Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Cumhurbaşkanı Gül'den barış mesajı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dünya milletlerinin birlikte yaşama kültürünün samimiyetle benimsenerek, karşılıklı saygı ve anlayış temelinde huzur, mutluluk ve refah içinde yaşamaları temennisinde bulundu.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-21 14:33:00

Cumhurbaşkanı Gül'den barış mesajı

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Barış Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Gül, tüm ülkeler ve milletlerin daha iyi bir gelecek kurmak özlem ve azmine sahip olduklarını hatırlattı. Ülkelerin ve milletlerin bu uğurda kendilerine biçtikleri hedeflerin ve önceliklerin birbirleriyle her zaman örtüşmemesini doğal bulan Gül, "Ancak, bu noktada ortaya çıkan farklılıkların, görüş ayrılıklarının zıtlaşma, kutuplaşma, çatışma zihniyetiyle değil, diyalog ve uzlaşma yoluyla barışçı şekilde giderilmesi, insanlığın müşterek geleceği bakımından büyük önem taşımaktadır. Bilhassa teknik ve teknolojik atılımlar ile küresel düzeyde giderek artmakta olan karşılıklı bağımlılığın ve etkileşmenin bir sonucu olarak, ülkeler tarafından atılan adımların ve yapılan hamlelerin dünyanın çok daha geniş bölgelerinde ve hatta tamamında sonuç doğurur hale gelmiş olmasının, bu önemi daha da pekiştirdiği muhakkaktır." dedi.

Böyle bir durumun barış, uyum ve işbirliği alanında tüm taraflara düşen sorumluluğu daha da artırdığını hatırlatan Cumhurbaşkanı görüşlerini şöyle sürdürdü:

"Hal böyle olmakla birlikte, dünyamız, özlenen barış ve sükunet ortamına ulaşmaktan maalesef hayli uzaktır. Dünyanın pek çok bölgesinde sıcak çatışmalar halen sürmektedir. Bu bölgelerden bazıları Türkiye'nin yanı başındadır. Bütün bu olumsuzluklardan en fazla zararı gören kesim ise maalesef sivil halktır. Bu itibarla, gelecek nesillerin mutluluğu, huzuru, güvenliği ve refahı için insanoğlunun tarih boyunca korkunç acılara ve tahribata neden olmuş savaş ve çatışmalardan ibret alması, bu acıların ve tahribatın tekerrür etmemesi uluslararası camianın ortak sorumluluğudur.

Öte yandan, terörizm tehdidi uluslararası toplumun karşı karıya kaldığı en mühim sınamaların başında gelmeye devam etmektedir. En acımasız yöntemlere başvurmak suretiyle doğrudan sivilleri hedef alan terörizmden hiçbir bölgenin veya ülkenin masun olmadığının bu vesileyle bir kez daha altının çizilmesinde yarar görmekteyim. Dolayısıyla, dünya genelinde barışın sağlanmasına yönelik söylem birliğinin fiiliyata dönüştürülmesi; bu çerçevede, yaşanmakta olan sıcak çatışmaların giderilmesi ve önlenmesi, ayrıca, terörizme imkan tanınmaması için uluslararası işbirliğinin süratle güçlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu alanlarda arzulanan işbirliği düzeyine ulaşılması, aynı zamanda huzur ve güven ortamının tesisine ve böylece dünya genelinde kalkınmanın süratlendirilmesine ve refahın arttırılmasına hizmet edecektir. Çizgisini "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini esas alarak belirlemiş bulunan Türkiye, üzerine düşen sorumluluk ve görevlerin gereğini öteden beri yerine getirmiş, böylece gerek bölgesinde, gerek başka coğrafyalarda zuhur eden sorun ve çatışmaları barışçı yollarla çözüme kavuşturmak üzere aktif bir siyaset izlemeyi şiar edinmiştir. Türkiye bu anlayışla, bölgesinde barışı, işbirliğini ve güven ortamını pekiştirmek amacıyla, mücavir ülkeler arasındaki siyasi ve ekonomik işbirliği ile dayanışmayı geliştirmeye ve güçlendirmeye dönük çok sayıda bölgesel girişimin öncüsü olmuştur. Ülkemiz, dünyanın diğer bölgelerinde meydana gelen çatışmaların sona erdirilebilmesine ve bu çatışmaların bilhassa sivil halk nezdinde yol açtığı yaraların sarılmasına yönelik olarak yürütülen ikili ve çok taraflı çaba ve çalışmaları da etkin şekilde desteklemektedir. Bu çerçevede, Silahlı Kuvvetlerimize ve Emniyet Teşkilatımıza bağlı birliklerin uluslararası barışı koruma operasyonlarında aldıkları görevler takdir edilmekte ve küresel düzeyde barışa seçkin bir katkımızı oluşturmaktadır. Türkiye, toplumlar ve kültürler arasında yabancılaşma ve kutuplaşma akımlarına karşı küresel düzeyde verilen mücadelenin de en ön saflarında yer almaktadır. Farklı dinlerin ve kültürlerin yüzyıllarca bir arada huzur, uyum ve barış içinde yeşermiş olduğu ülkemiz, bu çerçevede, kısa sürede büyük övgü ve destek toplayan "Medeniyetler İttifakı" girişiminin iki ortak sunucusundan biridir. Türkiye'nin ikili, bölgesel ve küresel düzeyde başarıyla yürüttüğü bu faaliyetler uluslararası toplum tarafından takdirle karşılanmaktadır. Ülkemizin dünyada barışın tesisi ve korunmasında başlıca role sahip bulunan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne geçtiğimiz yıl nadir görülen bir oy sayısıyla seçilmesi, uluslararası toplumun desteğinin en belirgin göstergelerinden birini oluşturmuştur. Türkiye'nin Güvenlik Konseyi'nde sergilediği olumlu ve yapıcı tutum da, ülkemizin kendisine gösterilen bu güvene liyakatini teyit etmektedir. Geçmişte yaşanmış tarifsiz acıların tekrarlanmaması, insanlar, ülkeler ve milletler arasındaki ilişkilerde barışın, huzurun ve güvenin egemen olması, karşılıklı saygı, anlayış ve hoşgörünün düşmanlıklara, nefrete ve önyargılara galip gelmesi dileğiyle, Birleşmiş Milletler Uluslararası Barış Günü'nü kutluyorum." (CİHAN)

Haber Ara