Ahmet Türk yeniden genel başkan seçildi
DTP Genel Başkanlığı'na Mardin Milletvekili Ahmet Türk 651 oyla yeniden seçildi. Türk, "Bu topraklarda bin yıllık birlikteliği gerçekleştiren Kürt ve Türk halkı, daha güzel bir geleceği hak etmiştir" dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-04 23:21:00
Ahmet Türk ve Emine Ayna’nın yeniden eşbaşkan olarak seçildiği DTP kongresinde yeni yönetim de belirlendi.
DTP’nin yeni yönetimine, tutuklu bulunan 15 DTP’li, 21 milletvekili ile birlikte yeni simalar da katıldı. Yönetime, tiyatro sanatçısı Yeşim Dormen, eski Devlet Bakanı Adnan Erkmen, CHP Hakkari eski Milletvekili Esat Canan, DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Mehmet Öcalan gibi yeni simalar da yerini aldı.
DTP 3. Olağanüstü Kongresi’nde seçimlere 15’i cezaevinde bulunan DTP’liler ile 21’i milletvekili olmak üzere 90 kişilik blok liste ile gidildi. Buna göre, DTP’nin yeni yönetim kadrosu şöyle:
Emine Ayna, Hülya Dikme, Nihat Oğraş, Sabahat Tuncel, Yaşar Saçlı, Atilla Koca, Sevahir Bayındır, Hüseyin Orhan, Mustafa Gül, Gültan Kışanak, Cihat Dursun, Ruşen Mahmutoğlu, Aysel Tuğluk, Mehmet Öcalan, Ahmet Aka, Fatma Kurtulan, Bengi Yıldız, Fethi Suvari, Pervin Buldan, Hamit Geylani, Mehmet Can Demir, Ayla Akat Ata, Sırrı Sakık, Mehmet Çelik, Fatma Kaşan, Hasip Kaplan, Şamil Altan, Hatice Çoban, Nuri Yaman, Melik Şengül, Nursel Aydoğan, Selahattin Demirtaş, Emir Ali Çelebi, Pelgüzar Kaygısız, Osman Özcelik, Cesim Soylu, Selma Irmak, Şerafettin Halis, Tacettin Karagöz, Besime Konca, Akın Birdal, Halil Aksoy, Yıldız Aktaş, M. Nezir Karabaş, Aleddin Erdoğan, Şilan Eminoğlu, İbrahim Binici, Musa Ertaş, Şefika Gürbüz, Özdal Üçer, İzzet Belge, Yeşim Dormen, Adnan Erkmen, M. Veysi Dilekçi, Şaziye Önder, Esat Canan, Mehmet Tanhan, Rahşan Gülçin, Faik Bulut, Medeni Kırıcı, Özlem Yanat, Tuncer Bakırhan, Hilmi Aydoğdu, Gülay Calap, Kemal Parlak, Bedri Fırat, Bircan Demir, Kemal Peköz, Cemal Coşgun, Asiye Kolçak, Kamuran Yüksek, Abdullah Akengin, Cihan Sincar, Bayram Altun, Muhsin Konur, Filiz Koçali, Murat Kaçer, Kemal Aktaş, Büşra Ersanlı, Fethi Gümüş, Vakkas Dalkılıç, Meral Danış Beştaş, Hüseyin Cengiz, Osman Ergin, Şükran Gürbüz, Sadun Doğan, Selami Turan, Şükran Deniz, M.Salih Yıldız, Hamit Duman.
TÜRK VE AYNA EŞBAŞKAN
DTP’nin 3. Olağan Kongresi'nde Ahmet Türk ve Emine Ayna, kullanılan 654 oydan 651 geçerli oyun tamamını alarak yeniden Eşbaşkan olarak seçildi. Oy sayımlarının ardından teşekkür konuşması yapan Türk, “Bize bu güveni veren halkımıza ve delegelere teşekkür ediyoruz” dedi. Önemli bir süreçten geçildiğine işaret eden Türk, “Yükümüzün ağır olduğunu biliyoruz. Barış, demokrasi ve özgürlük için her zaman üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bu ülkede demokrat bir potansiyel var. Eğer gerçekten halkların kardeşliğine inanıyorsak birlikte bir ortak gelecek oluşturmak için yan yana olmamız lazım” diye kaydetti.
Türk, sonucun açıklanmasının ardından partililere bir teşekkür konuşması yaptı. Türkiye'nin sancılı, ancak 'demokratik açılım'ın da söz konusu olduğu önemli bir süreçten geçtiğini söyleyen Türk, 'Bize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bu topraklarda bin yıllık birlikteliği gerçekleştiren Kürt ve Türk halkı, daha güzel bir geleceği hak etmiştir' dedi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "Kürtler, Cumhuriyet'in eşit özgür yurttaşları olarak kardeşçe bir arada yaşama arzusu, inancı ve kararlılığı içerisindedir. Bunun iyi görülmesi gerekir" dedi.
Türk, partisinin Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda toplanan 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'ndeki konuşmasında, DTP'nin kurulduğu günden bu yana demokrasi, barış ve özgürlük için mücadele ettiğini ve bunun için çok bedeller ödediğini söyledi.
Herkesin DTP'nin siyasette varlığının önemli olduğunu söylediğini, ancak öbür yandan da baskılarla önünü kesmeye çalıştığını ileri süren Türk, bunun kabul edilemez bir tablo olduğunu ifade etti.
Son dönemde DTP'ye yönelik tavrı da eleştiren Türk, 14 Nisandan bu yana çok sayıda parti yöneticisinin tutuklandığını ifade etti. Türk, şunları kaydetti:
"Halkımızın ve demokratik kamuoyunun Kürt sorununun barışçıl çözümü ve akan kanın durması noktasında partimizden beklentisi büyüktür. Bu durum son kamuoyu yoklamalarında da bariz bir şekilde ortaya çıkmıştır. Türkiye kamuoyunun partimize yönelik giderek yükselen güveni ve inancı, DTP'nin sorumluluğunu daha da arttırmaktadır. Bunun bilincinde ve farkındayız. O yüzden bu kongremizle birlikte barış ve demokrasi çalışmalarımızı dün olduğu gibi bundan sonra da daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Herkes şundan emin olmalı ki DTP çözüm ısrarından, barışa olan inancı ve kararlılığından asla vazgeçmeyecektir. Sürecin barışçıl bir noktaya evrilebilmesi için yoğun bir mücadele içerisinde olacağız. Bu mücadelede rotamız barış, kılavuzumuz demokratik siyaset olacaktır."
Kürtlerin, Türkiye'nin önemli bir demokrasi gücü ve dinamiği olduğunu belirten Türk, "Şu iyi görülmelidir ki; Kürtlerin yürüttüğü toplumsal demokratik muhalefet, ülkemizi kaçınılmaz olan bir değişim ve dönüşüm sürecine taşımıştır. Eğ er Kürt sorunu çözülürse, bu, Türkiye'nin demokratikleşme, adalet-eşitlik, sosyal refah ve kalkınma alanlarında karşılaştığı sorunların da çözü münü hızlandıracaktır" diye konuştu.
Taleplerinin, bir halkın demokratik uygarlık çağında karşılanması gereken en insani istemler olduğunu savunan Türk, "Bu taleplerin karşılanması Türkiye'nin demokratik üniter yapısını ve çoğulcu dokusunu güçlendirecektir. Evet, Kürtler demokratik haklarına kavuştukça Türkiye dönüşecek, Türkiye dönüştükçe de demokratik ilerleme derinleşecek ve hız kazanacaktır. Bu nedenle diyoruz ki demokratik siyaset kanallarını Kürtlere kapatmayın. DTP üzerindeki baskılara son verin, tutuklu arkadaşlarımızı biran önce serbest bırakın" dedi.
Ahmet Türk, "Kürt sorunun, demokratik ve sağlam temellere oturan adil ve eşitlikçi bir çözüme kavuşturulmasının, Türkiye'nin demokratik deği şim ve dönüşümünün önünün açılması için acil ihtiyaç olduğunu" ileri sürdü.
Türkiye'nin demokratikleşmede ilerleyememesinin temel nedeninin "Kürt sorunu" olduğunu iddia eden Türk, "İşsizlikten yoksulluğa, yolsuzluktan ekonomik krize, sosyal patlamalardan toplumsal cinnetlere varıncaya kadar yaşanan iç-siyasi-toplumsal gerilimlerin kaynağında Kürt sorununun yansımaları olan politikalar yatmaktadır. Eğer bugün çeteler Türkiye'yi esir almış, Ergenekonlar devleti ele geçirmeyi hedefleyen bir güce erişmişse, bunun altında yatan Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür" diye konuştu.
"Türkiye'nin, küresel dünyanın bir parçası olmak istiyorsa kendisini çağdaş demokratik değerlere göre yeniden dizayn etmek zorunda olduğunu" ifade eden Türk, şöyle devam etti:
"Günümüz dünyasında ihtilafların yegane çözümü barış ve diyalogdur. Savaş ve çatışmalar dönemi kapanmak zorundadır. Küresel oyun planlarının içinde bir aktör olarak yer almak amacıyla Orta Doğu'da barışçıl bir rol oynamaya çalışan Türkiye'nin, kendi iç sorunlarını geleneksel çatışmacı çizgiyle aşabilmesi olanaklı değildir. Elbette, barışçıl bir dış politika ve hakkaniyete dayalı bir komşuluk ilişkisi, tüm Orta Doğu halklarının en büyük özlemidir. Bu doğrultuda gelişecek bir barışçıl politikayı desteklediğimizi her zaman ortaya koyduk.
Türkiye'nin, bir yandan Ermenistan başta olmak üzere, komşularıyla başlattığı diyalog ve uzlaşı süreçleri devam ederken, Kıbrıs konusunda uzla şma zorunlu hale gelirken, diğer taraftan kendi iç sorunlarını tam bir demokrasi hamlesiyle çözmemesi düşünülemez. Aksi takdirde, bu barışçıl ve aktif dış politika hamlesi de başarısızlıkla sonuçlanır."
"Kürtler, Cumhuriyet'in eşit özgür yurttaşları olarak kardeşçe bir arada yaş ama arzusu, inancı ve kararlılığı içerisindedir. Bunun iyi görülmesi gerekir" diyen Ahmet Türk, başlayacak bir çözüm sürecini sonuca doğru hızlı adımlarla ilerletecek bir diğer önemli noktanın da iki halkın Kurtuluş Savaşı'na uzanan tarihsel birlikteliği olduğunu anlattı. Türk, şu görüşlere yer verdi:
"Şimdi bu birlikteliğin eşit özgür yurttaşlık temelinde yeni bir aşamaya doğru ilerletilmesi gerekmektedir. Cumhuriyet, 86 yıllık bir gecikmeyle de olsa, demokratik bir ülke olma rotasına girmenin sancılarını yaşıyor. 1924 Anayasasıyla başlayan ret ve inkar politikasının sonuna doğru geliniyor.
Bugün Kürt sorununun çözümüne karşı direnenler, 'ülke parçalanıyor' diyenler, aslında ülkenin değil, kendi iktidarlarının parçalanacağından korkan bir azınlıktır. Bunu, tüm yurttaşlarımızın çok iyi görmesi gerekir.
Burada şunu kalın çizgilerle bir kez daha vurgulamak istiyorum; Kürtlerin dilsel, kimliksel, kültürel hak talepleri üniter yapıyı daraltmaz, sınırlandırmaz. Türk yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaz, eksiltmez. Burada bir halkın haklarından kesilip, bir diğer halka verilmesi söz konusu değil. Kimse böyle bir kaygıya kapılmamalıdır. Sorunun özü, halklar ın hak ve özgürlükler bağlamında eşit statüye sahip olmamasıdır. Kü rtlerin, Cumhuriyet ve bayrakla bir ihtilafı yoktur. Tepkimiz, farklı kimlik ve kültürleri tektip-leştirmeye çalışan sisteme ve anlayışlaradır. Bu nedenle, 'Türkiye tekçiliği esas alan katı ulusal yapıdan çoğulculuğa dayalı demokratik üniter bir devlete-ülkeye dönüşmelidir' diyoruz."
SON VİDEO HABER
Haber Ara