Yaşama resimlerle tutundu

Bulgaristan'ın Şumnu kentinde 1956 yılında doğan Remziye Ülker Ercan, eline daha önce fırça bile almadığını belirterek, şimdi çok sayıda sergi açtığını, 150'nin üzerinde ''granül kahveyi'' boya olarak kullandığı tablosunun olduğunu söyledi.

1997'da yılında meme kanseri tanısı konduğunu ve hastalıkla uzun süren bir mücadele süreci yaşadığını belirten Ercan, bir süre sonra göğsünün alındığını anlattı.

Tedavi olduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki psikoloğun ''resim yap'' önerisini yerine getirerek bulduğu her kağıda resim yapmaya başladığını bildiren Ercan, ''Her gün yaptığım resimleri psikoloğuma gösteriyordum o da 'güzel olmuş, olmamış' şeklinde çeşitli değerlendirmelerde bulunuyordu'' dedi.

Aylarca süren kemoterapi döneminde hastane odasında hem resim yaptığını hem de şiir yazarak yaşama sarıldığını ifade eden Ercan, ''Yapacak çok işim olduğunu düşünüyordum. Resim yapacaktım, örmem gereken şalım vardı onu örecektim. Tüm bunlar için de sağlıklı olmam ve hastalığımı yenmem gerekiyordu'' diye konuştu.

Bir süre sonra resim yapma sürecine farklı bir deneme kattığını dile getiren Ercan, en son çalışmasının ''granül kahveli tablolar'' olduğunu söyledi. Ercan, GESAM'dan gelen ressamların eserlerini çok beğendiğini ve ''sen artık granül kahveyle resim dışında başka bir kategoride resim yapma'' şeklinde görüş bildirdiklerini söyledi.

Boya olarak ''granül kahveyi'' kullanarak resim yapmanın biraz zor olduğunu ifade eden Ercan, 150'nin üzerinde ''granül kahveyle'' yaptığı tablosu olduğunu, bir kısmının satıldığını, bir kısmını ise evinde muhafaza ettiğini bildirdi.

''Bir fotoğrafı alıyorum. Onun üzerine fırçayla biraz su dökerek ıslanmasını sağlıyor, ardından granül kahveyi belirli oranlarda üzerine dökerek istediğim tonları yakalıyor ve renk cümbüşü yaratıyorum'' diyen Ercan, çalışmadan çok büyük keyif aldığını söyledi.

Ercan, doğduğu kent Şumnu ile Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinde 20'nin üzerinde kişisel ve karma resim sergisi açtığını belirtti.

''ESERLERİM BENİM ÇOCUKLARIM GİBİ''

''Resim yapmak terapi gibi geliyor. Eserlerim benim çocuklarım gibi. Herkese satmak istemiyorum. Değerini bilenlere satmak istiyorum'' diyen Ülker Ercan, şunları kaydetti:

''Eserlerimin oluşma safhası, yapılan esere göre değişiyor. Bir kısmını bir günde yapıyorum. Bir kısmını dinlenerek 20 günde yaptığım da oluyor. Bazı rahatsızlıklarım var. İstanbul'da depremi yaşadım. Ondan kalan rahatsızlıklarım da var.

Günümüzde modern resim var. Bizim 50 yıl önce çocukluğumuzdaki gibi gökyüzü ve deniz mavi diye bir şey yok. Deniz de gökyüzü de her renk oluyor. Mesela, bir insan bile çizerken, yamuk yumuk çizebiliyorsunuz. Modern resim özellikle çok rahat ve herkesin yapabileceği bir tarzdır. Birçok arkadaşım oldu. Bu konuda onları yönlendirdim, değerli hocalarla çalışmalarıyla birlikte resimlerini geliştirdiler. Ömrüm yettiği kadar yağlı boya ve sulu boya resim yapmaya devam edeceğim.''

AA

Yaşama resimlerle tutundu

Kanserle mücadelesini 12 yıldır sürdüren 53 yaşındaki Ülker Ercan, 8 yıl önce yapmaya başladığı resimle, hem yaşama bağlandı hem de ressamlara taş çıkaran tablolar yapmaya başladı.