Aksa ve barış umutları
Arap basınında bugün Aksa Mescidi'nin yakılmasının yıldönümü, Orta Doğu'da barış süreci ve İsrail'in bu süreci baltalama girişimleri gündeme oturuyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-19 12:49:00
Arap gazeteleri bugün 40. yıldönümünün gelmesi münasebetiyle olumlu ve olumsuz yönleriyle Aksa Mescidi'nin yakılmasını, Obama'nın İslam dünyası ile diyalogda oğlunu iktidara mirasçı kılmaya çalışan Hüsnü Mübarek'i seçmekle hata yaptığını ele alıyor. Bu noktada Mısır'da görüldüğü gibi diktatör rejimlerin işgal yönetimi ile beraber bölgenin hatta tüm dünyanın istikrarını bozan ana sebep olduğu ifade ediliyor. Öte yandan İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki hedeflerine ulaşmak için yeni Amerikan yönetiminin çözümcü siyasetini karalamaya, bunu başarmak için de Washington ile arasındaki stratejik ilişkileri kullanmaya çalıştığına değiniliyor.
Suudi Arabistan'dan yayımlanan El-Vatan gazetesi bugünkü "Aksa ve Barış Umutları" başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor: "iki gün sonra; 21 Ağustos, Aksa Mescidi'nin yanmasının üzerinden 40 yıl geçmiş olacak. 1969 yılında Siyonist Michael Dennis Rohan'ın çıkardığı yangın, mescidin aralarında Selaheddin Eyyübi minberi de olmak üzere büyük ve önemli bir kısmına yayılmıştı. Özel bir gümüşten yapılma Antika kubbesi bile neredeyse yıkılacaktı. İşgal yetkilileri olaya katılımı resmi olarak inkar etse de komplo açıkça ortadaydı. Yangın günü işgal yetkilileri Aksa Mescidi'ni çevreleyen bölgelerde suyu kesti. Kudüs belediyesine bağlı itfaiye arabaları bilerek gecikti. O kadar ki El-Halil, Ramallah gibi uzak bölgelerden gelen Arap itfaiye arabaları bile olay yerine daha önce ulaştı. Ayrıca orada suçun işlenmesine birden çok kişinin katıldığı da açıktı.
Ancak bu acı verici olayın aynı zamanda olumlu bazı sonuçları da olmuştu. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar hep beraber hedef alındıklarını hissetti. Rabat'ta bu suça cevap vermenin yollarının araştırılması için ilk İslami zirve kongresi yapıldı.
İslam dünyasını alıp götüren öfke Aksa Mescidi'nin Müslümanlar için bir sembol olduğunu ifade ediyordu. Çünkü o İsra vatanı, Müslümanların ilk mescidi ve Haçlıların meydanında 70 binden fazla Müslüman'ı kestiği mekandı.
Bu üzücü yıldönümü belki de tüm Filistinli grupların, Filistin'in, Arap ve Müslümanların düşmanlarından başka kimseye yaramayan rekabet yerine çağdaş devletlerini kurmak için bir bayrak altında toplanmalarını sağlar. Aynı zamanda barış için süren müzakerelerden bölgedeki çeşitli ülkelere güvenlik ve istikrarı tekrar döndürecek sonuçların doğması da umulmaktadır.
OBAMA'NIN HATALI MÜBAREK SEÇİMİ
Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi ise bugünkü "Obama ve Başkan Mübarek'in İmtihanı" başlıklı yorumunda şu ifadeleri kullanıyor; "cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in Washington'a ziyareti başkan Barack Obama yönetimi için, demokratik partisini diğer Batılı partilerden ayrıcalıklı kılan demokrasi ve özgürlük değerleri ile ilgili gerçek ilk deneyim sayılmaktadır. Zira bu parti dünyanın çeşitli yerlerinde diktatörlüğe, teokrat rejimlere karşı savaşmayı ve özgürlükleri desteklemeyi üzerine görev bilmiştir.
Amerikan başkanı dış siyasetini açıklamak için tüm İslam dünyasına üzerinden sesleneceği minber olarak Mısır'ı seçtiğinde hata etmedi. Diyalog köprüleri kurmaya çalışmak karşılıklı saygı ve alışverişe dayanır. Ancak şu anki konuğu başkan Mübarek'e karşı Amerika'nın bölgedeki barış sürecindeki hareketleriyle ilgili yeni siyasetinin çekirdeği olması gereken örnek bir lidermiş gibi davranmaya kalktığında hata etti. Bu alanda demokrasi ve özgürlüğün yokluğunu ve yolsuzlukları da göz önünde bulundurmak gerekir.
Siyasetler komisyonu başkanı ve Hüsnü Mübarek'in oğlu Cemal Mübarek'in babasının Washington'a resmi ziyaretinde yanında bulunması yönetimin babadan oğula geçmesi çalışmasının Mısır başkanının gündeminde hala aslan payını oluşturduğuna işaret etmektedir. Mübarek'in Amerikan başkanı ile tartışmalarında bu konu zirveye oturursa bu hiç şaşılacak bir durum olmayacaktır.
Yönetimin babadan oğula geçmesi Arap diktatörlüğünün en çirkin yüzlerinden biri, Arap halkının dürüst, şeffaf ve tam özgür bir ortamda oy sandıkları aracılığıyla liderlerini seçme yolunda kapıların yüzlerine kapanmasının delilidir.
Orta Doğu'da barış yolsuz-diktatör Arap rejimlerin ve işgalci cabbar İsrail yönetiminin gölgesinde gerçekleşmeyecektir. Bölgeyi ve tüm dünyayı daha az istikrarlı ve daha çok şiddetli kılan diktatörlükler ve işgal arasındaki dolaylı ittifaktır".
YENİ AMERİKAN YÖNETİMİ ÇIKMAZINDA İSRAİL STRATEJİSİ
Ürdün'den yayımlanan El-Düstur gazetesi bugünkü "İsrail Saatin Akrebini Geriye Götüremeyecek" başlıklı yorumunda şöyle diyor: "bölgenin genel sahnesinde gerçekler görünmeye ve Arap-İsrail çatışmasında kendisini güçle empoze etmeye başladı.
Bu gerçeklerin en önemlilerinden birisi Amerikan yönetiminin Obama'nın diliyle Kral 2. Abdullah'la görüşmesinden sonra iki devletli çözüm ve yerleşimin durdurulması görüşünü benimsediğini açıklaması, Avrupa Birliği ve Dörtlü Birliğin bu görüşü onaylaması, bir dizi dünya başkentinden İsrail'i meşrui kararlara uymaya ve yerleşimi durdurmaya çağıran davetlerin yükselmesidir.
Samimiliğine dair şüpheler bulunduğuna dair haberlerin yayılmasına karşın Obama yönetimi yerleşimin durdurulmasının zorunluluğu ve iki devletli çözüm anlayışı üzerine görüşüne bağlılığını sürdürmektedir. Bu stratejinin değiştirildiğine dair şu ana kadar herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Aksine hala bölgesel barışı getirecek, İsrail'in 1967'de işgal ettiği Arap topraklarının tümünün gerisine çekileceği çözümü getirecek bir arayış süreci içerisindedir.
İşgal çeteleri Amerikan yönetiminin samimiyetinden şüphe duyulmasını sağlamaya çalıştı. Washington ile stratejik ilişkileri, emrivaki siyasetini empoze etmek ve Amerika'nın görüşünü ortadan kaldırmak için kullandı. Netenyahu tüm küstahlığıyla birçok kez yerleşimi durdurmayacağını, egemen bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmeyeceğini, Kudüs'ü topraklarına dahil etme ve mültecilere dönüş hakkı vermeme hususlarında ısrar edeceğini açıklayarak bunun doğruluğunu göstermiştir.
Özetle: İsrail, tüm dünya; özellikle de Washington ve Avrupa Birliği barışın Araplar'dan önce hem dünyanın hem Amerika'nın hem de İsrail'in menfaatine olacağı kanaatine vardıktan sonra saatin akrebini geriye döndüremeyecek. İsrail'in Uluslararası Kanunu ihlal etmeye devam etmesi bu barışı, Amerika ve Avrupa Birliği'nin çıkarlarını riske sokmakta, bölgeyi patlamaya götüren İsrail maceralarına bir sınır koymayı gerekli kılmaktadır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara