Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Obama ve Ladin nihayet aynı öyküde

Rober Fisk'e göre Obama ve Usame nihayet aynı öyküde yer alıyor. Fisk, Obama'yı eleştirenlerin en büyük düşmanı Bin Ladin ile aynı dili konuşmaya başladığını söylüyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-27 14:44:00

Obama ve Ladin nihayet aynı öyküde
Obama ve Usame nihayet aynı öyküde yer alıyor. ABD Başkanı için yapılan eleştiriler -aslında batının Afganistan’a gerçekleştirdiği askeri işgal için yapılan eleştirilerin çoğu- Obama’nın en büyük düşmanı Usame Bin Ladin ile aynı dili konuşmaya başladı.

Amerika da Obama’nın eski Bush taraftarı Savunma Bakanı Robert Gates ve gazetecilerin çok sevdiği, Irak’ta olduğu gibi Afganistan’daki askeri müdahaleleri de Ardenne Savaşındaki kadar başarılı gözüken General David Patreus tarafından Afganistan karanlığının kalbine vurulduğu şüphesi gittikçe büyüyor .

Usame Bin Ladin’in bu hafta Amerikan halkına seslenmeye karar vermiş olmasına şaşırmamalı. 11 Eylül saldırısının sekizinci yıldönümü kasetinde, “Siz ümitsiz ve kaybeden bir savaşı başlatıyorsunuz” diyordu, “kendinizi korkudan, İsrail lobisinin ve ılımlı muhafazakarlığın (neokonzervatizmin) ideolojik terörizminden kurtarmanın zamanı geldi.”

Bin ladin, Obama’nın Irak ve Afganistan’daki savaşları sona erdirmesini engelleyen zayıflığına rağmen bir “ev negrosu” olarak söyleyecek daha fazla bir şeyinin olmadığını iddia etti. Her halükarda müslüman savaşçılar bizim “on yıl boyunca, Sovyetler Birliği yıkılana kadar Sovyetleri yorduğumuz gibi” Afganistan’da Amerika önderliğindeki koalisyonu zayıflatacaklardı. Bu tam olarak, Bin Ladin’in bana kişisel olarak 11 eylülden ve Amerika’nın 2001 Güney Amu Derya macerasından dört yıl önce, söylediği şeydir.

Tamda bu hafta Kuzey Amerika’dan, -gerçekte kendisini Ladin ile asla ilişkilendirmeyecek bazı kişilerden- İsrail’in Irak savaşına desteğini cesaretle sorgulayan ve Usame ile aynı fikirde olan konuşmalar geldi. İstihbarat Komitesini yöneten Kaliforniyalı demokrat Diane Feinstein, “Afganistan’da demokratik bir devlet kurabileceğimize inanmıyorum, kabile olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir” dedi. Beyaz Saray sözcüsü Nancy Pelopsi ise “Afganistan’a daha fazla birlik gönderilmesi konusunda büyük bir desteğin” olduğuna inanmadığını söyledi.

Kanada Senato Kurulu Ulusal Güvenlik ve Savunma Bakanı Colin Kenny bu hafta, “Afganistan’da başarmayı umduğumuz şeyin mümkün olmadığı kanıtlanmış durumda, bir Vietnam kapanışına daha sürükleniyoruz” diye konuştu.

Gözlerinizi kapatın ve bu kelimelerin El-Kaide mağarasından geldiğini düşünün. İnanması çok güç olmuyor değil mi? Öyle görünüyor ki sadece Obama mesajı anlamakta güçlük çekiyor. Afganistan ona göre zorunlu savaş alanı. Generalleri şimdi yeniden daha fazla asker gönderilmesini rica etti. Ve bizde bu saçma mantığın doğru olduğuna inandırılıyoruz. Taliban 2001’de kaybetti. Sonra yeniden kazanmaya başladılar. Sonra Afgan demokrasisini korumak zorunda kaldık. Askerlerimiz demokratik seçimin ikinci raundunu korumak -ölmek- zorunda kaldılar. Obama bize Afganistan’ın Vietnam olmadığını garanti ediyor. Ve ardından iyi ve deneyimli Alman ordusu hava bombardımanı açıyor böylelikle daha fazla Afgan siviline saldırıda bulunuyor.

Tam da bu noktada Afganistan’da İngilizlerden daha az birliği olan ama vahşice acı çeken, bu hafta 130’uncu askeri Kandahar yakınlarında öldürülen Kanada ordusundan söz etmek öğretici olur. Kanada yetkilileri her üç ayda bir Afganistan’daki askeri “gelişmeyi” açıklayan, Pentagonun yada Savunma Bakanlığının bu konuda yayınladığı herhangi bir yazıdan çok daha detaylı ve dürüst olan skor raporunu yayınlıyor. Bu rapor Enoch Powelin söylediği gibi işgalin bir “Görevimiz Tehlike” olduğunu yada Toronto National Postun 3 gün önce övgüye değer başlığı ile arz ettiği gibi “uyurgezer operasyon” olduğunu hiçbir şüphe bırakmayacak şekilde kanıtlıyor. Bu hafta açıklanan son rapor Taliban’ın 2001’de düşüşünden beri Kandahar’da şiddetin en üst noktaya çıktığını, saldırıların fazlasıyla arttığını, istikrarın ve güvenliğin daha da azaldığını gösteriyor. 2008 ile kıyaslandığında bu bahar saldırılar “son derece” yüksek.

Yol kenarına yerleştirilen bombaların sayısında yüzde 108 artış oldu. Afganlar eğitimden daha az hoşnut olduklarını ve işsizlik seviyesinin daha da arttığını rapor ettiler. Bunun başlıca nedeninin zayıf ve mevcut olmayan güvenlik olduğu bildirildi. Kanada şuan eyaleti kontrol edecek herhangi bir girişimde bulunmaktan çok Kandahar şehrinin güvenliğine yoğunlaşıyor.

Kanada ordusu 2011’de Afganistan’dan çıkacak. Fakat şimdiye kadar kendi hazırladığı okul yapımı projesindeki 50 okulun sadece beşini tamamlayabildi. Ve sadece 28’i “yapım aşamasında.” Ama Kandahar eyaletindeki mevcut 364 okulun 180’i kapanmaya zorlandı. Kandahar’ın “demokratik yönetişim”indeki ilerlemeye bakacak olursak; Kanada raporları Afgan hükümetinin kapasitesinin “kronik şekilde zayıfladığını” ve “yaygın yolsuzluk” nedeniyle baltalanmakta olduğunu bildiriyor. Uzlaşma konusuna bakacak olursak; “yaz mücadele sezonunun başlangıcı, politikacıların ve aktivistlerin Ağustos seçimlerine yoğunlaşması dikkate değer girişim beklentilerinin hevesini kırdı...”

Hatta ana amaç olan çocuk felcinin yok edilmesi –Ottawan’ın Afganistanda yürüttüğü en gözde sivil projesi- projesinin başarısızlığa uğraması, gerçektende Blair gibi (yada Brown gibi) örtbas edilmesine rağmen Kanada Uluslararası Kalkınma Ajansını alt etti. Toronta Starın araştırmacı gazeteciliğinin bu hafta açığa vurduğu gibi, Birleşmiş Milletlerin yardımı ve Dünya Sağlık Örgütünün parasıyla çocuk felcinin yok edilmesi amacı, “yayılmasının engellenmesi” olarak değiştirildi. Bunun yanısıra hastalığa karşı bağışıklık kazanmış çocukların sayısını hesaplarken hedef değiştirildi; sadece aşılanmış çocukların sayısı hesaplandı. Ama şurası kesindir ki çocukların bağışıklık kazanmaları için farklı zamanlarda bir kaç defa aşılanmaları gerekir.

Peki Amerika’nın Cumhuriyetçi şahinleri –Bin Ladinin vaaz konusu- Afganistan felaketi hakkında ne söylüyor? Başarısız cumhuriyet mücadelecisi ve eski Vietnam emektarı John Mc Cain bu hafta bize “daha fazla askeri birliğin Afganistan’da başarıyı garantilemeyeceğini” söyledi.’’ Ama askerlerin gönderilmesinde ortaya çıkacak bir başarısızlık başarısızlığın garantisi demektir” sözleriyle konuşmasına devam etti. El-Kaide’nin karanlık mağarasında yankılanan bu saçma anons Usame’yi güldürmüş olmalı.

Kaynak: The Independent/ Çeviri: Ayşe Duri –anf
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara