İp Netenyahu'yu iyice sıkmaya başladı
Arap basınında bugün İsrail'in yerleşim politikası yine gündeme oturuyor. Ancak bu defa İsrail'in uluslararası baskılardan bir nevi rahatsız olduğu belirtiliyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-10 13:15:00
Öte yandan Kahire'de aynı konu üzerine toplanan Arap dışişleri bakanları etkin ve tek bir karar almaya çağırılıyor. Irak ve Suriye arasındaki sorunun baş mimarı Maliki'nin neden böyle bir sorun yarattığı üzerine yorumlar da gündemde yerini alan konular arasında.
Defne Bayrak / Timetürk
Arap basını İsrail'in tüm dünyaya meydan okuyarak son hızıyla devam ettirdiği yerleşime geniş yer vermeye devam ediyor. Bir yandan İsrail'in Uluslararası Toplum'u küçümseyerek adımlarını hızlandırmasının karşılığını alacağı ifade edilirken bir yandan da soruna çözüm aramak için Kahire'de toplanan Arap dışişleri bakanları İsrail'i engelleyebilecek türden etkin bir karar almaya çağırılıyor. Suriye ve Irak arasında çıkan sorunlarda suçlamalarının neticeleriyle başbaşa bırakılan Maliki'nin neden Suriye'yi suçlamaya kalkıştığı da gündeme oturan bir diğer konu. Maliki'nin İran'la yaşadığı sorunları İran'a aksettiremediği bu nedenle de müttefiği Suriye'ye saldırdığı ortaya atılan iddialar arasında yer alıyor.
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''İp Netenyahu'yu İyice Sıkmaya Başladı'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Görünen o ki ip, işgal altındaki Arap topraklarında yerleşimi genişletmekte ısrar ederek Uluslararası Toplum'u hafife almasından sonra İsrail başbakanı Bünyamin Netenyahu'yu ve radikal sağcı hükümetini sıkmaya başladı.
Şu da kesin ki Birleşmiş Milletler genel sekreteri, Amerika ve Avrupa'dan İsrail'in kibir ve gururla sürdürdüğü meydan okumaya karşı acilen hareket etmesi yönünde talimat gelmeseydi bu adımı atmaz, İsrail'i Uluslararası Kanun'u çiğnemekle suçlamazdı.
Netenyahu'nun orada uluslararası bir irade olduğunu bilmesi, vardığı kışkırtıcı icraatların kolaylıkla geçmeyeceğini en azından hesaba çekilip cezalandırılacağını bilmesi gerekir.
Ürdün'den yayımlanan El-Düstur gazetesi bugünkü ''Yerleşim Terörü Karşısında Dışişleri Bakanları'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Arap dışişleri bakanları bugün zorluk ve meydan okuma koşulları altında Kahire'de toplanıyor. Bu zorluk ve başkaldırma Siyonist işgal hükümetinin uluslararası iradeye meydan okumasında, yerleşimin hızlı bir tempo ile devam etmesinde, emri vaki siyasetinin dayatılması için tüm çağrıların reddedilmesinde temsil olunmaktadır. Bu da başbakan Netehyahu'nun geçtiğimiz Pazar günü, özellikle Amerika'nın ve Uluslararası Toplum'un olmak üzere tüm barışın sağlanması çabalarına kayıtsız kalarak binlerce konut inşa edilmesini onaylaması ile doğrulanmıştır.
Yerleşimde, Yahudileştirmekte ve nakilde ifade olunan ve Uluslararası Meşruiyet Kararlarının yüzüne kapıyı çarpan bu İsrail saldırganlığı, işgalcinin barışla ilgilenmediğini, aksine sadece genişlemeci hedeflerini hayata geçirebilmek için plan ve projelerini uygulamayla ilgilendiğini ortaya koymaktadır.
Bu acı gerçek, Arap bakanlar önünde bir meydan okumadır ve tek; etken ve kesin, bu saldırganlığı durdurmaya güç yetirebilecek bir konum almayı gerektirmektedir. Zira bu düşman okyanustan körfeze ümmeti tehdit etmektedir.
Londra'dan yayımlanan El-Şarku'l Ewsat gazetesi yazarlarından Huda El-Hüseyni bugünkü ''Maliki'nin Manevraları: Tahran'la İlişkileri Kötüleşti Şam'ı Suçladı'' başlıklı makalesinde şöyle diyor; ''Irak başbakanı Suriye'ye ve içerideki Iraklı şahıslara karşı kampanyasında neyine oynuyor?
Bu aşamada Maliki'nin Suriye'ye karşı suçlamalarını artırmasından; özellikle de Amerikalılar bu sorunu Irak ve Suriye arasında özel bir sorun olarak görüp kendisini suçlamalarının sonuçlarıyla çarpışması için yalnız başına bırakmışken faydalanan kimdir? Avrupa'nın da konu ile hiç alakadar olmadığına dikkat etmelidir.
Orada Maliki'nin henüz tüm Baasçılardan intikamını almadığını söyleyenler var. Ancak neden bu zamanlamayı seçti? Irak seçimlerinin yaklaşması ve kendisinin kazanamayacağını anlamış olmasından ötürü mü?
Orada ayrıca Maliki'nin, Irak'taki güvenlik durumlarını kontrol altına almasına bakaraktan kendisinin yeni bir Saddam Hüseyin olduğunu zannetmeye başladığını düşünenler de bulunuyor. Bazıları Maliki ile İran ya da İran iktidarındaki bir grup arasındaki soruna işaret ederek İran'ın, Maliki'nin arzuları için artık bir güvence olmadığını belirtiyor.
Bir görüşe göre Maliki ile İran arasındaki ilişkiler kötüleşti. Kendisini korkutan birçok sebeple İran'ı suçlamaya güç yetiremiyor. Bu nedenle de oklarını müttefiği Suriye'ye yöneltme yolunu seçti. Çünkü İran'ın desteklediği yeni Ulusal Koalisyon, Maliki'nin katılmamalarını şart koştuğu tarafları içeriyor. Bunların başında da Sadr ve Dava Partisi'nden ayılma İbrahim Caferi cemaatleri geliyor.
Maliki Suriye'yi seçti çünkü birimleri ya da sahip olduğu kozları aracılığıyla çeşitli eylemlere kalkışabileceği yönünde güçlü kanaati bulunuyor.
Maliki'nin yeni Şii koalisyona katılmayı reddetmesi ve İran tarafından açık bir şekilde tamamen desteklenen Yüksek Şii İslam Konseyi yerine yeniden ulusal ittifaklar kurmaya kalkışması İran liderliklerinde öfkeyi ve rahatsızlığı artırdı. Bu nedenle de patlamaların Maliki'nin fazla uzağa gitmemesi için bir uyarı olmasına karar verdi.
Patlamalar Maliki'nin heybetine dokundu. Öyle ki rakiplerinin, hükümeti Irak'ı tehdit eden güvenlik sorunlarına karşı koyma hususunda aciz ve güç yetiremez olmakla suçlamasına olanak verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara