Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İran nükleer tehdidi kuyruklu yalan

ABD'yi eleştiren ünlü İngiliz yazar John Pilger, "NPT'nin ilk imzalayıcılarından olan Tahran, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmasının daimi ve tutarlı savunucusu" dedi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-05 10:57:00

İran nükleer tehdidi kuyruklu yalan

Newstatesman dergisi yazarı John Pilger, ABD'nin İran yönelik nükleer kampanyasını sert bir dille yalanladı. Pilger, "Bugün İran'a karşı hızlandırılan kampanyanın sebebi bu ülkenin bağımsız olması. Zira İran ABD kontrolünün dışında kalan tek kaynak zengini ülke. Oysa NPT'nin ilk imzalayıcılarından olan Tahran, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmasının daimi ve tutarlı savunucusu" dedi. İşte Pilger'in Radikal gazetesi tarafından tercüme edilen yazısı:

İran nükleer tehdidi kuyruklu yalan

Observer 2001’de Irak’ın Kaide’yle ‘bağlantılı’ olduğunu iddia eden bir haber dizisi yayımlamış, hatta Irak’ta teröristlerin eğitildiği kampı ve kitle imha silahı mahiyetinde şarbon üretilen bir tesisi uzun uzun tasvir etmişti. Hepsi yalandı. ABD istihbaratı ve Iraklı sürgünlerce tedarik edilip Britanya ve ABD medyasına ekilen haberler ABD başkanı George W. Bush ve Britanya başbakanı Tony Blair’e, yaklaşım 1.3 milyon hayata mal olan yaşadışı işgali başlatmak konusunda yardım etti.

İran konusunda da benzer şeyler yaşanıyor: Hükümetin ve medyanın aynı kaba saba ‘ifşa’ nakaratları, aynı kriz hissi imalatı... Guardian 26 Eylül’de, “Ufukta İran’la gizli nükleer tesis kapışması var” diye ilan ediyordu. Tema ‘kapışma’. İyiye karşı kötü. ‘Bush yıllarına sünger çeken’ yeni ve hoş bir ABD başkanını da ilave edin.

Guardian’ın 22 Mayıs 2007’deki o meşum başsayfasını hatırlamamak ne mümkün: “İran’ın ABD’yi Irak’tan çıkarmayı hedefleyen gizli yaz taarruzu planı.” Pentagon’un kanıtsız iddialarına dayanan Simon Tisdall, İran’ın savaş başlatıp ABD’yi Irak’ta o yıl eylüle doğru yenilgiye uğratma ‘planını’ gerçek gibi sunmuştu - yalan olduğu kanıtlanan bu yazıdan dolayı kimse özür falan da dilemedi.

İstihbarat aksini söylüyor

Bu tür propaganda için kullanılan resmi kavram ‘psi-oplar’dır (psy-op), yani psikolojik operasyonların askeri jargon-daki karşılığı. Pentagon ve Whitehall’da bu, İran’ı ‘nükleer tehdit’ yanıltmasıyla tecrit etmek ve zayıflatmak için yürütülen diplomatik ve askeri kampanyanın kritik bir bileşeni haline geldi. ‘Nükleer tehdit’ ifadesi bugün ABD Başkanı Barack Obama ve Britanya Başbakanı Gordon Brown tarafından aralıksız kullanılıyor ve BBC’yle diğer yayıncılar tarafından objektif haber mahiyetinde tekrarlanıyor. Ve uydurmacadan başka bir şey değil.

16 Eylül’de Newsweek belli başlı ABD istihbarat birimlerinin Beyaz Saray’a verdiği raporu ortaya çıkardı. İran’ın ‘nükleer statüsü’, Kasım 2007’deki Ulusal İstihbarat Tahminleri’nden bu yana değişmemişti. O tahminlerde, İran’ın geliştirdiği iddia edilen nükleer programını 2003’te askıya aldığına ‘yüksek düzeyde güven’ duyulduğu ifade ediliyordu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu da (UAEK) bu kanıya defalarca destek verdi.

Mevcut propaganda, Obama’nın ABD’nin Rusya sınırına konuşlandırılan füzeleri sökeceğini açıklamasından kaynaklanıyor. Bu, Avrupa’daki ABD füzelerinin aslında arttığı ve ‘ihtiyaç fazlası’ füzelerin gemilere tekrar konuşlandırıldığı gerçeğini örtmeye yarıyor. Amaç Rusya’yı yumuşatıp İran’a karşı kampanyaya katılmasını veya bunu önlememesini sağlamak. “Bush, İran’ın füze programının (Avrupa ve ABD için) ciddi tehdit teşkil ettiği konusunda haklıydı” diyor Obama. İran’ın ABD’ye intihardan farksız bir saldırı düzenleyeceği iddiası abesle iştigal. Tehdit yine gibi tek taraflı; süpergüç İran sınırlarına fiilen yerleşmiş durumda.

İran’ın suçu bağımsızlığı. ABD’nin gözde tiranı Şah Rıza Pehlevi’yi deviren İran, Amerikan kontrolünün dışındaki tek doğal kaynak zengini ülke. Bölgede sadece İsrail’in ‘var olma hakkı’ olduğu için, ABD’nin hedefi İslam Cumhuriyeti’ni sakatlamak. Bu, İsrail’in Ortadoğu’yu ABD hesabına bölmesine ve kendine güvenen bir komşu tarafından engellenmeksizin bölgeye hâkim olmasına imkân verecek. Dünyada nükleer ‘caydırıcılık’ hedefine acilen ulaşmak için sebebi olan bir ülke aransa, bu İran’dan başkası değildir.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi (NPT) anlaşmasına ilk imza atan ülkelerden biri olarak İran, Ortadoğu’nun nükleerden arındırılmasının daimi ve tutarlı savunucusu.

İsrail’se UAEK denetimini kabul etmedi ve Dimona’daki nükleer silah tesisi aleni bir sır olmayı sürdürüyor. 200 aktif nükleer savaş başlığıyla donanmış İsrail, NPT’yi imzalaması yönündeki BM kararlarını ‘teessüfle karşılıyor’, tıpkı kendisini Gazze’de insanlığa karşı suç işlemekle itham eden BM raporuna teessüf ettiği gibi, tıpkı uluslararası hukuk ihlallerinde rekortmen olduğu gibi. İsrail kimseye hesap vermiyor, çünkü büyük güç ona dokunulmazlık sağlıyor.

Obama’nın İran’la ‘kapışması’nın arkasında bir başka gündem var. Medya kamuoyunu sonsuz savaşa hazırlamakla görevlendirilmiş durumda. NBC’ye göre ABD/NATO komutanı General Stanley McChrystal beş yıl içinde Afganistan’da 500 bin askere ihtiyaç duyulacağını söylüyor. Hedef Hazar, Orta Asya, Körfez ve İran’ın, yani Avrasya’nın doğalgaz ve petrol yataklarının ‘stratejik ganimetini’ kontrol etmek. Fakat Britanya kamuoyunun yüzde 69’u, ABD kamuoyunun yüzde 57’si ve diğer halkların neredeyse tamamı savaşa karşı. İran’ın yeni şeytan olduğuna ‘bizi’ ikna etmek kolay olmayacak.

ABD’de askeri darbe yapıldı!

Hakikat ifşaatçısı Daniel Ellsberg’e göre Bush yıllarında ABD’de askeri darbe gerçekleşti ve Pentagon bugün ABD dış politikasının her alanında etkin. Elindeki kontrol gücünün bir göstergesi, eş zamanlı başlatılan saldırı savaşlarının sayısı ve ‘ilk vuruş’ doktrininin benimsenmesi.

Tüm bunlar Obama’nın ‘nükleer silahsız bir dünya’ya dair medya söylemini maskaralığa dönüştürüyor. Aslında o Pentagon’un en mühim kazancı. Bush’un ‘savunma’ bakanı ve savaş çıkarıcıların şahı Robert Gates’i görevde tutması için Pentagon’dan gelen talebe boyun eğmesinin ABD tarihinde eşi yok. Obama, Güney Asya’dan Afrika Boynuzu’na kadar savaşları yoğunlaştırarak değerini kanıtlıyor. Bush’un Amerikası gibi Obama’nınki de tehlikeli bazı insanlarca yönetiliyor.

İşleri yola koymak için maaş alanlar ne zaman görevini yapacak?

Haber Ara