bahçeli, "AKP'nin taşeronluğunu yaptığı bu yıkımın ana hatlarıyla; ABD projesi ve AB dayatması olduğu, milli varlığın devamını tehlikeye attığı, milli kimliğin tahribine yol açtığı, çatışma ve bölünmeyi davet ettiği, devletin ve milletin ayrışmasına neden olduğu, İmralı canisinin hükümetle pazarlığa başladığı, PKK'nın kanlı yüzünün aklanmak istendiği, inanç ve köken ekseninde yeni azınlıklar yarattığı, millet içinde husumet cephelerinin oluştuğu ve bu gidişin yıkıma neden olacağı" konusunu her zeminde ayrıntılarıyla anlattıklarını söyledi.

Tepkiler karşısında açılımın gevşeme eğilimine girdiğini savunan Bahçeli, "Başbakan, içini boşaltarak tekerleme haline getirdiği 'tek vatan, tek bayrak, tek devlet ve tek millet' sloganına yeniden sığınmak durumunda kalmıştır. Şimdilik bedel ödemeye hazır olmadığı ortaya çıkmış, uygun zamanı kollamak üzere yerinde sayarak 'fikir, siyasi ve ahlaki patinaj' yapmaya başlamıştır. Şimdi, yıkım sürecinde birbirini kollayan Başbakan ile İmralı canisinin ayrı ayrı açıklayacağı bölünme paketlerinin açılması beklenmektedir" diye konuştu.


"TEK BAYRAK NASIL DALGALANACAK?"

Bahçeli, "İkinci veya başka dillerin eğitime sokulduğu bir süreçte, bu dille birlikte kimlik geliştirecek olanlarla 'tek millet' nasıl sağlanacaktır? İkinci bir dilin resmiyet kazanacağı bu sürecin sonunda 'tek devlet' yapısı nasıl korunacaktır? İki ve daha çok kimliğin birlikte değil, yan yana yaşamaya başlayacağı bir yapıda 'tek bayrak' nasıl dalgalanacaktır? Çokluklar ülkesi haline gelerek çok kimlikli bir toplum yapısını 'tek vatan' üzerinde bir arada tutmak nasıl mümkün olacaktır?" sorularını yöneltti.

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Başbakan'ın özlemini çektiği, bölünerek 'milli kimliğini' kaybetmiş bir toplum yapısını, yalnızca 'Türkiyelilik' tezinin bağlayıcılığı ile bir arada tutacağını zannetmesi gaflet değilse, ihanetin ta kendisidir. Böyle bir çözülmenin başlatılması milleti ayakta tutan binlerce yıllık değerleri birer birer yıkmaya başlayacak, sonunda ortada 'tek' vurgusu yapılabilecek ne devlet, ne millet, ne vatan, ne de bayrak kalacaktır. Bunu görmek için akademik bir bakışa ve özel bir vizyona sahip olmaya gerek yoktur. Her şey ortadadır ve açıktır."

MHP'nin, "millet varlığına ve milli kimliğe açık tehdit oluşturan bu siyasi sapmalara sonuna kadar karşı çıkmaya devam edeceğini" ifade eden Bahçeli, "Kardeşliğimizi ve birliğimizi korumak isteyen aziz vatandaşlarımıza karşı baskı kurmak ve kafaları karıştırmak için oluşturulan şer cephesine asla katılmayacaktır. Toplumda teslimiyet ve bıkkınlık dalgası yaratarak milletimizin milli direncini kırmak isteyen gelişmelere alet olmayacaktır. ABD, AB, AKP, Peşmerge ve PKK'nın rol paylaştığı yıkım projesine TBMM'de ortak arama çabalarını reddedecektir. Partimizin milletinden gizleyeceği ve saklayacağı hiçbir niyet ve tasavvuru yoktur. Bu itibarla, düşüncelerini milleti ile açıkça paylaşacak, mücadelesini millet huzurunda sürdürecektir. Türk Milletinin birliğiyle, haysiyetiyle ve geleceğiyle oynayan, Türkiye'yi yıkıma götüren küresel aktörlerin, siyaset tüccarlarının, menfaat çetelerinin ve bölücü ihanet odaklarının oyununu bozmak vazgeçilmez milli görevimiz ve namus borcumuz olacaktır" diye konuştu.


ONURUMUZU ZEDELEYİCİ

Bahçeli, Ermenistan'a tek taraflı taviz verildiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:

"İmzaya açılan protokollerle; dar bir coğrafyaya sıkışmış bulunan Ermenistan devletinin batıya açılması için önündeki en büyük engel kalkacak ve sınırın açılmasıyla Ermenistan kazançlı çıkacaktır. İki ülke arasında çok sayıda sorun varken, ön koşula bağlanmayan bir garabetle diplomatik ilişkilerin kurulması öncelikle Ermenistan'ı rahatlatacak geri bir adımdır.

Türkiye, üyesi olduğu kuruluşlar nezdinde sahibi olduğu veto yetkisini Ermenistan lehine kaldıracağı yeni bir tuzak alanına girecektir. Önü açılan yolda, Ermenistan bölgedeki küresel enerji oyunlarının yeni bir aktörü haline getirilecek ve kilit rol oynayarak Türkiye'nin bu alanda elini zayıflatacaktır. Bu sözde açılımla Azerbaycan gibi bölgesinde büyük bir güç ve kardeş bir milletin dostluğu, Ermenilerle kucaklaşma adına süren dayatmalarla takas edilecektir. Ermenistan ile ilişkilerin en önemli konusu bilindiği gibi ecdadımızın itham edildiği 'sözde soykırım suçlaması'dır. Bu nedenle, protokollerde yer alan Ermenistan'ın 3. ülkelerdeki sözde soykırım iddialarına ilişkin kararların arkasında devlet olarak durmama vaadinin yaptırım gücü ve anlamı olmayacaktır."

Devlet Bahçeli, açıklanan protokollerin, eşit ve dengeli bir adımın gerektirdiği mütekabiliyetten çok uzak olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:

"Bilinmelidir ki partimiz, iki ülke arasındaki temel sorunlar olan soykırım yalanına dayalı iddialardan tamamıyla vazgeçilmedikçe, işgal altında tutulan Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan'a iade edilmedikçe, Türkiye'ye açılmaktan başka hiçbir seçeneği olmayan Ermenistan'la olan ilişkilerin geliştirilmesini kabul etmeyecektir.

Bize göre Türkiye'nin Ermenistan'la girdiği yeni dönem haysiyet kırıcıdır, onurumuzu zedeleyicidir ve milletimizin hak etmediği seviyesizliktir. Küresel güçleri memnun etmeye, gönlünü almaya yönelik bu çabalarla Türkiye, küresel çapta çok ciddi itibar kayıpları yaşayacaktır."


GRUP YÖNETİMİNDE SEÇİM

Bahçeli'nin konuşmasının ardından basına kapalı devam eden toplantıda, partinin TBMM grubundaki yetkili organları için seçim yapıldı.

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın yeniden MHP Grup Başkanvekiliğine getirildiği seçimde, grup yönetimindeki diğer isimlerin de görevlerine devam etmesi kararlaştırıldı.

Kaynak : Anadolu Ajansı

SON VİDEO HABER

Şam'daki tarihi Emevi Camii'nde ilk Cuma namazı

Haber Ara