Unutulan Gazze...
Saldırıların üzerinden 8 ay geçti ama zamanla Gazze unutuldu. Zaman yazarı Fikret Ertan BM'de Gazze'nin acı halinin gündeme getirilmesi için Türk heyetine çağrı yaptı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-24 10:03:00
İsrail'in 27 Aralık 2008 günü başlayıp 18 Ocak 2009 günü sona eren Dökme Demir denen Gazze saldırısının üzerinden yaklaşık 8 ay geçti.
Gazze'yi adeta bir felaket bölgesine çeviren saldırı ve sonuçları ilk bir-iki ay dünya gündeminde yer aldı, medyada birçok yönden ele alındı; ancak zamanla Gazze hatırlanmaz oldu; daha doğrusu unutuldu; basın da ilgisini kaybetti.
Bugün 8 ay sonra ne yerli, ne de yabancı basında Gazze ele alınıyor, hatırlanıyor; sadece İsrail'in bölgeye, bölgedeki tünellere zaman zaman yaptığı hava saldırıları kısa haber olabiliyor, o kadar...
İlgileri hâlâ devam edenler de birtakım milletlerarası kuruluşlar. Bunların bazıları gönüllü, bazıları da resmi kuruluşlar. Milletlerarası Kızılhaç Örgütü bunlardan birisi mesela. Bu örgüt en son haziran ayında açıkladığı kapsamlı ve fotoğraflı raporla Gazze'nin hâlâ devam eden içler acısı durumunu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştu.
Raporun başlığı şöyleydi: 'Gazze: 1,5 milyon insan umutsuzluk tuzağında kıvranıyor.' Alt başlıkları da şu cümlelerle özetleniyordu: Kamu sağlığı tehlikede, sağlık hizmetlerine ulaşma yetersiz, imar ve inşaya izin yok, boğulmakta olan bir ekonomi, tehlikeli alanda çiftçilik. Bu başlıklar ayrıntıya girmeden Gazze'deki durumu anlatıyorlar elbette.
Kızılhaç Örgütü'nün Gazze'yi sürekli izleme faaliyeti çeşitli BM kuruluşları tarafından da tamamlanıyor. Bu çerçevede en son Yahudi asıllı Güney Afrikalı hâkim Richard Goldstone'un başkanlığındaki bir soruşturma komisyonunun Gazze'de işlenen savaş suçları ile ilgili raporu zikredilebilir.
Bende de mevcut 575 sayfalık bu rapor son tahlilde İsrail ordusunun Gazze saldırısı sırasında bazı savaş suçları işlediğini tespit etmiş bulunurken Gazze'deki Filistinli grupların da savaş suçları işlediklerine dair deliller elde edildiğine işaret ediyor. Bir süre önce açıklanan bu rapor bugünlerde resmen BM İnsan Hakları Konseyi'ne sunulacak ve gereğinin yapılması istenecek. Bu komisyonla işbirliği yapmayan İsrail raporu reddediyor. Diğer yandan, hâkim Goldstone, bu konuda konuşmaya devam ediyor ve ihlallere karışan İsrail ordusu mensuplarının hesap vermeleri ve mahkemeye çıkarılmaları gerektiğini söylüyor.
Bu rapora ilaveten bir de geçen hafta açıklanan başka bir önemli BM raporu var. BM Çevre Programı (UNEP) tarafından sahada aylarca süren çalışma ve incelemelerden sonra hazırlanan ayrıntılı ve kapsamlı bu raporda çevre ile ilgili çok vahim tespitler bulunuyor. Mesela, saldırı sonrası ortaya çıkan bina ve altyapı molozlarının toplam miktarının 600.000 ton civarında olduğu, bunların büyük bölümünün ortalıkta durmaya devam ettiği, molozlarda bulunan asbest gibi zehirli maddelerin çevre ve insan sağlığını tehdit ettiği öne sürülüyor.
Bir başka tespitte de özellikle tankların hareketleri sonucu tarım arazilerinin büyük zarar gördüğü, verimli üst toprakların özelliklerini kaybettiği yönünde. Rapor, bu çerçevede ekilebilir tarım topraklarının yüzde 17'sinin zarar gördüğünü söylüyor. Zaten kıt olan yeraltı su kaynakları bakımından da Gazze son saldırıyla birlikte yeniden kazanılması çok zor bir durumun içine itilmiş bulunuyor. Rapor, Gazze'deki yeraltı su kaynakları her ne kadar saldırı öncesinde de aşırı kullanım yüzünden problemlerle karşı karşıya olduğunu belirtse de saldırının durumu daha da kötüleştirdiğinin altını çiziyor. Buna göre, bu su kaynaklarının eski hallerine döndürülebilmesi için en az bir milyar dolarlık harcama ve 20 yılın geçmesi gerekiyor. Raporda çevre bakımında başka önemli ve vahim tespitler de elbette var. Bunları ilgililer www.unep.org sitesinden pdf dosyası olarak indirip okuyabilirler.
Ben bugün unutulan Gazze hakkında bunları kısaca yazmayı uygun gördüm. Esasen ana niyetim, bugünlerde Türk heyetinin de katıldığı BM Genel Kurulu'nda Gazze'nin acı halinin gündeme getirilmesine katkı yapmaktı. Umarız bu yazı buna hizmet eder.
SON VİDEO HABER
Haber Ara