Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İlk Ramazanım hapisanedeydi

Hapisaneye girdikten sonra ilk kez Ramazan geçirip, oruçla tanışan Abdullah Abdul Malik bizlerle hapishanede başlayan ilk Ramazan heyecanını anlatıyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-07 01:54:00

İlk Ramazanım hapisanedeydi

M. Hasan Uncular / TİMETURK

Ben sonradan Müslüman olanlardan Abdullah Abdul Malik. Beni bilenleriniz varsa İslam’a giden çılgın ve kutsal yolculuğumu bilebilirsiniz. Kısaca özetlemek gerekirse 2004 senesinde ufak tefek uyuşturucu davalarından dolayı tutuklanmamdan kısa bir süre önce İslam’la ilgili bir şeyler öğrenmeye başladım.

İlk İslam’la tanışma

Pennsylvania Eyalet Hapishanesinde iki yıllık mahkûmiyetimin başlamasından bir yıl kadar önce bir arkadaşımın evinde bir gece Kuran’la tanıştım ve Kuran okumaya başladım. Özgürlüğümün son gününe gelene kadar Kuran okumayı bitirmiş ve manasıyla alakalı derin düşüncelere dalmıştım. Hapis cezasına çarptırıldığımda mahkemeye sadece kendim ve sırtımdaki elbisemle gittim.

Mücadeleye tek başıma girişmiştim. Kasaba hapishanesinde birkaç hafta kaldıktan sonra, tıka basa dolu özel bir otobüsle gerçek zindanlara, eyalet hapishanesine götürüldüm.

Varışımın sonra, hapishane çalışanlarıyla geçen saatlerce stresli ve problemli anlardan sonra yeni evim olan E Blok’taki Graterfords'un kötü namlı, 2. katta küçük bir hücresine konuldum.

Orada bulunduğum sürede zamanımız 23 ve 1 şeklinde ayarlıydı, yani 23 saat hücrede bulunduktan sonra bir ya da iki saat dışarıda avluda bulunuyorduk.

Hapishanede Müslümanlarla tanışma

İşte o avlu saatinde ilk kez bazı Müslümanlarla karşılaştım. Hapishaneye gelmeden önce hiç Müslüman tanımamıştım yada Müslüman gibi yaşamayı bilmedim. Sadece bana Kuran veren bir adamla tanışmıştım. Kuran’ı okumuştum ve onu hak olarak kabul etmiştim ama Müslüman olarak nasıl yaşanır hiç bilmiyordum. Arka hücrede kalan Müslümanlarla karşılaştım. Muhteşem insanlardı. Kötü insanlar değillerdi,sadece Amerika’nın en zor bölgelerinde tamamen zor hayat koşullarında, hayatta kalabilmek için yanlış kararlar vermiş insanlardı.

Bu insanların daha önce karşılaştığım tüm diğer insanlardan farklı olduğunu gördüm. Onlarda özel ve eşşiz olan bir bir şeyler vardı. Konuşmaları, yürüyüşleri,iletişim şekilleri ve Allah’a adanmışlıkları tüm hayatım boyunca gördüğüm tüm insanlardan farklı idi. Onların gerçeği bilen insanlar olduklarını hissettim, yüzleri parlıyordu. Bu tam olarak Ramazan’ın başladığı haftaya denk geldi.

Hapishanede ilk Ramazan

Hapishanede, kefeteryada günde üç öğün yemek yersininiz. Gardiyan gelir ve hücreleri kitler ve herkes yemek yemeyi bırakır. Müslümanların Ramazan’da iftar vakti yemek yemeleri sağlanırdı.

Sabahları bir adam gelip, hücrelerimizi açardı ve bize limonata, bir parça marmelat, elma, iki dilim ekmek ve haşlanmış yumurtanın olduğu küçük bir poşet getirirdi.

Bu bizim sahurumuzdu. Karanlıkta sahur yemeğimi yerken hücre arkadaşım uyurdu. Öğlenden sonra günde bir kez iki saatlik avlu vaktimiz olurdu ve soğuk kış günlerinden dolayı cekedimizi alıp avluya çıkardık. Orada Müslümanlarla karşılaşıp onlara Müslümanın karekteri nasıl olur diye sorular sorardım.

Onlarla bir araya gelmeyi çok seviyordum. Benim birşeyler öğrendiğim ağabeyin adı Umar’dı ve yıllar önce İslam’a geçen 50 yaşlarında Puerto Rico’lu birisiydi. O benim “ şeyhimdi”.

Yüzünün nur kaplı olduğunu hissediyordum. Gerçekten çok muhteşem biriydi. Tüm sorularıma gayet net cevap veriyordu ve benim daha da çok anlamama vesile oluyordu. Dinin temel bilgilerinden tutun da derinliklerine kadar beni aydınlatıyordu.

Müslümanların es-salamu aleyküm, diyerek selamlaştıklarını da orada öğrendim. Buna nasıl cevap verildiğini ve yeni Müslüman olmuş birinin neler bilip bilmediklerini burada öğrendim. Beraber yürüyüp, konuşurduk ve halter çalışırdık. İslami eğitimi çok güzeldi ve mütevaziydi. Onun etrafımda olması çok büyük bir nimetti.

Avluda vaktimiz dolduğu zaman birkaç saatliğine hücrelerimize geri dönüyorduk ve güneş battığında gardiyan gelip hücrelerimi açıp Ramazan iznimizi vermiş oluyordu. Dışarıya çıkıp orucumuzu bozmak için kafeteryaya giderdik. Beraber yemek yiyorduk. Tümden yemek sırasına giriyorduk ve hatta bize yemek verenler bile Müslümanlardı.

Dördü Müslüman’dı ve müebbet hapis cezaları vardı bu yüzden hiç dışarıya çıkamayacaklardı.
Bunu duyunca da çok etkilenmiştim. Çünkü hepsi huzurlu ve stressiz görünüyordu.

Aklımda şunun muhakemesini yapıyorum. Benim iki sene cezam varken onu düşünüyorken, nasıl olur da müebbet hapis cezası alan bu insanlar bu kadar mütevazi ve bu durumlarıyla barışık olabilirdi. Bu size İslam’ın verdiği bir şeydir ve kendiniz için gözlemlemeniz gereken bir mevzudur.

Kafeterya sırasına girdiğimizde geniş ve uzun pencereden göğün ve ayın ne kadar farklı ve detaylı bir şekilde gözüme göründüğünü fark ettim. Sanki dünyayı ilk kez görüyor gibiydim. Her şey gözümde daha etkileyici ve gerçek görünüyordu. Hayatımda muhteşem anlardı bunlar.

Yemek yedikten sonra gece için hepimiz hücrelerimize geri dönüyorduk. Düşünmem gereken çok şeyler vardı ve hayatımda hiç olmadığı kadar huzur duymuştum. Orada İslam’ın gerçek güzelliği ve nimetini görmüş oldum.

Zor şartlarda Ramazan

Bu süreç, bir çoğumuz başka bir eyalet hapishanesine sevk edilene kadar devem etti. İnanılmaz olan şey, ilk defasında olduğu gibi hepimizin aynı hapishaneye transfer edilmiş olması idi. Yolculuğumuza beraber devam ettik.

Yeni hapishaneye vardığımız zaman sanki insan değilmişiz gibi çok kötü muamele gördük. Bizi birkaç haftalığına öyle yerlere yerleştirmiş oldular ki,
üzerimizde oranın gerçek hakiminin kim olduğunu gösterme baskısını uygulamaya çalışıyorlardı.

Ramazan orada devam ediyordu. İki hafta boyunca hücremizden çıkmamıza izin yoktu ve 24 saat içerideydik.
İftar vakti geldiğinde bize yiyecek hiçbir şey bile getirmediler, saatlerce bizi beklettiler.

Geldiklerinde ise yemek berbattı kapının altından bize fırlatıyorlardı. Yemek yemek için dışarıya çıkmaya, kardeşlerimizi görmemize izin yoktu. Bazı geceler yemeğimi bitiremiyordum bile.

Birkaç hafta sonra Ramazan bitti ve biz hepimiz daimi hücrelerimizin olduğu bloklarımıza geçtik. Ben, Umar ve birkaç ağabeyimiz daha aynı bloğa düştük ve bir müddet daha bir arada olabilecektik. Tekrardan birlikte devam edip mücadele edebilecektik. Bu benim ilk Ramazanımdı ve hiç unutamayacağım bir Ramazandı. Bir sene geçtikten sonra serbest bırakıldım. Bu olay dört yıl önce oldu. Ondan sonra hapishanedeki o ağabeylerimizi ne gördüm ne de onlardan bir haber alabildim.

Onları gerçekten de çok özlüyorum. Peygamberimizin ashabı gibi birlikte idik.

Hepinize çok güzel ve mübarek Ramazanlar, yarına çıkmamızın garantisi yok ve kalplerimizi temizleyip bu kutsal aydan istifade edelim.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara