UNESCO savaşı ve Mısırlı adayın fırsatları
Arap basınında bugün UNESCO'nın genel sekreterlik seçimleri, Suriye ve Irak arasında yaşanan gerginlik ve Ürdün'ün Irak ile stratejik ilişkileri geliştirme çabaları ele alınıyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-04 15:06:00
Arap basını bugün UNESCO'nun genel sekreterliği seçimlerinde Mısırlı adayın konumuna değiniyor. İsrail'e karşı daha önce yaptığı açıklamalar nedeniyle kendisi karşıtı Yahudi muhalif gruplar tarafından büyük bir kampanya başlatılan Mısırlı aday aynı zamanda Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından büyük destek görüyor. Öte yandan Irak'ın Irak'taki patlamalardan sorumlu tuttuğu eski Baas partisinin iki üyesini geri istemesi ve Suriye'nin teslim etmeyi reddetmesi ardından patlak veren ve iki ülkenin büyükelçilerini geri çekmesinin ardından büyüyen Suriye-Irak krizi gündem konuları arasında dikkat çekiyor. Ürdün'ün Irak'ın yeniden yapılandırılmasındaki girişimleri ve Irak demokratik rejimini desteklemesi ise diğer bir konu.
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü ''UNESCO Savaşı ve Mısırlı Adayın Fırsatları'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''UNESCO Örgütü'nün yeni genel sekreter seçimleri önümüzdeki Pazartesi başlıyor. Tahminlere göre seçimleri büyük olasılıkla, Arap ve Afrika devletlerinden büyük destek görmesi sebebiyle görevinde tecrübeli Mısır Kültür Bakanı Faruk Hüsni kazanacak.
Mısır hükümeti adayını desteklemek için tüm ağırlığını ortaya koydu. O kadar ki cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, İsrail başbakanı Bünyamin Netenyahu'dan, Yahudi grupların Mısırlı aday karşıtı başlattığı kampanyanın durdurulması, İsrail'in muhalefetin başlattığı bu kampanyanın arkasında durmaması için girişimde bulunmasını talep etti. Netenyahu da bunun üzerine yardım sözü verdi.
Sayın Hüsni Mısır kütüphanelerinde İsrail kitapları bulunmadığını belirtip bulunsa bile kendi elleriyle yakacağını açıkladığı ifadelerinden ötürü resmi ve aleni bir şekilde özür diledi. Bu özür, Fransız Le Monde gazetesinde geniş yer buldu. Hüsni ayrıca eğer UNESCO'nun genel sekreterlik seçimlerini kazanır ve bu göreve gelirse İsrail'i ziyaret edeceğini vurguldı. Ancak tüm bu özürler ve alçaltıcı kurlar Yahudi muhalefet ve diğerleri nazarında bir fayda vermedi. Kendisine karşı kampanya hala sürüyor. Hatta son günlerde daha da vahşi bir boyut kazandı.
Sayın Hüsni'nin önünde hala büyük fırsatlar var. Çünkü yenilgisi ne onun ne de ülkesi Mısır'ın hezimeti olacak. Cumhurbaşkanı bu meseleyi kendisini birinci derecede ilgilendiren bir mesele olarak gördüğünü açıkladı. Başta Fransız Nicolas Sarkozy ve İsrailli Netenyahu olmak üzere Arap ve Avrupa liderlerinden girişimde bulunmaları istenecek.
Arzu edilen Sayın Hüsni'nin bu göreve gelme hakkını kazandığı taktirde değişmesi, geçmişte Arap ve İslam kültürü üzerine yaptığı hatalar hakkında bu kültürün yayılmasına ve çalışarak düşünmesi, bundan daha önemlisi söz ve amel olarak Arap ve Afrikalı aday olması, Mısırlı bölgesel çerçevesinden çıkması gerekir.
IRAK-SURİYE KRİZİNİN ÇÖZÜMÜNDE ZAMAN KAYBEDİLMEMELİ
El-Beyan gazetesi bugünkü ''Geri Dönüş İpi Kopmadan Önce'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Şam ile Bağdat arasındaki krizi kontrol altına alma çabaları şu ana kadar bir sonuç vermedi. Aksine sorun hala kötüye gidiyor. Söylevinin ateşi günden güne yükseliyor. Terimleri ve göndermeleri durumun geri dönülmez bir noktaya kayması korkuları yaratıyor. Bu şekilde sorun, iki ülke arasındaki ilişkileri tehdit eden açık tırmanma turuna giriyor. Ayrıca bölgede zaten yüksek olan kriz derecesini daha da yükseltme tehdidini taşıyor. Ne tehlikeli ve büyük bir tartışma!
Arabulma çabaları, Irak'ta meydana gelen son patlamalardan sonra; uluslararası mahkeme tehdidinden, büyükelçilerin geri çağırılmasına, ilişkilerin koparılması uyarılarına, karşılıklı ve sürekli kızıştırma bağlamında daha fazla icraatlerde bulunmaya kadar daha da kötüye giden durumun durdurulmasında başarılı olamadı.
Suçlamalarda ısrarcı olmak kesin deliller sunmanın gerekliliğini getirir. Bağlar şu ana kadar kopmuş olamaz.çeşitli çabalar ve girişimler devam ediyor. Ancak buna paralel olarak tırmanış da devam ediyor. Bu da çıkış yolu bulma imkanını zorlaştırıyor. Zaman faktörü önemli bir etken haline gelmiştir.
Krizin patlak vermesinin üzerinden iki hafta geçti. Sıcaklığı da kaynayacak kadar yükseldi.
Bu durumda daha fazla zaman geçmesine katlanamaz. Mikrofon ardından savaş suçlamaları ve konuşmaların hiddeti arttı. Başka bir yaklaşımın benimsenmesi anı geldi. Konuşmanın soğutulması, dosyanın direk kapıdan açık bir şekilde karşılanması için atılan ilk adım. Bu hem Bağdat'ın hem de Şam'ın mefaatinedir. Bilinen kapsamdaki koşullar bunu söylemektedir.
ÜRDÜN'DEN IRAKLA İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRME ADIMLARI
Ürdün'den yayımlanan El-Düstur gazetesi bugünkü ''Ürdün ve Irak Arasında Stratejik Ortaklık'' başlıklı yorumunda şu ifadeleri kullanıyor; ''Ürdün başbakanı mühendis Nadir El-Zehebi'nin Irak ziyareti ve Irak başkanaı Nuri Maliki ile görüşmesi, Ürdün'ün, seçilmiş demokratik kurumlarıyla Irak devleti ve halkıyla stratejik ilişkilerini güçlendirme ve pekiştirmede ısrarlı olduğunu göstermesi babında geldi. Zira Ürdün Iraklı kardeşlerine Irak devletinin kurulması ve korunması, eski rejimin değişmesinden iç çatışmalara ardından da Amerikan güçlerinin şehirlerden çekilmesi ve Irak'ta iç barışın sağlanıp devam ettirilmesi çabalarına kadar son senelerde yaşanan tüm siyasi, mezhebi, ekonomik zorlukların aşılması girişimlerinde hizmet sunmada büyük çaba göstermiştir.
Irak Amerikan güçlerinin çekilmesinden ve güvenlik açısından Irak hükümetinin sorumluluklarının artmasından bu yana ulusal kurumların kurulup devam etmesine meydan okuyan hassas bir aşamadan geçiyor. Bu aşama Arap tertibinde tam rolünü oynamak için dönebilmesi yolunda Arapların Irak'a açık desteğini gerektirmektedir. Ürdün'ün, Irak'ın müesseselerini kurma çabasında desteğine devam etmesi her kesimiyle Irak halkının ve genel olarak da bölgenin çıkarı içindir. Nitekim bölgenin çıkarlarının gerçekleşmesi Irak'ta güvenlik ve istikrar sağlanmadan, Ürdün arasında egemenlik ve demokratik iç tercihlere saygı gösterme esasına dayalı; köklü ticari, siyasi ve kalkınma ilişkileri kurulmadan mümkün değildir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara