Huzurevi sakinleri bayrama buruk giriyor
Kızı ve torunları kendisine bakmayınca malını barındırma yurduna bağışlayan 98 yaşındaki Saide Topçu, “Bayramlarda kızım ve torunlarımın yolunu gözlemiyorum.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-18 03:14:00
Büyüklerin hatırlandığı, küçüklerin sevindirildiği bayramlarda ilgiye en çok ihtiyacı olanlar, huzurevlerinde hayatlarının son dönemlerini geçiren yaşlılar. Huzurevi sakinlerinin kimi bu bayramda da “gelmeyen yakınlarının” yolunu gözleyecek, kimi evlat özlemi içinde kapısının çalınmasını bekleyecek. Kimi de artık kanıksadığı yalnızlığını yaşamaya devam edecek.
Ramazan Bayramı’na sayılı günler kala, Sakarya Hayırseverler Derneği Barındırma Yurdu’nda kalan yaşlılarda hüzün hakim. Yaşlılar, yıllardır kaldıkları huzurevinde her bayram öncesi yaşadıkları ruh haline bürünmüş durumdalar.
16 yıldır barındırma yurdunda kalan 98 yaşındaki Saide Topçu da, artık alıştığı yalnızlığını bayramda da yaşayanlardan.
Topçu, eşi öldükten sonra yakınları kendisine bakmadığı için huzurevine yerleştiğini belirtti.
Eşini 1993’te kaybettiğini, bir kızından olan 5 torununu kendisinin büyüttüğünü ancak kızının kendisine bakmadığını dile getiren Topçu, yalnızlığın kötü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Kızım bıraktı beni, bakmadı, kendi keyfine düştü. Eşimi kaybettikten sonra huzurevine gelmek zorunda kaldım. Eşim ölünce kızım bazı mallarımızı sattı. Torunlarım bana ‘malını bize verirsen sağken sana bakarız’ dediler. Ben ölünce zaten onlara kalacak. Ben de bunun üzerine malımı buraya bağışladım. Malımı kime versem zaten bakar bana. Ama benim kızım, torunlarım hayırsız çıktı. Hiçbirini görmek istemiyorum. Bayramda gelen ziyaretçiler oluyor. Bayram dışında da bizi ziyaret eden çok insan var. Ne kızımı ne de torunlarımı görmek istiyorum. Allah’tan başka kimsem yok. Burada günlerimiz zor geçiyor. Yalnızlık kötü. Yaşadıklarımız hep aklımızda. Ölmedik ve bu şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Bayramlarda kızım ve torunlarımın yolunu gözlemiyorum. Çünkü hayırlı olsalardı, ben burada olmazdım.”
“BAYRAMDAN BİR BEKLENTİMİZ YOK”
80 yaşındaki İsmail Özcan ise, oğullarıyla anlaşamadığı için huzurevine gelmek zorunda kaldığını anlattı.
Eşi öldükten sonra geldiği yurda alışmakta zorlandığını, bir travma yaşadığını ifade eden Özcan, huzurevinde iyi bakıldıklarını ancak, aile özlemini her zaman duyduklarını söyledi.
6 yıldır kaldığı yurtta bir oğlunun kendisini arada bir ziyaret ettiğini, diğer oğlunun ise gelmediğini anlatan Özcan, şöyle konuştu:
“İki oğlumla anlaşamadım. Mecburen buraya geldim. Burayı yaşamayan bilemez. Burası bizim kaderimiz dedik. Buradaki oğlum arada gelir ama diğer oğlum gelmiyor, sormuyor. Bizim onlardan beklentimiz yok. Huzurluyum. Aile özlemi farklı. Bu ortamlarda anlıyorsun. Birebir yaşamak lazım. Evlat özlemi zor ama katlanıyor. Bayramdan bir beklentimiz yok, buruk geçiyor. İnsanların mutlu, sorunsuz bir hayat geçirmesini istiyoruz. Herkesin ayrı bir hikayesi var. Hepimiz sevdiklerimizden uzaktayız.”
Barındırma yurdunda 36 yıldan beri kalan ve artık alzheimer belirtileri baş gösteren 75 yaşındaki Recep Demir ise hiç ziyaretçisi gelmeyenlerden. Hastalandıktan sonra yurda verilen Demir’in en yakınları, yurttaki arkadaşları. Arkadaşlarının yardımıyla zaman zaman doğduğu, yaşadığı yerleri gidip gören Demir’in bayramdaki en büyük beklentisi ise, babasının mezarını ziyaret edebilmek. Yeğenleri olduğu ve kendisini ziyarete gelmedikleri öğrenilen Demir şimdi, yurt arkadaşlarının bayramda kendisini babasının mezarına götürmesini bekliyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara