Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hastanelerde sezeryan doğum patlaması

Sağlık Bakanlığı'nın çabalarına rağmen bebek ve anne sağlığı açısından riskleri bulunan sezaryenle doğum oranları sürekli artıyor. Hastanelerin de bunda payı artıyor

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-31 11:06:00

Hastanelerde sezeryan doğum patlaması
2005'te yüzde 21 olan sezaryen, geçen yılın verilerine göre ülke genelinde yüzde 40'ları buldu. İlk 6 ayda İstanbul'daki kamu ve özel sağlık kuruluşlarında gerçekleşen 70 bin doğumun yüzde 60'ının sezaryen olması dikkat çekti. İsmi açıklanmayan 10 özel hastanede 6 ayda tek normal doğum yapılmadı. İl Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, hastanelerin 'halk istiyor' gerekçesine karşı çıktı: "Sezaryeni azaltmak için girişimde bulunacağız."

Ülke genelinde yılda 1,3 milyon civarında doğum gerçekleşiyor. 2003 yılı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'na göre sezaryenin bütün doğumlardaki oranı sadece yüzde 21,2'ydi. Ancak Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre bu oran yüzde 15-18 olmalı. Son yıllarda bazı hastanelerde sezaryen oranının yüzde 60'lara ulaştığı düşünüldüğünde DSÖ standartlarından iyice uzaklaşıldığı çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde Özel ve kamu hastanelerinde sezaryenle doğum oranı 2005 yılında yüzde 21 iken, 2006'da bu oran yüzde 40'a çıktı. Denetimler sonucu 2007'de yüzde 32.8'e düşerken, geçen yıl tekrar yüzde 40'a yükseldi. Doğu'dan Batı'ya geldikçe sezaryen oranında artış görülüyor.

2008 rakamlarına göre Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu oran yüzde 20, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 22, İç Anadolu'da yüzde 34, Marmara'da yüzde 41, Ege'de yüzde 44, Akdeniz'de yüzde 45, Karadeniz'de ise yüzde 48. Türkiye'deki yüksek oranların aksine Hollanda, Belçika ve Fransa'da sezaryen yüzde 20'nin altında seyrederken, Amerika'da yüzde 15'lerde. Türkiye'de sezaryen seçiminde eğitim seviyesi de etkili oluyor. Lise ve üniversite mezurlarında bu oran yüzde 50'lerdeyken hiç eğitim almamışlarda yüzde 7'lerde.

Özel hastanelerde devlete göre sezaryenle doğumun ağırlıkta olduğunu belirten İstanbul İl Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın bu durumu tersine çevirmek için büyük uğraş verdiğini hatırlatıyor. Dokucu, "Bu konuda duyarlılık olmalı.

Maalesef hastaneler 'sezaryeni halk istiyor' diye gerekçe sunuyor. Bu mazeret değildir. Bir kişi genel cerrahi uzmanına gidip, 'benim apandisitimi al' deyince, alınıyor mu? 'Beni sezaryen yap' iyi bir gerekçe değil." diyor. Bazı hastanelerde sezaryen oranının yüzde 100'lere çıktığına dikkat çeken Dokucu, bunu azaltmak için girişimde bulunacaklarını kaydediyor.

Sağlık Bakanlığı sezaryen oranını azaltmak için hastanelerle iletişim kuracak, doktorları eğitimden geçirecek ve vatandaşı bilgilendirecek. Bu arada sezaryendeki artışta ameliyatın normal doğuma göre daha kolay olması, normal doğumda risk oranının daha yüksek olması, herhangi bir operasyon hatasının cezai yaptırımının doktordan karşılanması ve sezaryenle olan ilk doğumun ardındaki ikinci doğumunda sezaryenle olma mecburiyeti etkili oluyor. Sosyal Güvenlik Kurumu, özel hastanelere her yaptırdığı sezaryen için 450 TL, normal doğuma ise 400 TL ödüyor.

riskli durumlarda tercih edilmeli

Normal gebelik yüzde 90-95'i kendiliğinden oluşabilecek fizyolojik bir süreçtir. Doktorların aldığı tüm tıbbi eğitimler kalan yüzde 5-10'luk kısma müdahale içindir. Uzmanlar riskli durumlar dışında sezaryenin tercih edilmemesini istiyor. Sezaryenle doğum karın içi iltihaplanması, dikişlerde ve cilt altında kanama risklerini taşıyor.

Kan kaybı, normal doğuma göre daha fazla. Sezaryen sonrası dikiş bölgesindeki sancılar 3-4 gün devam ediyor ve annenin hareketleri ile emzirmesini güçleştiriyor. Ayrıca sezaryenle doğumda ikinci çocuktan sonrası risk taşıyor.

zaman

Haber Ara