Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arapça'nın başkenti Şam

Suriye'nin başkenti Şam, Arapça öğrenmek için mükemmel bir yer olarak ün yapan bir kent. Çok sayıda yabancı öğrenci Şam'a akın ediyor ve tabi bu da kenti etkiliyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-28 19:22:00

Arapça'nın başkenti Şam
Paul Moss*

Alex bana bir sms mesajı yolladı, yılan soktuğunu söylüyor.

Belki haksızlık ediyordum ama, bunu uydurduğu inancındaydım. İnsanların sınavdan kaçmak için uydurdukları bahaneler arasında, bir yılan tarafından sokulmuş olmak, herhalde en az inanılır olanlardan biri...

Ama Alex aynı mesajı sınıf arkadaşlarımdan birçoğuna göndermişti. Şam Üniversitesi'ndeki yetkililere haber vermelerini istiyordu. Yılan sokması yüzünden hasta yattığı için Arapça dil derslerinin Birinci Seviye Bitirme sınavına giremeyecekti.

Alex'in öyküsünün insanları buraya gelmekten caydıracağını sanmıyorum pek. Şam'da Arapça öğrenmeye gelenlerin sayısı giderek artıyor.

Ben de bu kurslara katılıyorum zira sık sık BBC için Orta Doğu'dan haber geçiyorum. Bir mülakat için birisinin bürosuna telefon ettiğimde Arapça konuşabilmenin yararlı olacağına inanıyordum. Bunu yapamasam bile, en azından mülakata giderken bir kafeye uğrar, Arapçamla pekala bir falafel ısmarlayabilirdim kendime.
"İşi gereği gelen de var, Kuran için de"


İş gereği olarak Arapça konuşma ihtiyacı, buradaki kursa katılan birçoğunun da hareket noktası.

Şam Üniversitesi'ndeki sınıfta İtalya ve İsveç'ten iki sosyal hizmet görevlisi var.

Arap mültecilerden sorumluymuşlar.

Bir de öğretmen var, öğrencileri arasında Arap çocuklar bulunuyormuş.

Şam'ın çehresi değişiyor

Ama bunların yanısıra koyu Müslüman öğrenciler de var kursta. Biri Güney Afrika'dan gelmiş, birçoğu İngiltere'nin kuzeyinden. Hepsinin amacı Kur'an'ı özgün şekliyle okuyabilmek.

Alex'in niçin Arapça öğrenmeye heveslendiğini ise hiç anlayamadım.

Zaten yılanın devreye girmesiyle de, bunu merağa artık gerek kalmadı.

Hareket noktaları ne kadar farklı olursa olsun, bu yeni "oryantalist"ler Şam'ın çehresini değiştiriyor.

Kent, bugünlerde çoğu genç ve kısıtlı bir bütçeyle gelen ama sıradan genç gezginlerin tembelliğinden çok farklı davranan yabancılarla dolup taşıyor.

Farklı bir gezgin portresi

Bu çalışkan öğrenciler, plaja gitmekle, yoga yapmakla ya da hafif uyuşturucuları denemekle ilgilenmiyor.

Bunların yerine Şam'ın eski mahallelerini geziyor, kaşlarını çatarak usul usul birşeyler mırıldanıyorlar. Bilmeyen biri, bu mırıldanmaları dua zannedebilir. Ya da bu insanların kendi kendine konuşan birisi olduğunu düşünebilir. Ama aslında bu öğrenciler, düzensiz fiilleri çekiyor veya ezberlerindeki isim listesini ve çoğul şekillerini mırıldanıyorlar.

Siz Amerikalılar biraz Arapça öğrenin, biz biraz İngilizce öğrenelim. O zaman hepimiz dost oluruz!

Şamlı bir barmen

Arappça dersleri zor. Arapça, İngilizcenin tersine, herşeyin kurala bağlı olduğu bir dil. Ama kuralları anlamak son derece zor.

Herkes, zaman zaman Arapça öğrenmeyi bırakmak isteyecek kadar bıkkınlık anları yaşıyor. Ben, üç ya da daha fazla nesne için kullanılan "var" sözcüğünün değişik kullanımlarıyla karşılaştığımda işte böyle şiddetli bir krize kapılmıştım.

Yabancılar Suriyelileri sevindiriyor

Kaydettiğimiz ilerleme ne kadar sınırlı olsa da, yabancı öğrencilerin varlığı, Şamlıları sevindiriyor görünüyor.

Arapça "Burada Arapça mı öğreniyorsunuz?" diye soruyorlar.
Şam sokakları

Bu inanmaz tavrın ciddi bir yanı var. Suriyeliler, ülkelerini Batı'daki düşmanca tutumun nesnesi olarak görüyorlar. Gerçi Suriye'nin "Şer Ekseni"ne sokulmadığı doğru ama, aynı gözle bakılmasına ramak kaldığı da açık. Dolayısıyla Batılıların Arapça öğrenmek için burayı seçmeleri hayret ve memnunlukla karşılanıyor.

Mahallemdeki barmen, "Biliyor musun Paul, biz Amerikan halkından nefret etmiyoruz; sadece Amerikan yönetiminden nefret ediyoruz" diyor.

Kendisine aslında Amerikalı olmadığımı hatırlatıyorum, ama bu 'ufak ayrıntı', barmenin konuşmasına engel olmuyor.

Herkes sınavı geçti

Bugün çok çetin geçti. Fiiller, öğrenmemiz beklenen sözcükler, epey zorladı beni. Ama bir şekilde, barmenin söyledikleri bana şevk verdi. Kültürler arası hareketin öncüleri arasındaydım; böylelikle eski düşmanlıkların üstesinden gelinecekti.

O akşam, kiralık odama yeni bir hevesle döndüm. Ve iyice sıkı çalıştım. Aslında tüm sınıfımız yoğun bir şekilde çalıştı ve hepimiz Arapça derslerinin başlangıç kurslarını başarıyla tamamladık.

Bir tek Alex hariç.

Meğer yılan sokması hikayesi doğruymuş. Yılanın soktuğu yeri gösterdi, hastanede yatmış. "Ama o kadar da kötü bir deneyim değildi" diyor. Hastanenin temizlik düzeyi birinci sınıfmış. Hemşireleri de çok sevimli bulmuş. Alex sınavı kaçırmıştı ama, Arapça dilbilgisine bu kez gerçekten vakıf olmak için kendisine özel bir öğretmen tuttuğunu işittim sonradan.

"BBC, Şam"

Haber Ara