Yeni bir dünya dengesi
Arap basınının gündeminde bugün Güney Amerika ülkelerinde yaşanan gelişmeler ve dün radikal Yahudilerin Yahudilerin Aksa Mescidi'ne yönelik saldırıları yer alıyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-28 13:27:00
Selda Shosa / Timetürk
Arap basınında bugün gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ve dünyaya hükmeden ülkelere karşı yeni bir dünya düzeni kurma çabalarına yer veriliyor. bu ülkelerin girişimlerinde attıkları bazı adımlar başarıya ulaşmışsa da dünya çapında bir etkinliğinin söz konusu olamayacağına dikkat çekiliyor. Dün Kefaret Bayramı'nı kutlayan Yahudilerin Aksa Mescidi'ne yönelik saldırılarında Filistin halkının nasıl da yalnız kaldığı Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü gibi kuruluşların sadece endişelerini dile getiren ve bir etkisi olmayan bildiriler yayınlamakla yetindiği belirtiliyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayımlanan Daru'l Haliç gazetesi; ''Yeni Bir Dünya Dengesi'' başlıklı yorumunda şöyle diyor; ''Libya ve Venezuella başkanlarının yeni bir dünya dengesi kurulması için Güney Amerika ve Afrika Birliklerine davet edilmesi gelişmekte olan ülkelerin kaderlerini büyük devletlerin siyasetlerinden ayırmadaki büyük isteklerini göstermektedir. Ancak bu istek ile durumun gerçeği arasındaki boşluk büyük ve zorlu. Bu devletler en meşhurları ''tarafsızlık hareketi'' olmak üzere birçok adım atarak bunu başarmayı denedi. Bazı önemli adımlar amacına ulaşmışsa da girişim, dünya siyasetinin özünde etkili olmaktan uzak kalmıştır.
Bunun sebebi de; isteği siyasete dökmeye yetecek güce ihtiyaç olmasıdır. Bu kudret de en önemlileri ekonomik güç ve menfaatlerin tabiatı olan bir grup etkene bağlıdır. Büyük devletlerin ekonomisi bünyesinde teknolojik ilerleme merdiveninde sürekli yükselen canlı bir üretkenlik taşımaktadır . Oysa gelişmekte olan ülkelerin ekonomik güçleri bünyesinde bu ülkelere hammadde sağlamaktadır.
Büyük ülkeler bu iş bölümünü ekonomik teşkilatlarda temsil olunan uluslararası sözleşmeler aracılığıla düzenlemiştir. Bu teşkilatların entegrasyonu özde bir değişiklik yapılmadan ilişkilerin bu şekilde kalmasını teşvik etmektedir.
Filistinliler yine yalnız karşı koydu
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''Aksa'yı Koruyan Bir Halkı Var'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''işgal altındaki Kudüs'te yaşayan silahsız Filistinlilerin kaderi Arap ve İslam mukaddesatlarını çıplak ama imanlı göğüsleriyle yalnız başlarına savunmak gibi görünüyor. Dün çağrıya yanıt verdiler ve Aksa'yı yıkmak isteyen ve Müslümanların koruma gücünü sınamak isteyen radikal Yahudi yerleşimcilere karşı koymak için Aksa Camisi'nin avlusuna yöneldiler.
Çeşitli gruplardan, yaşlardan ve cinslerden Filistinliler yerleşimcilerin ve kendileriyle saldırıda açık işbirliği içinde olan İsrail polisinin karşısında öfkeden bir duvar oluşturdular. Bu onlar için hiçbir halukarda garipsenecek bir durum değildi.
Arap Birliği ve aynı şekilde İslami Konferans Örgütü Suudi Arabistan'ın Cedde şehrindeki merkezinden duruma ilişkin endişesini açıkladı. Aksa Camisi için yapabilecekleri tüm şey bu idi. Kağıtlardan ibaret, geçen on yıllar boyunca tekrarlandığından ötürü etkinliğini kaybetmiş bazı ibareleri içeren bildiriler.
İsrail'in Aksa Mescidi'ni hedef alan sıkı planı iki şıktan oluşmaktadır. Bunlardan ilki, iddia edilen Süleyman tapınağını bulma bahanesiyle altında tüneller kazarak temellerini zayıflatmak, ikincisi ise namaz kılanları korkutmak ve Yahudilerin gezme hakkını ispatlamak için avlusundaki saldırılarına devam etmek belki de yalan dini hurafeleri uygulamak için Aksa Mescidi ile Kubbetu's Sahra'nın yanına bir sinagog dikmektir.
Dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri olan bir buçuk milyar Müslüman'ın mukaddesatını savunan Filistin halkı Arap Birliği'nden ya da İslami Konferans Örgütü'nden bir hayır beklemiyor. İsraillilere mütevazi imkanları çerçevesinde karşı koymaya yalnız başına karar verdi. Çünkü bu onların görevi. Sadece Allah'a dayanarak bunu yapmaktalar. Çünkü zafer kazanmasına güç yetirebilecek tek O'dur ve o zafer mutlaka gelecek.
Filistin inliyor tüm Müslümanlar sessizce izliyor
Filistin'den yayımlanan Filistin gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Yusuf Rizka bugünkü ''Aksa İnliyor'' başlıklı makalesinde şu ifadelere yer veriyor; ''işgalin gölgesinde Aksa sadece bir cami değil. Aynı zamanda Müslümanlar'ın adresi. Eğer Aksa esirse Müslümanların bir gücü yok demektir. Eğer Aksa işgal altında ise Müslümanlara özgürlük yok. Salaheddin Aksa'yı özgürleştirene kadar hayattan zevk alamadı. Aksa Haçlıların ayakları altında iken Salahaddin gülemedi. Aksa bugün Arap Birliği gölgesinde maymun ve domuzların yönetimi altında. Aksa meydanı dönem dönem yerleşimcilerin ve sözde tapınağın delilerinin saldırganlıkları altında ezilmektedir.
Siyonistler her Aksa'yı yıkmak istediklerinde kan akıyor. Kudüsçüler silahlı düşmana göğüsleriyle karşı koyuyor.
Öyleyse kan turları geliyor. Arap liderler ise suskun. İslam ülkelerindeki liderler genelde Arap liderler konuşsa bile konuşmuyor. Arap Birliği büyük Arap liderler konuşmazsa konuşmuyor. Büyükler de Obama'nın basın sözcüsünün konuşmasını bekliyor. Sonuncu gecikebilir. Belki de hiç konuşmaz. Ezilmeye ve kan dökülmesine karşı suskunluk herkesi sarmış durumda.
SON VİDEO HABER
Haber Ara