Dolar

34,9548

Euro

36,5888

Altın

3.019,83

Bist

10.058,63

Dünya Basınında öne çıkan gelişmeler

Bir günün ardından Gazete ve dergilerde öne çıkan haber, yorum ve analızler...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-17 19:52:00

Dünya Basınında öne çıkan gelişmeler
Dünya basınındaki ilk durağımız İngiltere... GUARDIAN gazetesi, Afganistan'da ölen İngiliz askerlerinin sayısının, 2 askerin daha hayatını kaybetmesiyle 200'ü geçtiğini yazıyor.

Gazetenin haberine göre, iki askerden biri yaralı arkadaşını helikoptere taşırken, diğeri ise devriye gezerken vuruldu. Böylece Afganistan'da İngiliz askeri kaybı 201'e çıktı. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, kayıplara rağmen, istikrarın sağlanması yönünde verdikleri sözü tutmaları için Afganistan'da kalmaları gerektiğini açıkladı. Brown, can kayıplarını trajik olarak nitelendirdi, ama misyonlarının buna değdiğini söyledi.

Kabil'deki İngiltere büyükelçisi de, 20 Ağustosta yapılacak seçimler öncesinde saldırıların artacağı uyarısında bulundu. Büyükelçi, seçimleri engellemeyi amaçlayan saldırganların, seçim görevlilerini hedef alabileceğini belirtti. İngiliz büyükelçi, Taliban'ın "sandık başına gideni öldüreceği" yolunda tehditler savurması yüzünden, güneyde seçime katılım oranının yüzde 40'a kadar düşebileceğini tahmin ediyor.

Guardian, istihbarat kaynaklarına dayanarak, Taliban'ın da seçime katılma konusunda bir bütün halinde hareket etmediğini, bazı yerel Taliban liderlerinin sandık başına gidilmesine yeşil ışık yakabileceğini de ileri sürüyor.

INDEPENDENT gazetesine geçiyoruz. Gazete, hükümetin İngiltere'de internetten film ve müzik indirmeye ağır cezalar uygulamaya hazırlandığını, bunun ülkede tartışmalara yol açtığını yazıyor. Gazetenin haberine göre, hükümet internetten yasadışı olarak film ve müzik indirenlerin 50 bin sterline kadar para cezasına çarptırılmasını ve internete girişlerinin engellenmesini öngören bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.

Özellikle müzik ve film alanında faaliyet gösteren şirketlerin, yasanın çıkması için yoğun lobi faaliyetleri yürüttüğü haber veriliyor. Oysa ülkede her 12 kişiden biri internetten film ya da müzik indiriyor. Öneriye özellikle İngiltere'de geçen hafta kurulan Korsan Partisi, sivil özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Parti lideri Andrew Robinson'a göre, yasa sadece internetten film ya da müzik indireni değil, ailesini de cazalandırıyor. Partinin bir hafta içinde 259 üye topladığı, yüzlerce kişinin de üye olma niyetini belirttiği kaydediliyor.

THE TELEGRAPH gazetesine geçiyoruz. Gazete, grip aşılarının yan etkisine dikkat çekiyor. Gazetenin haberine göre, İngiltere'de domuz gribine karşı aşılama kampanyası ekim ayında başlayacak. Ancak domuz gribinin eski versiyonu olan virüs, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1976 yılında görülmüştü. O zaman domuz gribinden bir, grip aşısının yol açtığı tahmin edilen ölümcül GBS hastalığından da 25 kişi hayatını kaybetmişti.

GBS, sinirleri etkileyen, felce yol açan, solunumu zorlaştıran bir hastalık. Amerika'da grip aşısı yapıldıktan sonra, GBS'ye görülme oranı 8 kat artmıştı. Bu sefer görülen, domuz gribinin yeni versiyonu. Yeni aşı ile GBS arasında bir bağlantı olup olmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak İngiliz Sağlık Koruma Dairesi, doktorları bu konuyu gözardı etmemeleri konusunda uyardı.

Telegraph gazetesinde, Türkiye'de turizmle ilgili bir yazı da dikkat çekiyor. "Ucuz tatil cenneti mi, yoksa cehennemi mi" başlıklı yazıda, Nicky Holford Bodrum'dan başlayıp Kaş'a kadar uzanan gezisini anlatıyor ve Türkiye'de ucuzluğun yanısıra kültürü ve güzelliği de bulduğunu okurlarına aktarıyor. Holford, sterlin'in avro karşısında alım gücü daha fazla olduğu için, Yunanistan yerine Türkiye'ye gelmeyi tercih etmiş.

İngiliz gazeteci, ilk durağı olan Bodrum ve çevresindeki çirkin yapılaşma karşısında dehşete kapıldıklarını belirtiyor. Türk konukseverliğinden övgüyle söz eden Holford, zeytinyağlıları, sarmaları, börekleriyle Türk mutfağının harika olduğu bilgisine de yer veriyor. Holford, Yunanistan'da balık ve salatadan oluşan menüye bir sürü paralar ödedikten sonra, Türk lokantalarının çok ucuz olduğu, zengin bir menünün ortalama 5 sterlin civarında tuttuğunu anlatıyor. Holford, Bodrum'dan doğuya doğru gidildikçe çirkin yapılaşmanın azaldığını anlatıyor, Kaş ve Kalkan'ı methediyor. Kekova, Üçağız ve Simena'nın doğallığını koruduğunu kaydeden Holford, buralarda attığı her atımda Likya tarihine dokunduğunu söylüyor. İngiliz gazeteci Kekova turundan bahsederek, "sonunda bozulmamış Türkiye'yi gerçekten bulduk" diyor.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeyiz. INTERNATIONAL HERALD TRIBUNE GAZETESİ, İran'da muhalif lider Mirhüseyin Musevi'nin yeni bir sosyal ve siyasi hareket kurduğu yolundaki açıklamasına yer veriyor. Gazetenin haberine göre, Musevi, internet sayfasından yaptığı açıklamada, yeni oluşumun bir siyasi parti olmayacağını, ancak gücünü halk tabanından alan, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi hayata geçirmeye çalışan bir hareket olacağını belirtti.

Gazete, Musevi'nin iki hafta önce muhaliflerin toplu olarak yargılanmasından sonra ilk defa açıklama yaptığına dikkat çekiyor. Herald Tribune, İran'da 12 Haziranda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimine katılan bir diğer aday Mehdi Karrubi'nin, seçim sonrası çıkan olaylarda gözaltına alınan erkek ve kadınların bazılarının tecavüze uğradığı yolundaki iddiasını da anımsatıyor ve Kerrubi'nin de tutuklanması yolunda yapılan çağrılara yer veriyor.

Rusya'dayız... PRAVDA gazetesi, Çin'in Afrika'da Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük rakibi olduğu yolundaki yoruma yer veriyor. Yoruma göre, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Afrika'da Kenya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Angola, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Nijerya ve Liberya'dan oluşan 10 günlük turunu tamamladı. Başkan Barack Obama da geçen ay Gana'ya gitmişti. Afrika bu yıl Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev ve Çin Devlet Başkanı Hu Jianto tarafından da ziyaret edildi. Pravda, Amerika'nın Afrika'ya demokrasi değil, hammadde açısından yaklaştığını savunuyor, Afrika petrolünün dünyadaki en büyük alıcısının bu ülke olduğunu anımsatıyor. Kongo da elekronik sektörü açısından önemli olan tantalum madeni bakımından zengin bir ülke.

Çin ise, Afrika petrolünün ikinci büyük alıcısı. Çin'in Afrika ile olan ticareti 2008 yılında 100 milyar doları aştı. Çin Afrika pazarlarını ele geçiriyor, kıta Çin ile Amerika arasında bir çatışma alanına dönüştü. Pravda, Amerika'nın 2007 Ekiminde Pentagon bünyesinde yeni bir komutanlık kurduğunu, bu komutanlığın isminin Afrika Komutanlığı olduğunu açıkladığını da belirtiyor.

Ve son durağımız Çin... CHINA DAILY gazetesi, internet sitesinden yayınladığı yorumda, Çinli işadamlarının ülke dışında saldırıya uğramalarını mercek altına alıyor. Yorum özetle şöyle: Sadece Moskova'daki Çerkizovski pazarında 60 bin Çinli dükkan sahibi ya da ithalat işi yapıyor. Pazarda satılan malların yüzde 98'i Çin'den ithal ediliyor. Rus yetkililer haziran ayında, kaçakçılığı önlemek için pazarı kapatacaklarını açıkladı. Gerçek amacın ise, Çin rekabetini kesmek olduğu düşünülüyor. Ruslar, Çinlilerin Rusça bilmediklerinden, Rus toplumu ile uyum sağlayamadığından şikayetçi. Benzer şikayetler Cezayir'den de geliyor. Cezayir'de geçen pazartesi günü Çinli ve Rus işçiler arasında çıkan çatışmada 10'dan fazla Çinli yaralandı, beş Çin dükkanı yağmalandı.

Şu anda Afrika'da en büyük yabancı işçi topluluğunu Çinliler oluşturuyor. Kıta genelinde 750 bin, Cezayir'de ise 25 bin Çinli yaşıyor ve çalışıyor. Oysa Cezayirli her 10 yetişkinden 7'si işsiz. Bu da Çinli işadamlarına karşı Cezayir ve diğer Afrika ülkelerinde düşmanlığın artmasına yol açıyor.

China Daily, Çinli işadamlarının yerel halkla daha çok iletişime ve paylaşıma geçmesini, Pekin'in de bu konuda bir şeyler yapmasını salık veriyor.
(trt)
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara