Arınç'a göre açık oturum ihtimali...
Bülent Arınç, açık oturum yapma ihtimalini daha yüksek gördüğünü belirtti.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-30 12:07:00
Arınç,"demokratik açılım" konusunda yürütülen çalışmalarda gelinen noktayla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'de kapalı oturum yapılacağını söylediğini, açık oturumda da çok şey söylenebileceğini, ancak gizli kalması gereken konuların konuşulamayacağını vurgulayan Arınç, "Özellikle terör konusunda geçirdiğimiz süreci anlatmamız gerekirse, demokratik açılım dediğimize göre kültürel haklar, yurdumuzda bin yıldan bu yana yaşanan birliktelik, bunu bozmaya yönelik hareketler, bunun iç ve dış bağlantıları... Eğer bazı özel isimler zikredilecekse, bazı ülkelerden bahsedilecekse, bunların da açık oturumda konuşulması ülkeler arasındaki ilişkileri zedeleyebilecek, istihbarat açısından da engel doğuracaksa kapalı oturumda konuşulması gerekir. CHP ve MHP'nin, sanki kapalı oturumda milletten bir şeyler gizlenecekmiş veya üstü kapalı konuşulacakmış şeklinde, hatta bunların dışarıda bizzat kendileri tarafından açıklanacağının ve suç işleneceğinin ifade edilmesi karşısında böyle bir istismara yol açmamak düşüncesiyle Sayın Başbakan, açık oturum yapılabileceğini söyledi" dedi.
Ancak o gün geldiğinde bunun nasıl gerçekleşeceğinin görüleceğini söyleyen Arınç, "Yasama yılı 6 Ekim'de başlayacak. İlk işimiz süresi 17 Ekim'de dolacak tezkerenin görüşülmesi yapılacak. 13 Ekim ve müteakip salı günlerinden birinde önceden de parti gruplarına haber verilerek, böyle bir görüşme yapılacak. Mutlaka Ekim ayı içinde yapılacak ama 13'ünde mi olur, 20'sinde mi olur onu gelişmeler gösterecek."
Arınç, 20 milletvekilinin önerge vermesi ve bunun kabul edilmesi halinde kapalı oturuma geçilebileceğini hatırlatarak, "Böyle bir şeyin çirkin bir istismara yol açacak şekilde ülke gündemine oturmasından fevkalade rahatsızız. Ben açık oturum yapma ihtimalinin daha yüksek görüyorum" diye konuştu.
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yazacağı mektupta demokratik açılımla neyi amaçladıklarına ilişkin özet bilgi vereceği ve randevu isteyeceğine dair bilgisi olduğunu ifade etti.
Bülent Arınç, muhalefetin demokratik açılım sürecinin içeriğinin belli olmamasına ilişkin eleştirileri konusunda da şunları söyledi;
"Kum torbasını yumruklar gibi hiç aklımızdan geçmeyen konularla da bizi itham etmeye kalktılar. Türkçeden başka dilin resmi dil haline gelmesi gibi, üniter devlet yapısına zarar verecek noktaları gibi. Biz bunları söylememiştik, düşünmemiştik, düşündüğümüzü de ifade etmemiştik. Ama siz bunu gölge boksu yapar gibi karşımıza geçip de bizi bunlarla itham ettiniz. Gel gitler içinde muhalefetin tutumunu samimi bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Sayın Bahçeli, yazılı olarak zaten gelmeyin dedi. Sayın Baykal'ın gelin mi dediği, gelmeyin mi dediği çok net anlaşılmıyor ama bu işten çok iyi zevk aldığı ortada. Her gün bu konuyu ortaya getirmek suretiyle biraz da istihza eder tavırda bu konuyu konuşmaya çalışıyor."
Bülent Arınç, TBMM'deki oturumda demokratik açılım sürecinde koordinasyonla görevlendirilen İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın gelinen noktayı açıklayacağını belirtti.
Arınç, Anayasa değişikliği konusundaki soru üzerine şunları söyledi:
"Sivil demokrat bir Anayasa'ya ihtiyaç olduğu düşüncemizden bir milim bile sapmış değiliz. 1982 Anayasasıyla Türkiye'nin yönetilmesi, Anayasa'nın hala bir darbe anayasası ürünü olmanın bize yüklediği büyük bir acı ve sancı olduğunu söylemeliyim. Bunun için değişiklik çalışmaları yaptık. Seçimden sonra değiştirilmesi mümkün olmayan maddeler dışında tamamen değiştirilmesine yönelik çalışma yaptık. En azından nitelikli çoğunluğa ihtiyaç var. O da 367 oydur. AK Parti'nin 330-340 seviyesindeki milletvekilinin üzerine başka partiler destek vermediği sürece en basit bir Anayasa değişikliğini geçirmek mümkün değil. Eğer bizim 380-390 milletvekilimiz olsaydı, bunu bir başkasına ihtiyaç duymadan kendi irademiz ve inisiyatifimizle yapma gücümüz vardı. Ama şu andaki milletvekili sayımız ve Anayasa değişikliklerinin tabii nosyonu, mutabakatla çıkmasıdır çünkü Anayasalar büyük belgelerdir. Milletin toplamını, ortalamasını düşüncesini ifade eden temel belgelerdir. Bu temel belgelerin en azından siyasi mutabakatla parlamento içinde, bir de toplumsal mutabakatla kabul ediliyor olması lazım. Bizim Anayasa değişikliklerini gündeme getiremeyişimizin tek sebebi nitelikli çoğunluğa ulaşamama korkusudur. Eğer diğer partiler öncülük yaparsa ya da AK Parti'ye destek olacaklarını söylerlerse bütün teklifler elimizin altında hazır." (HKN-SÜF)
Kaynak : Anadolu Ajansı
SON VİDEO HABER
Haber Ara