Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İslami kesimde sahur modası

Dindar muhafazakârlar artık sahurda da buluşuyor. Davetler, evlerde ya da lüks otellerde; bazen açık büfe.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-06 14:24:00

İslami kesimde sahur modası

Adem Demir /Newsweek

Saat gece yarısına yaklaşıyor. Erdoğan ailesi tatlı bir telaş içinde. Anne Vildan Erdoğan mutfakta koştururken, iki küçük kızı da “Sahur yemeği yiyin çünkü sahurda feyiz vardır” gibi hadisler yazılı kağıtlarla salonu süslüyor. Evi bir şölene hazırlıyor gibiler. Çünkü böyle bir geceyi yılda bir kere düzenledikleri için özel bir anlamı var. Nihayet kapı çalıyor ve ilk konuk geliyor, sonra da diğerleri. Konukları karşılamak baba Erol Erdoğan’ın görevi. “Davetlilerin yanında hiç tanımadıklarımız da geliyor, tanışıyoruz” diyor. Bir anda kalabalıklaşıyor evin salonu. Gecenin bu saatine göre herkes hayli dinç. Türkiye’nin güncel meseleleri üzerine dönen sohbet, Vildan hanımın hazırladığı açık büfe sahur sofrasında iyiden iyiye koyulaşıyor.

Yeni trend sahur davetleri. Eş dostun ağırlandığı, yemeklerin açık büfe sunulduğu, çoğu kez ‘harem selamlık’ sahur buluşmaları kimi zaman evlerde, kimi zaman da sahuru verenin imkânına göre lüks otel restoranlarında yapılıyor. Kendisi de arkadaş gruplarıyla sahur buluşmaları gerçekleştiren sosyolog Mustafa Şen “Büyük şehirlerde yaşanan toplumsal çözülmeleri değişik sosyal etkinliklerle onarmaya çalışan İslami kesim sahurları da sosyalleşme ve siyasi etkileşim aracı olarak görmeye başladı” diyor. “Böylece modernliğin sildiği değerler postmodern bir anlayışla yaşatılmaya çalışılıyor.” Aynı zamanda GENAR adlı bir araştırma şirketinin başında olan Şen, “sahur davetlerinin bazı İslami şirketlerce kurumsal boyuta taşındığını” anlatırken kendi şirketini örnek gösteriyor.

GENAR, hafta sonuna denk gelen bazı ramazan gecelerinde şirket çalışanlarının katılımıyla sahur organizasyonları düzenleyen şirketlerden sadece biri. Kimi siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları da sahur trendine kapılmış durumda. Saadet Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Hüseyin Terzi, “Üç yıldır sahurlara katılım yoğun” diyor partisinin organizasyonları için. Anadolu Gençlik Derneği ise üç yıldır sahur daveti veren kuruluşlardan. Bu gecelere çoğunlukla eski başbakanlardan Necmettin Erbakan da iştirak ediyor.

Sahur buluşmaları trendini Newsweek Türkiye’ye değerlendiren ‘Kültür Endüstrisi’ kitabının yazarı sosyolog Yusuf Adıgüzel’e göre, “büyük kentlerde yaşayan statü sahibi kişiler hem zaman hem trafik sorunu yüzünden artık iftarlarda biraraya gelemediklerinden, buluşmaları sahur vaktine kaydırmış durumda.” Adıgüzel, sosyal etkileşim eksikliğini giderme ihtiyacından kaynaklandığını düşündüğü sahur organizasyonlarının “önümüzdeki yıllarda özellikle büyük şehirlerde eşlerin de katılımıyla artacağını” söylüyor. Hatta ona göre iftar davetlerinin pabucu dama atılabilir. Dindar muhafazakâr kesim üzerinde çeşitli araştırmalara ve “İslam Protestanlığı” adlı bir kitaba imza atan sosyolog Prof. Yasin Aktay ise farklı bir açıdan bakarak “İftardan sonra sahur da artık eğlence kültürünün bir aracı haline getirilmiş durumda” diyor.

Newsweek Türkiye’nin de izlediği Erdoğan ailesinin sahur daveti gibi, evlerdeki sahur organizasyonları çoğunlukla saat 23.00 sularında başlıyor. Konuklara önce çay, kahve, kuruyemiş ve meyve ikram ediliyor. Yemek saati 03.00. Sahur masasında zeytinyağlılardan etlilere, salatalardan tatlılara seçenek çok. Erol Erdoğan, sahur davetleri vermeye beş yıl önce başlamış. Önceleri arkadaşlarının “Gelirken pijamalarımızı da getirelim” diye takıldığını aktarıyor. Davetliler, yatıya gideceklerini ve sahur vakti uyanıp yemek yedikten sonra tekrar uyuyacaklarını sanıyorlarmış. “Sahur ezanıyla herkesin evlere dağılacağını anlatmam kolay olmadı” diyor Erdoğan. Saadet Partisi İl Başkanlığı’na seçilen Erdoğan sahurların kapsamını genişletti. Evinde verdiği sahurların yanı sıra partinin il yöneticilerine Kariye’deki bir restoranda sahur verdi.



Sahur organizasyonları çoğunlukla eşsiz gerçekleştirildiğinden, hanımlar çok dertli ve kocalarının gece yarısı gitmesinden pek memnun değiller.
Konuklardan Fahrettin Postacı durumu “Harem selamlık yüzünden evlerde yer bulmak kolay olmuyor. Bu nedenle kadınlar pek rağbet etmiyor” şeklinde açıklıyor. Bu tür sahur organizasyonlarına katılan muhafazakâr kesimin 40-50 bin tirajlı yayın organı Milli Gazete’nin haber müdürü Mustafa Canbey ise geçen sene hamile eşinin doğumuna yakın olmasına rağmen davetin cazibesine katılmaktan kendini alamadığını “Eşimi evde bırakıp sahura katıldığımı itiraf ediyorum” sözleriyle anlatıyor. Reklam ajansı sahibi Feyyaz Özay ise yeni evli olduğundan, şimdilik eşinden izin alarak katılabiliyor sahur buluşmalarına.

Sahurda ünlüler geçidi

Restoranlar daha ünlü konukları ağırlıyor. Restoranlarda sahur davetleri veren ve sahur davetlerine katılan isimler arasında Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan Coşkun, Yeni Şafak’tan Fehmi Koru, Star’dan Ahmet Kekeç, Radikal’den Nuray Mert, Kanal 7’den Erhan Çelik, Habertürk’ten Nihal Bengisu Karaca, Taraf’tan Elif Çakır ve hatta Başbakan Erdoğan’ın eski basın danışmanı ve Radikal yazarı Akif Beki gibi isimler var. Geçen yıl bir grup gazeteci arkadaşıyla İstanbul Karaköy’deki Asude Cafe’de toplu sahur yaptıklarını vurgulayan Nuray Mert, gecede hep beraber canlı müzik ve fasıl icra ettiklerini de ekliyor. Ancak Asude ekibi Koru-Coşkun ve Kekeç-Coşkun arasında çıkan polemikten dolayı dağıldı. Bu yıl Asude’de iftar ve sahur yapılmayacak. Zaten Koru’nun fasıl ekibinin organizatörü Yeni Şafak Gazetesi Spor Müdürü Erhan Köknar, kadronun genişlediğini artık eski mekâna sığımadığını söylüyor. Köknar’a göre ekipte ünlü isimler var. Eski Kültür Bakanı Atilla Koç, Kadir Topbaş, Ahmet Ertürk, Fatih Karaca, Ali Bayramoğlu, Mehmet Kamış, Mustafa Karaalioğlu, ses sanatçısı Melihat Gülses, Candan Karlıtekin, AKP Milletvekili Edibe Sözen ve Nazlı Ilıcak bunlardan sadece birkaçı. Bu yıl 16-17 Eylül tarihlerinde Emirgan Korusu’nda iftar ve sahur yapmayı planladıklarını belirten Köknar da, sahur davetlerinin gelenekselleştiğini savunuyor. Sabah gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı Metin Yüksel, “İnsanlar ertesi gün uykusuz kalmasın diye sahur buluşmalarını hafta sonu gerçekleştiriyoruz” diyor. Geçen yıl bir dostlarının Dedeman Oteli’nde verdiği ve AKP’li Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın da katıldığı bir sahur organizasyonu ise yazar İrfan Gürkan Çelebi’nin hoşuna gitmemiş. “Garsonların servis yaptığı bu tür büyük sahur yemekleri evlerdeki davetler kadar sıcak ve samimi değil” diyor Çelebi.

Saat 05.00’i geçerken Erdoğan ailesinin konukları da sabah namazını kılmak üzere evden ayrılıp camilere ya da evlerine yöneliyor… Sahur buluşmalarının cemaat kültürünü yaygınlaştırdığını düşünen sosyolog Yasin Aktay’ın bundan sonrasına ilişkin tespiti, Çelebi’yi karamsarlığa sürükleyecek cinsten. “İslami kesimin parayla ilişkisi arttıkça bu tür büyük sahur davetleri daha da yaygınlaşacak.” Ama bu şaşırtıcı olmayabilir.


Haber Ara