Yeni yol haritasının iş dünyasında yankıları
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından önceki gün açıklanan 2010-2012 Orta Vadeli Program’ın yankıları devam ediyor. İşte iş dünyasının tepkisi...
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-18 03:51:00
Kriz ortamından çıkmaya çalışan Türkiye ekonomisinin yeni yol haritası olarak ifade edilen program, iş dünyasında olumlu yankı buldu.
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, açıklanan programın hem iç piyasada hem de dış piyasadaki belirsizlikleri ortadan kaldıracağını belirtti. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise, “Ayakları yere basan ve önümüzdeki üç yılın yol haritası” değerlendirmesinde bulundu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez, yeni programın ekonomiye gerçekçi bir bakış açısı getirdiğini bildirdi. Programı olumlu karşıladıklarını belirten KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç ise, IMF ile yeni bir anlaşma imzalanmamasını istedi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise, belirsizlikleri ortadan kaldıran bu programın iş dünyasının pusulası olacağını ifade etti.
DEMİRTAŞ: BU PROGRAM PUSULAMIZ OLACAK
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da, Orta Vadeli Program'ın, yatırımcıların önündeki belirsizlikleri gidermesi açısından çok önemli bir adım olduğunu belirtti. Demirtaş, yaptığı açıklamada, “Belirsizliği ortadan kaldıran bu program pusulamız olacak. Önümüzdeki yıldan itibaren hedeflenen büyüme için özel sektöre, üretime, yatırıma, istihdama daha fazla destek bekliyoruz. Program gerçekçi hedeflerle yenilenmiş ama aynı zamanda zorlu bir süreci öngörüyor” dedi. Kriz söylemini geride bırakmak gerektiğini belirten Demirtaş, programın vergi oranlarını artırmayacağını açıklamasını son derece sevindirici bulduklarını da kaydetti.
SÖNMEZ: GERÇEKÇİ BİR BAKIŞ AÇISI GETİRİYOR
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ise, Orta Vadeli Ekonomik Program ile ilgili olarak, “Program büyümeden bütçe açığına kadar gerçekçi bir bakış açısı getiriyor. Temel hedef olarak belirtilen özel sektör öncülüğünde büyüme modeli doğru olacaktır. Önümüzdeki günlerde tekrar büyüme hedeflerinin konulduğu ülkemizde, özel sektörü desteklemek ve buna bağlı ekonomik modeller oluşturmak bizler açısından moral verici bir gelişmedir” dedi. Reel sektörün ve yatırımcıların önlerini görebilmeleri için yol haritası çizen bir programa uzun süredir ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Sönmez, programın iç piyasada beklentilere cevap vermesinin beklendiğini ifade etti. Sönmez, programın bütün kesimlerin beklentilerini karşıladığının görüldüğünü kaydetti. Sönmez, “Programın ülkemizin ekonomisinin büyümesi üzerine kurulması da ticaret ve sanayi erbabı için moral ve motivasyon kaynağı olarak ekonominin önündeki problemleri azaltacağını beklemekteyiz” diye konuştu.
ÖZGENÇ: OLUMLU BİR PROGRAM ANCAK IMF İLE ANLAŞMA OLMASIN
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç de, orta vadeli programında, ekonominin yeniden güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme dönemine girmesinin hedeflenmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Programın geniş ve katılımcı bir anlayış ile oluşturulduğuna dikkat çeken Özgenç, programın sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının ve akademik çevrelerin görüşlerinin alınarak hazırlanmasının sevindirici bir gelişme olduğunu ifade etti. Hükümetin IMF ile tekrar anlaşma yapmak istemesinin anlayamadıklarını belirten Nurettin Özgenç, “IMF ile görüşmeler formalite gereği olarak devam etmeli. Ekonomiden Sorumlu Bakanımız Babacan’ın açıkladığı gibi IMF olmazsa olmazımız değilse o zaman olmasın daha iyi” dedi. Özgenç, ekonomide alınacak tasarruflarda önce kamu harcamalarından başlanmasını önerdi.
VARDAN: PİYASALARDAKİ BELİRSİZLİK ORTADAN KALKTI
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, Orta Vadeli Program’ın Türkiye’nin krizden çıkış sürecinde “neyi nasıl yapacağına yönelik” hem dış hem de iç piyasalardaki belirsizliği ortadan kaldırdığını bildirdi. Vardan, programa ilişkin yaptığı açıklamada, 2009 yılı hedeflerinin gerçekçi şekilde revize edilmesi ve 3 yıllık bir mimari oluşturulmasının, piyasalardaki güvenin yeniden tesisi açısından önemli bir fırsat olduğuna işaret etti. Vardan, gerek sanayileşmiş ülkeler gerekse yükselen piyasa ekonomilerinin yaşadıkları bozulmayı nasıl telafi edeceklerini düşündükleri bu zor dönemde, Türkiye'nin gerçekleri cesaretle ortaya koyarak ekonominin önünü açmış olmasının, belirsizlikleri giderme açısından takdirle karşılandığı ifade etti. Orta Vadeli Programın afaki bir kalkınma programı olmadığının görüldüğünü vurgulayan Ömer Cihad Vardan, açıklamasında şunları kaydetti: “Bu program ile bütün dünyaya, Türkiye olarak kendi sorunumuzu kendimizin de çözebileceğimizin, çözmek istediğimizin ve bunu da nasıl yapacağımızın mesajı net bir şekilde verilmek istenmektedir. Bu vesileyle bu programı, küresel krizde bozulan yapının düzeltilmesi yönünde atılan olumlu bir adım olarak görüyor ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyoruz.”
YALÇINTAŞ: AYAKLARI YERE BASAN BİR PROGRAM
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ise Orta Vadeli Ekonomik Program'ın büyüme, enflasyon, bütçe açığı, cari açık ve işsizlik hedefleri açısından ayakları yere basan bir program olduğunu bildirdi. Yalçıntaş, programın, özel sektörün büyümedeki önceliğini vurgulamasını isabetli bulduklarını vurguladı. Önümüzdeki üç yılın yol haritası niteliğinde olan programın gerçekçi olduğunu, ancak bununla birlikte zorlu bir süreci öngördüğünü ifade eden Yalçıntaş, Orta Vadeli Program'da özel sektörün kullanacağı kaynaklar üzerindeki baskının azaltılmasının amaçlandığının altını çizdi. Yalçıntaş, “Özel sektör öncülüğünde büyümeye önem vermek ve sürdürülebilir büyüme sağlamak şeklinde açıklanan tedbirlerin yerinde olduğu kanaatindeyiz. Planın da açıklanmasıyla, özel sektör artık önümüzdeki üç seneye ilişkin planlamasını daha gerçekçi yapabilecek” dedi.
Kutlar: Program önemli öncelikleri barındırıyor
Hükümetin ekonomi politikalarını yakından takip eden ekonomi profesörü Aziz Kutlar, ekonomi yönetiminin açıkladığı yeni yol haritasını Vakit’e değerlendirdi. Kutlar, “Hükümetin öncelikleri yerinde gözüküyor. Bunlar makro politikalardır ve temel konulardır. Krizin etkileri itibariyle önce büyümenin yükselme trendine girmesi ve istikrarlı bir büyüme düzeyinin yakalanması gerekiyor. Enflasyon bu kadar ağır krize rağmen iyi bir düzeyde. Daha önce faizlerin düşeceğini söylemiştik. Bunun gerçekleşmeye başladığını görüyoruz” dedi.
EN BÜYÜK ÖNCELİK SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME
Kutlar, hükümetin açıkladığı yeni ekonomi programının çok teferruatlı olmamasına rağmen önemli öncelikleri barındırdığına dikkat çekerek, geçmişte yaptıkları büyüme ve faiz oranlarıyla ilgili öngörülerin gerçekleşmeye başladığını söyledi. Kutlar, 6 ay önce 2009 yılında yüzde 6 civarında bir küçülme tahmininde bulunduklarını ve hükümetin önceki açıkladığı büyüme rakamlarının da bu yönde olduğunu vurguladı. Dünyada yaşanan krizin etkileri itibariyle çok büyük boyutlarda gerçekleştiğinin altını çizen Kutlar, “Bu krizi kimse hafife almasın. Kriz tüm dünya ülkelerinin ekonomilerinde çok büyük tahribatlara yol açtı. Türkiye ekonomisinde yaşanan sarsıntıları değerlendirirken diğer ülkelerin yaşadığı çok daha büyük sıkıntıları da bilmek gerekiyor. Ekonomideki en önemli önceliğimiz, küçülme aşamasından çıkılarak istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme oranının yakalanması olmalıdır. Önümüzdeki yıllarda büyüme oranı Sayın Bakanın dediği kadar artar mı emin değilim; ama kademeli olarak büyüme eğilimi 2010’dan itibaren başlayacak. Bu aslında reel bir büyüme değil, küçülmeden büyüme. Ama çok önemli bir aşama” diye konuştu.
SAĞLAMLIĞININ GÖSTERGESİ
Kutlar, piyasa ekonomisinin istikrar göstergelerinden birisinin de enflasyon oranları olduğunu belirtti.
Kutlar, piyasalarda yaşanan daralmaya bağlı olarak işsizlik kriz sürecinde işsizlik oranlarının bir miktar arttığına işaret ederek, “Ekonomide yaşanan toparlanmaya ve iyileşmeye bağlı olarak işsizlik oranları kademeli olarak düşmeye başlayacaktır” dedi.
Kaynak: Vakit
SON VİDEO HABER
Haber Ara