Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Araplara bölünmüşlük kaybettirdi

Arap basınında bugün New York'ta Obama-Abbas ve Netenyahu arasında gerçekleşen üçlü zirve ile UNESCO'nun genel müdürlük seçimleri gündeme oturuyor. İşte birkaçı...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-24 13:08:00

Araplara bölünmüşlük kaybettirdi
Defne Bayrak / Timetürk

Arap basınında bugün New York'ta gerçekleşen 3'lü zirve ile UNESCO seçimlerini Arap adayın kaybetmesi gündeme oturuyor. 3'lü zirveden en büyük karla çıkanın Netenyahu olduğu, yerleşimin durdurulması adına hiçbir şartı kabul etmeden müzakerelerin yeniden başlatılmasını kabul ettirdiği belirtilirken Abbas'ın bundan sonra nasıl bir adım atacağı sorgulanıyor. Öte yandan UNESCO seçimini Arap adayın kaybetmesi sadece siyasi oyunların sonucu değil aynı zamanda Arapların bölünmüşlüğünün ve zayıflığının neticesi olarak değerlendiriliyor.

Daru'l Haliç gazetesi bugünkü 'Mevki Ey Araplar!' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Araplar, adayları olan Mısır kültür bakanının kalkıştığı hamlelere ve turlara karşın UNESCO'nun genel müdür mevkiine ulaşmaktan dahi aciz kaldı. Sonunda ülkesinin Paris elçisi Bulgar İrina Bokova karşısında yenildi. Bu yenilgi şekilsel değildir. Aksine özde bir kayıptır. Aralarındaki anlaşmazlıklar, birbirlerini yemeleri ve zayıflıkları kendilerine karşı saldırılmasına ve varlıklarının görmezden gelinmesine müsaade ettikten sonra Arapların bugün dünyada ağırlıklarının ve etkinliklerinin ne kadar az olduğunu göstermiştir.

Uygarlıkların çatışması, kuzey, güney, doğu, batı hatta ırkçılık herşey siyaset ve çıkar. Bunların hepsi UNESCO'nun genel müdürlük mevkii marekesinde mevcuttu. Buna karşın Araplar şimdiki parçalanma, çatışma ve herhangi bir şeyle oyalanma halinden başka bir hal üzere olsalardı bu varlıklarını güçlendirir ve konumlarını, kelimelerini yükseltirdi. UNESCO seçimlerinin sonuçları da tersi olurdu.

NETENYAHU YİNE KAZANDI

Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü 'Abbas Şimdi Ne Yapacak?' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; 'Amerikan başkanı Barack Obama'nın gözetiminde ve baskısıyla gerçekleştirilen ve Filistin başkanı Mauhmud Abbas ile İsrail başbakanı Bünyamin Netenyahu'yu biraraya getiren 3'lü zirve görüşmeleri üzerine değerlendirmelerde Arap ve İsrailli görüşler farklılık gösterdi. İsrail dışişleri bakanı Avigdor Lieberman toplantıda hazır bulundu ve gazetecilerin kameralarından uzak bir kenarda Abbas'la tokalaştı. Ya da bir diğer değişle çıktıklarından emin olduktan sonra bu görüşmeyi, Filistin ve İsrail tarafları arasındaki buzları kıran ve şartsız müzakere turlarının önünü açan bir zirve olarak değerlendirdi. Aralarında demokratik cephenin sözcüsü de olmak üzere bazı Filistinli cepheler ise toplantının başarısızlıkla sonuçlandığı görüşünü taşıyor.

Amerikan yönetimi görüşmenin başarı şansı hakkındaki beklentilerin üst sınırını alçalttı. Başkan Obama da üçlü görüşmenin açılışında yaptığı konuşmasında aynı şeyi yaptı. Ancak açık olan şu ki İsrail tarafı; özellikle de Netenyahu bu görüşmelerden en büyük galip olarak çıktı. Şartlarının hepsi olmasa da büyük kısmını kabul ettirdi.

Obama'nın barış girişimi, İsrail'in şartları nedeniyle kapalı yola girdi. girişimin sahibi de acınacak bir şekilde bu duruma boyun eğdi.

İsrail caydırıcı hiçbir unsur olmaksızın yerleşim projesine devam ediyor. Bu da Arapların barışçıl çözüme oynayan stratejisinin çöküşü anlamı taşıyor.

Şimdi ortaya çıkan önemli soru ise Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas'ın, Amerikan yönetiminin konumundaki bu tehlikeli değişim karşısında ne yapacağıdır. Müzakerelerin yeniden başlaması için bu yönetimin davetine isticaben heyetini Washington'a gönderirse ne olacak?

ZİRVE BAŞARISIZ KALDI

Ürdün'den yayımlanan El-Rai gazetesi bugünkü 'New York Üçlü Zirvesinden Sonra Ne Olacak?' başlıklı yorumunda şu ifadeleri kullanıyor; 'Amerikan başkanı Barack Obama'nın Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas ile İsrail başbakanı Bünyamin Netenyahu'yu bir araya getirdiği üçlü zirvenin ardından Filistinliler ve İsrailliler tarafından yapılan çelişkili açıklamalar iki tarafı birbirinden ayıran boşluğun boyutunu ve Netenyahu'nun barış sürecinin yeniden başlatılmasını engellemek için kibir ve küstahlığını devam ettirmesini ortaya koydu. Netenyahu Filistinlilerin şartları reddettiği havası yaratmak için şartsız müzakerelere çağırmaktadır. Oysa gerçekte İsrail yoğun bir şekilde yerleşimi, toprakların Yahudileştirilmesini ve kamulaştırılmasını, öldürmeyi, kendi kaderini tayin etmesi için Filistinlilerin hakkını tanımamayı ve ulusal toprakları üzerinde başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurmalarını kabul etmemeyi sürdürmektedir. Buna ek olarak Netenyahu, Amerikan başkanı Barack Obama'nın Kahire Üniversitesinde yaptığı konuşmasına cevaben geçen Haziran ayında Bar-İlan Üniversitesi önündeki konuşmasında meşhur 'hayır'larını sarfetmiştir.

Üçlü zirve başarısız kaldı. Sonuçları gördüğümüz gibi olacaktıysa yapılmasa daha iyiydi. Yani İsrail, Netenyahu'nun övündüğü şeyde başarıya ulaşacak. Onun açıklamaları müttefiklerinin onu konumunda yalnız bırakmayacakları, kendisinin de yerleşimin devam ettirilmesinde onları yalnız bırakmayacağına güvenmeleri gerektiği mesajlarını kapsamaktadır. Çünkü artık kendilerine baskı yapan kalmamıştır.
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara