Türkiye Ortadoğu'da ne arıyor?
Arap basınında bugün Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünü güçlendirme çabaları, Mısır'ın Afrikalı kaçak göçmenlere karşı işlediği insanlık suçu ve İsrail'in yerleşim politikası öne çıkıyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-15 12:24:00
Arap basını bugün, bölgede sürekli arabuluculuk girişimleriyle nüfuz sahibi olmaya çalışan Türkiye'nin uyguladığı siyasete yer veriyor. Türkiye'nin bölgede bir arabulucudan daha fazlası olmaya çalıştığı bunun için de bölgedeki tüm sorunlarda kendini gösterdiği ifade ediliyor. Öte yandan Mısır hükümetinin, güvenlik güçlerine iş bulabilmek için Mısır'dan geçerek İsrail'e girmek isteyen Afrikalı göçmenlere öldürme hedefiyle ateş etme talimatı vermesine gerekçe olarak Uluslararası Kanun'a saygının gösterilemeyeceği bu yapılanın tam aksine uluslararası hakların çiğnenmesi anlamı taşıdığı belirtiliyor. Orta Doğu'da çözüm arayışlarında ise gerçek bir çözüm için tüm tarafların hem fikir olması gerektiği ve bu çerçevede son sözün hala yerleşimin durdurulması hakkında konumunu açıklamayan İsrail'de olduğu dile getiriliyor.
Suudi Arabistan'dan yayımlanan El-Vatan gazetesi bugünkü ''Bölgesel Türkiye Arabuluculuktan Daha Büyük Bir Rol mü Arıyor?'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Türkiye'nin yeni dış siyasetinin mimarı Türkiye dışişleri bakanı Ahmet Davudoğlu'nun Tahran'dan İran'a ambargo konmaması için ülkesinin elinden gelen tüm çabayı harcayacağını ve bu ambargonun engellenmesi için gerekli aracılık ya da başka tüm rolleri oynamak suretiyle gerekli desteği sağlayacağını açıklaması Ankara'nın iş bölgeyle ilgili olduğu zaman konuştuğu güven derecesinin güçlü bir göstergesidir.
Türkiye bölgede büyük bir güçle ve hızla yükselen yıldızdır. Bölgeye ayaklarını koymak için girişimde ve organize çalışmada bulunma yoluyla fırsatları değerlendirmek ya da çaba sarfetmek adına hiçbir şeyden kaçınmadı. Açıkça görülmektedir ki Türkiye'yi sadece bölgesel bir güç olarak değil aynı zamanda oyunun iplerini ve anahtarlarını elinde bulunduran bir ana oyuncu gibi tekrar bölge haritasındaki yerine koymak için fikri bir yaklaşım ve stratejik bir boyutu takip etmektedir.
Türkiye başta Filistin meselesi ardından da Irak olmak üzere bölgeye geçiş kapısı ve Tahran ile güçlü ilişkilerin kurulması ve son çıkan Irak-Suriye krizi gibi bölgedeki sıcak dosyaların kapatılması yönünde başlangıç noktası olan tüm sorunların başında yer alıyordu. Zira bu son sorunda Türkiye kazanan at olmuştur. Türkiye'nin adımı, tüm Araplardan önce geldi. Belki de bu Türkiye'nin bölgede gördüğü kabule güçlü bir işarettir. Arabuluculuk rolü iki taraftan da kabul görmeyi gerekli kılmaktadır. Irak-Suriye krizinde Türkiye aracılık rolünü oynamak için hemen hareket etti. Çünkü diğer devletler, hatta Arap Birliği'nin bu rolü üstlenmesi kabul edilmezken Türkiye'nin oynaması hemen kabul edildi. Türkiye dışişleri bakanının Arap Birliği'nin bakanlar konseyi toplantısına gelmesi belki de bunun en açık deliliydi.
Türkiye'nin Irak-Suriye krizine müdahelesi istek üzerine değil de Türkiye'nin girişimiyle gerçekleşmişse de bu Türkiye'nin bölgedeki siyasi politikaya girme rağbetinin ispatıdır.
MISIR HÜKÜMETİ AFRİKALI KAÇAK GÖÇMENLERİ ÖLDÜRÜYOR
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''Afrikalıların Mısır Sınırından Gizlice Girmesi'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Uluslararası insan hakları örgütlerinin, Mısır sınırından İsrail'e geçmek isteyen Afrikalı göçmenleri öldürmek hedefiyle güvenlik güçlerini öne sürmesinden ötürü Mısır hükümetine eleştirileri artan bir şekilde sürüyor.
Mısır dışişleri bakanlığı sözcüsü Hüsam Zeki ise hükümetinin tavrını şu sözleriyle savunuyor; ''ülkeye gizlice girenlere ateş açılması Mısır'ın Uluslararası Kanun'a saygısı ve sınırlarını koruma hakkını uygulaması çerçevesinde gerçekleşmektedir''.
Kimse Mısır'ın sınır güvenliği hakkı ve ulusal güvenliğini koruması üzerine tartışmıyor. Ancak iş fırsatı bulma gayesiyle sınırın öbür tarafına geçmek isteyen Afrikalı vatandaşlara ateş açmanın Uluslararası Kanun'a saygı çerçevesinde gerçekleştiği, kabul edilmesi ya da bahane olarak görülmesi zor bir sözdür.
Silahsız insanlara, öldürülmeleri hedefiyle ateş açılması, Uluslararası kanunun en büyük şekilde çiğnenmesidir. Herhangi bir gerekçe ile haklı gösterilemez. Bu göçmenlere ateş açılması için emir veren hükümet bir suç işlemektedir ve soruşturulmadan bu olay geçiştirilmemelidir.
Mısır hükümetinin bu meseleyi İsrail ile eşitlik adına bir koz olarak kullanması ve bu olguyu kontrol altına alabilmek için Sina'daki askeri güçlerinin artırılmasını talep etmelidir. Ya da gelişmiş elektornik cihazlar olarak bedel istemelidir. Ancak her zaman olduğu gibi Mısır, tüm bu hizmetleri İsrail'e bedavaya sunmaktadır. Karşılığında ise kötü imaj ve uluslararası insan hakları örgütlerinin eleştirilerinden başka birşeyle karşılaşmamaktadır''.
BARIŞ SÜRECİNDE TOP İSRAİL SAHASINDA
Mısır'dan yayımlanan El-Ehram gazetesi bugünkü ''Kahire'nin Görüşü ve Barış Sürecinin Canlandırılması'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Filistinliler ve İsrailliler arasındaki müzekerelerin yeniden başlatılması için Orta Doğu'da barış sürecinin canlandırılması, acilen bölgesel ve uluslararası çabaların uyumuna ihtiyaç duymaktadır. Mısır tüm tarihi açıklık ve siyasi objektiflikle Filistin meselesinin çözülmesinin ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasının bölgedeki barış ve istikrarın iki anahtarı olduğunun farkındadır. Bunu birçok kere de tekrarlamıştır.
Burada iki devletli çözüm ve işgal altındaki Batı Yaka'da İsrail'in yerleşim çalışmalarının durdurulması için bölgesel ve uluslararası fikir birliğine ihtiyaç olduğunu belirtmek gerekir. Buna sadece birkaç hafta önce İsrail'in yerleşimi durdurmasının önemini açıklayan Almanya ve Fransa örnek değildir. Amerikan başkanı Obama da iki devletli çözüme bağlılığını ilan etmiş ve İsrail'in yerleşiminin durdurulmasının zorunluluğunu açıklamıştır.
İsrail ise yerleşimin durdurulması hususundaki konumunu bugüne kadar açıklamadı. Aynı zamanda Filistin devletinin kurulması için müzakerelere başlanmadan önce, Filistinlilerin İsrail devletinin Yahudiliğini tanımaları gibi keyfi şartlar koymaktadır. Yani şu an top İsrail'in sahasında ve dünya ilgi ve endişe ile Netenyahu hükümetinin gelecek günler içinde ne sunacağını gözlüyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara