Dolar

34,9652

Euro

36,7830

Altın

2.984,36

Bist

10.124,02

El Kaide güçlenerek geri döndü

Arap basını bugün ağırlıklı olarak 11 Eylül hadiselerine yer veriyor. Ayrıca ABD'nin 8 yıllık savaş politikası tartışılırken ve İsrail'e karşı Araplara çağrı yapılıyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-11 16:01:00

El Kaide güçlenerek geri döndü

Bir yandan El-Kaide'nin, Taliban'ın Afganistan'da güç sahibi olması ve Bush'un Irak'taki dar görüşlü siyaseti nedeniyle kendisine geniş yer bulduğu ele alınırken bir yandan da Amerika'nın savaş politikasında 8 yıldır değişen birşey olmadığına dikkat çekiliyor. Öte yandan işgal ettiği Filistin topraklarında tüm kanunları çiğneyerek yerleşime devam eden İsrail'e dur demek için de Filistin ve Arap safları birlik olmaya çağırılıyor.

Defne Bayrak / TİMETURK

Arap basınında bugün üzerinden tam 8 yıl geçmiş olması münasebetiyle dünyanın gidişatında bir dönüm noktası olarak görülen 11 Eylül olayları gündeme oturuyor. Bu bağlamda Amerikan İmparatorluğunun imajına indirilen büyük bir darbe olan 11 Eylül saldırılarını üstlenen El-Kaide Örgütü'nün kendisini o günden bugüne yenilediğine, Irak ve Afganistan sahalarında kendisine büyük sığınak bulduğuna işaret ediliyor. Amerika'nın kayıpları da nazara alındığında o günden bugüne El-Kaide'nin daha da güçlendiğine ve geniş yayılım imkanı bulduğuna değiniliyor. Öte yandan yeni Amerikan idaresinin hala ''teröre karşı savaş'' mantığından kurtulamadığı, hiçbir şey değiştiremediği aksine Afganistan'da Amerikan varlığını daha da artırmaya gittiği açıklanıyor. Gündemden hiç düşmeyen yerleşim konusunda ise Arap ve Filistinliler, Birşleşmiş Milletler genel sekreterinin açıklamalarını lehlerinde kullanmayı bilmeye, İsrail'i durdurabilmek için ihtilaf ve parçalanmalara son vermeye çağırılıyor.

Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''En Güçlü ve Yayılmış Olan El-Kaide'dir'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Bu Cuma günü, 8 yıl önce Newyork'ta ikiz kuleleri hedef alan ve 3 bin Amerikalı'nın ölmesi ile sonuçlanan patlamaların yıldönümüne denk geliyor. Dünyayı değiştiren bu saldırılar türünün en şiddetlisi sayılmaktadır. Ayrıca hala sürmekte olan iki savaşın başlamasına direk etki etmiştir. Bunlardan ilki Irak savaşıdır ki ölü sayısı 1 milyona ulaşmıştır. Diğeri de Amerikan hazinesine bugüne kadar 907 milyar dolara malolan ve en ölçülü tahminlere göre 3 trilyon dolara çıkma ihtimali olan Afganistan savaşıdır.

Bu saldırıların sorumluluğunu üstlenen El-Kaide Örgütü ve saldırılara katılan 19 kişinin yayılan vasiyetleri, her ne kadar örgütün dış saldırıları azalmış ya da uygulanmadan önce alınan sıkı güvenlik önlemleri nedeniyle engellenmiş de olsa Amerika'nın ve müttefiği diğer Batılı güçlerin güvenliği için hala en büyük tehdit unsurudur.

Irak ve Afganistan'da savaşı haklı göstermek ve El-Kaide'yi yıkmak için başlatılan ''teröre karşı savaş'' bugüne kadar istenen (onların istediği) sonuçları vermedi. Aksine sonuçlar tamamen aksine olmaktadır.

El-Kaide Örgütü eskiye göre daha güçlü ve tehlikeli oldu. 2001 yılının sonlarında aldığı öldürücü darbenin ardından kendini yenilemeyi başardı. Afganistan'daki sığınağını ve kendisini destekleyen hükümeti kaybettikten sonra, eski Amerikan başkanı George W. Bush hükümetinin dar görüşlülüğü sayesinde Irak'ta hayal bile edemeyeceği bir sığınak buldu. Bundan daha da önemlisi Taliban'ın Afgan topraklarının yaklaşık üçte ikisini kontrolü altında bulundurması vesilesiyle daha güçlenmiş olarak Afganistan'a ve Pakistan'ın Veziristan'daki aşiret sınır bölgesine döndü. Pakistan'ın içindeki kolu da Pakistan merkezi hükümetinin istikrarını sarsmayı, aşiret bölgelerinin büyük kısmını yönetimi altına almayı ve yarı bağımsız devlet haline dönüştürmeyi başardı.

BUSH GİTTİ OBAMA GELDİ DEĞİŞEN BİRŞEY YOK

Mısır'dan yayımlanan El-Ehram gazetesi de bugünkü yorumunda 11 Eylül'ün yıldönümünü konu ediniyor. Gazete ''Dünya 11 Eylül'ü Ne Zaman Unutacak?'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''bugün, çağımızın en meşhur ve en tehlikeli olayı sayılan 11 Eylül 2001 hadisesinin 8. yıldönümüne denk geliyor. Öyle ki dünyayı bu olayın derin sonuçlarına bakarak 11 Eylül öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak mümkündür. Eğer Afganistan, Amerika'nın ''teröre karşı uluslararası savaş'' adı altında düşmanlarına karşı uzun intikam savaşını alevlendirdiği yer ise bugün bu ülke Amerika'nın ve Batı'nın Afganistan'da varlığına karşı direnen Taliban Hareketi nedeniyle Amerika'nın savaşı için en büyük tehlike olmuştur. Öyle ki orada Amerika'nın savaşı kaybedeceğine dair artan bir inanç söz konusudur.

Dünya, Amerika'nın gidişatındaki kapsamlı değişim vesilesiyle teröre karşı savaşın kesin bir şekilde sonlandırılacağını tahmin ediyordu. Ancak Obama yönetimi sadece lehçeyi değiştirdi. Özxü ise aynı bıraktı. Dahası orada sadece askeri çözüm meselesi olmadığını idrak etmeden Afganistan'da Amerikan varlığını artırdı. 11 Eylül'ün yıldönümü birçok mana taşımıyor. Washington, hiyerarşik yapısında görülen değişikliğe rağmen pratik olarak teröre karşı savaş liderlerinin aklını aşmayı başaramadı. Dünyanın, Amerika bu savaşa fiili olarak bir son yazana kadar, 11 Eylül'ün siyasi, stratejik ve günümüze etkisi olan bir olay olmaktan çıkıp sadece tarihi bir olay olarak kalması için birkaç seneye ihtiyacı var.

İSRAİL'E DUR DEMEK İÇİN ÖNCE SAFLAR BİRLEŞTİRİLMELİ

Birleşik Arap Emirlikleri'nden yayımlanan El-Beyan gazetesi bugünkü ''İsrail'in İhlalin Bedelini Ödemelidir'' başlıklı yorumunda şu ifadeleri kullanıyor; ''Genel sekreter Ban Ki-moon'un İsrail'in yerleşimler inşa etmesinin yasal olmadığı hakkındaki açıklamalarıyla kınama sahnesi –çarpık da olsa- tamamlanmış oldu. Böylece yerleşimin genişlemesinin durdurulmasını istemeyen bir kişi, taraf ya da başkent kalmadı. Ancak bu taleplerin hiçbiri Netenyahu hükümetinden cevap görmedi. Aksine yerleşim hareketinin ve Filistin toprakları üzerindeki sistematik soygununun hızını artırdı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bu yerleşim saldırısını ''Uluslararası Kanun'un Çiğnenmesi'' olarak vasıflandırdı ve İsrail hükümetinin işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşimin genişletilmesi kararı karşısında ''şiddetli endişe'' duyduğunu ifade etti. Buna göre İsrail'i aralarında doğal büyüme ve 2001 yılından beri Filistin topraklarında açtığı kuyuların kaldırılması da olmak üzere faaliyetlerini durdurmaya çağırdı.

Uluslararası ilk yetkili tarafından yapılan açıklamalar ve gelen isteklerin, birkaç gün sonra gerçekleşecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumunda Arap ve Filistinlilerin konumunu güçlendirmesi gerekir. Peki acaba bu, Filistin anlaşmazlığı ve Arap parçalanması sayfası dürülmeden önce gerçekleşir mi? An artık, Basra kaybedilmeden önce iki sahanın toplanması için hareketi dayatmaktadır.
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara