Dolar

34,8955

Euro

36,5963

Altın

3.011,09

Bist

10.058,63

Doğu'nun Başbuğu'ndan tarihi sözler

Milliyetçi camianın "Doğu'nun Başbuğu" olarak tanıdığı Yılma Durak, Ergenekon davasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o tarihi açıklamalar;

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-19 08:29:00

Doğu'nun Başbuğu'ndan tarihi sözler

Zaman'a konuşan Durak, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan Ergenekon soruşturmasını 'demokratik dönüşüm' olarak nitelendirdi.

Ucu nereye varırsa varsın soruşturmada sonuna kadar gidilmesini isteyen Durak, "Süreci kimse sulandırmasın." çağrısında bulundu. Bütün askerî müdahalelerin ülkeyi geri bıraktığını vurgulayan Durak, Ergenekon iddianamesindeki darbe girişimlerini ise şöyle değerlendirdi: "2003 ve 2004'teki bu darbeler gerçekleşseydi, yine gariban Anadolu insanı mağdur olacaktı. Yi-ne onlar yargılanıp işkence görecekti."

Durak, 12 Eylül darbesinden sonra tutuklandı, 6 yıl hapis yattı. 'Alparslan Türkeş'in sağ kolu' ve 'Doğu'nun Başbuğu' olarak ün yaptı. MHP'nin teşkilatlanmasında önemli roller oynadı. 2002 ve 2007 yıllarında MHP'den milletvekili adayı oldu. Siyasî çalışmalarını Ankara'da sürdüren Yılma Durak, sessizliğini Zaman'a bozdu. 12 Eylül sürecini yaşayan Durak, darbenin ne demek olduğunu en iyi bilen isimlerin başında geliyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana yapılan askerî müdahalelerin ülkeyi geri bıraktığını belirterek, özellikle demokratik geleneğin oluşmasını engellediğinin altını çiziyor. Durak, bu yüzden Ergenekon soruşturmasının demokrasinin yerleşmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Ucu nereye varırsa varsın sonuna kadar gidilmesini isteyen Durak, "Süreci kimse sulandırmasın." çağrısında bulunuyor. Ardından Ergenekon iddianamesine giren 2003 ve 2004 yıllarındaki darbe teşebbüslerini hatırlatıyor. Durak, bu noktada milliyetçi kesime şu uyarıyı yapıyor: "Bu darbeler gerçekleşseydi, yine gariban Anadolu insanı mağdur olacaktı. Yine onlar yargılanıp işkence görecekti."

Yılma Durak, ordunun siyasetten elini çekmesi ve kışlaya dönmesinin zorunluluğuna da dikkat çekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletin kafasındaki tarife uygun yapıyı muhafaza etmesi gerektiğini söyleyen Durak, "Bu hem ordu hem de milletin kurtuluşu demektir." ifadelerini kullanıyor. Müdahaleci zihniyetin, 'sözde' diye nitelediği bazı aydınlar tarafından desteklendiğini dile getiren Durak, bu çevrelerin antidemokratik girişimlere göz yumduğunu ve askeri tahrik ettiğini kaydediyor. Büyük sermaye grupları ve askerî darbeler arasındaki ilişkiyi de sorgulayan Durak, şu çarpıcı soruyu yöneltiyor: "Acaba büyük holdingler, her askerî müdahale sonrası kaç orgenerali istihdam etti?"


SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara