Netenyahu'yu teşvik eden İslam dünyası
Arap basınında bugün İslam dünyasının sessizliğinin İsrail'in yerleşim inşasındaki etkisi, Sudan'da yaşanılan hassas dönem ve İsrail ile Hamas'ın takas konuları gündemde.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-02 13:31:00
Arap basını bugün İsrail'in Kudüs'e yönelik azletme ve yerleşimleri artırma planlarının hızla devam ettirilmesinde İslam dünyasının suçlu olduğuna işaret ediliyor. Bazı Arap ülkelerinin Filistinlilerin müzakerelere girişmesini bahane ederek geri çekildiklerine değiniliyor. Sudan'da yapılacak genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri, Güney Sudan'ın kaderini belirleyecek referandum öncesi tarafların ince düşünceli olması gerektiği yoksa kötü sonuçlarla karşılaşılabileceği belirtiliyor. Ayrıca İsrailli asker Gilad Shalit'in yaşadığına dair bir görüntünün sunulmasına karşı 20 bayan Filistinliyi salma kararı bir yandan güzel ve umut verici bir adım olarak değerlendirilirken öte yandan İsrail'in bu küçük adımı büyük planlarını örtmek için kullanmasına fırsat verilmemesi gerektiği yönünde uyarılar yapılıyor.
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü 'İşgal Altındaki Kudüs'ü Boğmak İçin Yerleşim Projeleri' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'İsrail radikal sağcı hükümeti yerleşimcilerine, ileride yıkımı ve enkazı üzerine ya da yanına iddia edilen Süleyman tapınağının inşa edilmesi için geniş çaplı bir harekete hazırlık olarak Aksa Mescidi'ni yıkmalarına izin vermekle kalmadı. İslam dünyasının tepkisini ölçmek gayesiyle attığı bu adımla beraber Kudüs şehrini iyice boğmak, diğer işgal ettiği Arap topraklarından tamamen azletmek için Kudüs şehrini çevreleyen yerleşim birimlerinde yaklaşık 4 bin konut daha inşa etmeye hazırlanmaya başladı.
İslam dünyasının Aksa Mescidi'nin sahasının yıkılmasına, bundan önce de İsrail yetkililerinin mescidin altında temellerini sarsacak, herhangi bir anda yıkılmasına ya da bazı duvarlarının göçmesine izin verecek türden tüneller ağı kazmasına sessiz kalması Netenyahu Hükümetini Arapların hatta dünyanın yerleşimin durdurulması yönündeki isteklerini reddetmeye hatta bu yönde daha da ilerlemeye itmiştir.
Arap yetkililerden bazıları, Kudüs'teki mukaddesatı hızlı Yahudileştirme eylemlerinden korumak için herhangi bir girişimde bulunmamalarına gerekçe olarak Filistinlilerden daha Filistinli olamayacaklarını, davanın sahibi Filistinliler yerleşimleri bina eden İsraillilerle görüşüp müzakereler yaparken kendilerinin bir şey yapamayacaklarını söylüyor.
HASSAS DÖNEMDE GERİLİME MAHAL VERMEMELİ
Mısır'dan yayımlanan El-Ehram gazetesi bugünkü 'Sudan'da İşbirliği Eksikliği' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Sudan'ın şu anda yaşamakta olduğu hassas koşullar, tüm siyasi çalışma taraflarının ilişkilerde incelik göstermesini, çalışmayı ve tasarrfularında düşünmeyi gerektirmektedir. Özellikle de iktidarın en büyük ortağı Ulusal Kongre Partisi ile ikinci ortak Halk Hareketi'nin ülkenin önümüzdeki birkaç ay içinde kaderini belirleyecek türden meselelerde anlayışlı olması gerekir. Bu önemli meselelerin başında da Darfur krizi, Güney'in kaderinin belirlenmesi için referanduma gidilmesi genel ve başkanlık seçimleri gelmektedir.
Şu anki koşullar bu siyasi güçler arasında yardımlaşmayı hataların ortaya çıkarılması, hesapların görülmesi, karşılıklı suçlamalar yönelterek vakit kaybedilmesi ve tuzaklar kurulmasından daha fazla gerekli kılmaktadır. Çünkü aksi taktirde Sudan'daki kardeşlere yakındıkları çeşitli sorunlar için gerekli çözüm önerileri ve girişimler sunmak için vakit olmayacağı gibi gerginlik ve çatışmalar da artacak.
SHALİT'İN GÖRÜNTÜSÜNE KARŞI 20 ESİR
Suudi Arabistan'dan yayımlanan El-Vatan gazetesi bugünkü 'Esirler Dosyası: Bin Millik Bir Yolculukta Bir Adım' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Şüphesiz Hamas hareketinin 2006 yılında esir aldığı İsrailli asker Gilad Shalit dosyası hususundaki son gelişmeler, iyimserlik uyandıracak türden. İsrail sonunda inadından vazgeçip Mısırlı ve Alman aracıların vasıtasıyla Hamas'la anlaşmaya vardı. Hamas'ın Shalit'in yaşadığına dair yeni bir delil olarak bir görüntüsünü sunması karşılığında İsrail 20 Filistinli bayan esiri hapisten çıkaracak. Bu, Hamas'ın Shalit'in hayatta olduğuna dair ilk sunduğu delil değil. Daha önce de bir ses kaydı sunmuş ve Shalit'in el yazısıyla ailesine yazdığı mektupları teslim etmişti. İşgal hapishanelerinden herhangi bir Filistinli esirin salınması muhakkak ki sevinç kaynağıdır. Ayrıca en yakın vakitte tüm esirlerin ve ailelerinin çektikleri acıların biteceğine dair umut doğuruyor. Ancak bu adım önemli olmasına karşın, sembolik bir adım olarak kalacak. Çünkü 'Esirler Dosyası' ismini taşıyan büyük bir dosyanın sadece küçük bir kısmını oluşturuyor. Bu, Filistin-İsrail çatışmasındaki en önemli dosyalardan biridir ve bazı noktalara işaret etmek gereklidir:
Birincisi; Esirler dosyasının nihai bir şekilde kapatılması İsrail'in ve Filistinlilerin menfaatinedir. İsrail senelerdir hapislerinde binlerce Filistinli esir tutuyor. Muhakkak Filistinliler evlatlarını hapishanelerden kurtarmak için ellerinden geleni yapıyor.
İsrail eğer vatandaşlarına güven sağlamak istiyorsa hapishanelerini aklaması, Filistinlilerin güvenliğini tehdit etmekten, evlatlarını sebepli sebepsiz hapishanelerinde tutmaktan vazgeçmesi gerekir.
İkincisi; bu küçük ve sembolik adım, dürüst bir aracının Orta Doğu'daki çatışma ortamında anlamlı bir anlaşmaya varılmasında önemli bir rol oynayabileceğini göstermiştir.
Üçüncüsü; İsrail, bu adımı kesinlikle kendisini karşı tarafa tavizler veren 'insani' yönü mevcut bir varlık olarak göstermek için kullanmaya kalkacak. Belki de Kudüs ve işgal edilmiş diğer topraklarda kalkıştığı tehlikeli icraatlara bir örtü olarak kullanacak. Kudüs tarihindeki en büyük yerleşim projesinin ve Aksa Mescidi'nin altında, temellerini tehdit eden yeni kazıların keşfedilmesi, yerleşimcilerin işgalci askerlerin koruması altında defalarca yıkma girişimleri; hepsi de tehlike çanlarıdır. Bu nedenle dikkat edilmesi ve İsrail'in planlarını geçirtmek için herhangi bir koşuldan faydalanmasının engellenmesi gerekir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara