Adana'da asi çocukların maçı
Serie A takımlarından Livorno, TFF 2. Lig 4. Grup takımı Adana Demirspor ile bugün yapacağı özel maç için Adana'ya geldi. İtalyanlar, taraftarların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-04 13:17:00
Taraftarlar, İtalya ekibini, ellerinde İtalyanca "İtalya'nın asi çocukları hoşgeldiniz" ve "Yoldaş Livorno" yazan pankartlarla karşıladı.
Taraftarlar, özellikle takımın gözde oyuncularından Luccarelli'ye sevgi gösterisinde bulunurlarken, Luccarelli de onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Takımla birlikte gelen az sayıda Livorno taraftarı da Adana Demirsporlu taraftarlarla birlikte iki takım lehine tezahürat yaptı.
Livorno oyuncuları, daha sonra çevik kuvvet polisinin geniş güvenlik önlemi aldığı havaalanından, iki takım oyuncuları için verilen yemeğe hareket etti.
Burada bir açıklama yapan Adana Demirspor Kulübü Başkanı Bekir Çınar, Livorno'yu Adana'da ağırlamaktan büyük onur duyduklarını söyledi.
29 yıl sonra Avrupa takımı
Kente, 29 yıl aradan sonra bir Avrupa takımının geldiğini belirten Çınar, "Uzun yıllardan sonra bir Avrupa takımını ağırlıyoruz. Hem taraftarlarımız hem de bizler çok heyecanlıyız. Livorno'ya, Adana'nın misafirperverliğini en iyi şekilde göstereceğiz" dedi.
Maçın siyasi yönden bir yerlere çekilmesini istemediklerini söyleyen Çınar, "Taraftarlarımız Livorno'lu taraftarlarla internet ortamında samimi bir diyalog kurmuşlar. Biz de yönetim olarak taraftarımızın isteği üzerine Livorno ile özel maç yapmayı kararlaştırdık. Bizim gibi işçi takımı ve endüstriyel futbola karşı olması nedeniyle Livorno'yu kentimize davet ettik. Bu nedenle maçın siyasi yönden bir yerlere çekilmesini ve altında başka bir şeylerin aranmasını istemiyoruz" dedi.
Livorno Kulübü Başkanı Ricci Nelro da Adana'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirirken, her iki takımda da çok iyi oyuncuların bulunduğunu söyledi.
Nelro, maçın centilmenlik içinde geçmesini diledi. Takım, yemekten sonra kalacağı otele geçti.
Karşılaşma, bugün saat 21.00'de 5 Ocak Stadı'nda yapılacak.
Fanatik Gazetesi Yazarı Cem Dizdar, Adana Demirspor - Livorno maçını kaleme aldı...
Gidip gören Türkiyeli arkadaşlar sağda solda Livorno’dan ‘öfkeye yakın bir sitemle’ bahsederler. İtalya’ya benzememesinden, tarihi binaların yokluğundan, sıradanlığından dem vururlar. Bir işçi şehri olan Livorno’yu kavramak ve neden lanetli bir şehir haline getirilmeye çalışıldığını anlamak için 16. yüzyılda anayasasında bulunan şu metni okumak ve bu ilerici metnin bir kentin başına neler getirebileceğini doğru kavramak gerek…
Diyor ki o metin, "Hepiniz, hangi ulustan olursanız olun, 'Doğulular, batılılar, İspanyollar, Portekizliler, Yunanlar, Almanlar, İtalyanlar, Türkler, Berberiler, Ermeniler, Persler ve diğerleri' size temin ederiz ki, bu topraklara tamamen özgür ve her türlü kovuşturmadan uzakta bir şekilde gelmenize, kalmanıza, aileleriniz ile geçiş yapmanıza ve yaşamanıza, geriye dönme zorunluluğu olmaksızın oturmanıza, istediğiniz zaman dönerek Pisa kenti ve Livorno topraklarında yaşamanıza izin veriyoruz." İşte burası Livorno. Sevmek ve saygı duymak için başka gerekçe aranır mı?
Bu maçın futbolu seven, hayatla onun üzerinden de ilişki kuran insanlara çok önemli, çok insani bir mesajı var diye düşünüyorum. Başka bir dünyanın, başka tür insan ilişkilerinin de mümkün olabileceğini göstermesi açısından nefes açıcı bir örnek bu karşılaşma.
Düşünün, yıllarca alt kümelerde mücadele ettikten sonra İtalyan ligi ‘Seri A’ya çıkıp orada da hatırı sayılır işler yapan Livorno, aynı sınıftan, aynı duygudan olduğunu beyan eden Türkiye 2. Ligi takımı Adana Demirspor’un çağrısına uyup, “Siz kaleleri, topu hazırlayın. Maç etmeye, eğlenmeye, dayanışmaya geliyoruz” diyor… Şimdi şu kahrolası dünyada bu maç bile başlı başına geleceğe olan inancımızı, umudumuzu diri tutmaya yetmez mi?..
‘Sınıf’ kavramının lanetle anıldığı, unutturulmaya, yok sayılmaya çalışıldığı günümüzde demiryolu işçilerinin takımıyla, liman işçilerinin takımının maçı aslen bir ‘işçi sınıfı’ oyunu olan futbola gerçek anlamını da kazandırıyor. Bu maç aynı zamanda “Şu kadar forma sattık”, “Şu kadar milyon euroya şu adamı aldık”, “Yayın gelirimiz şu kadar”, “Reklam ve sponsor girdimiz aldı başını gidiyor” diyenlere kocaman ve anlamlı bir kahkahadır da kanımca.
Bu vesileyle, işim gereği maça gidemesem de bir Beşiktaşlı, Samsun Demirspor’u seven biri olarak Adana Demirsporlu arkadaşların, ruhumun o tribünde olduğunu bilmelerini isterim.
Bu karşılaşmayla ilgili Radikal Gazetesi'nde çıkan ve gazetenin yazarlarından Tanıl Bora'nın da değerlendirmelerinin yer aldığı haber...
ADANA DEMİRSPOR’UN ‘SOL’ TARAFTARI
Mondiali Antirazzisti, İtalya’da 1997 yılından bu yanan düzenlenen sol duyulu bir futbol organizasyonunun adı. Bu yıl turnuvaya ilk defa Türkiye’den bir taraftar grubu katıldı: Locomotive Anatolia. Adana Demirspor taraftarı olan grup, bunun yanı sıra tüm dünyadaki demiryolu takımlarına hatta Djurgarden gibi lacivert-mavi renkli takımlara da sempati besliyor.
Adana Demirspor taraftarları çoğu zaman maçlarında Grup Yorum şarkıları söylüyor. Geçen sezon tribünler takımlarını şöyle desteklemişti:
Tam on yıl oldu, taraftarlar süper ligi görmedi ki,
Tam beş yıl oldu, şampiyonluk 5 Ocak'a gelmedi ki,
Ama yine de bir gün olsun davamızdan dönmedik ki!
Sahipsizdik, grev yaptık;
En zor günde yalnız kaldık.
Ama yine de bir gün olsun davamızı bırakmadık!
KIZIL LIVORNO
"Orta İtalya'nın kuzeyindeki Toskana bölgesinde, 150 bin nüfuslu bir liman şehri, Livorno. İşçi hareketinin ve komünistlerin kalesi olan bölgenin en 'kızıl' şehri. Kızıl bayrak, orak-çekiç, şehrin folklorunun parçaları.
Son 10 yılda büyük direnişlere rağmen liman endüstrisinin tasfiyesi, şehri öldürmüş. neoliberal rejime büyük bir öfke var. Livornolular, Roma'ya tek başına direnen asteriks'in köyü gibi tahayyül ediyorlar kendilerini. '11 freunde' dergisinin aralık 2004 sayısına göre 'otonomlar tugayı' taraftar grubu, Livorno'yu, 'Liverpool'la beraber, proleter gururu taşıyan iki liman şehrinden biri' olarak tanımlıyor.
Taraftarların lokali '1921' adını taşıyor; yani İtalyan Komünist Partisi'nin kuruluş tarihinin. Şehrin takımı da, koyu kızıl formasıyla, bu öfke ve direniş ruhunun bayrağı!
1921'de kurulan a.s. Livorno Calcio, 1949'da Serie A'dan düştükten sonra 30 yıl boyunca 3. ve 4. ligde sürünen ultra-ehemmiyetsiz bir kulüptü. 2002'de Serie B'ye tırmandı. 2004'te de 55 yıl sonra Serie A'ya dönmeyi başardılar. Şampiyonluk eğlencelerinin bir parçası, neofaşist partinin Livorno bürosunun tahrip edilmesiydi. o dönem şehrin garına astıkları 'silvio, geliyoruz!' yazılı pankart, hâlâ duruyormuş!
Serie A'daki ilk sezonunu, dokuzunculuk gibi başarılı sayılabilecek bir yerde bitirdiler. Koltuklu tribün zorunluluğunu, beton bloklara 60 santimetre arayla çizgiler boyayıp numaralar yazarak 'halletmişlerdi'! Tabii asıl, taraftarlarıyla temayüz ettiler. Standart tribün şarkıları: 'Bandiera Rossa', 'Bela Ciao'. Başbakan’a hakaret eden tezahüratlardan ötürü, kulüp birçok iç saha maçından sonra birkaç bin avro ceza ödedi.
Milan deplasmanına giden Livornolular, Berlusconi'nin saç ektirdikten sonra tek gözünü eşarpla kapatarak korsan pozu vermesiyle alay etmek için, başörtüleri takmışlardı! Irak'ta Nasıriye'de ölen 17 İtalyan askerinin anısına bütün maçlarda saygı duruşunda bulunulurken, Livorno kale arkası köşesinden ('kurva') 'on, yüz, bin Nasıriye!' tezahüratı yükselmişti. Tepkilerini "bunlar işgalci askerlerdi. İtalya'da her yıl 1500 kişi iş kazasında ölüyor. onlar için niye devlet töreni düzenlenmiyor?" diye açıkladılar.
200 taraftarın maçlara giriş yasağı var. Ciddi 'sert'ler! Vahim olaylara sebebiyet verebiliyorlar molotofkokteyliyle yaralamaya yol açmak gibi."
SON VİDEO HABER
Haber Ara