Dolar

34,8626

Euro

36,6443

Altın

3.014,31

Bist

10.084,57

Arap basınından özetler

Arap basınından özetlere Timetürk Sitesi'nden ulaşın. Bugün Arap basınında Filistin meselesi öne çıkıyor. Filistin'deki iç bölünmelerin İsrail'in yerleşim ve işgal siyasetine karşı acilen sona erdirilmesinin gerekliliğine dikkat çekiliyor. Yine İran'daki iç karışıklıklar da gündemi oluşturan bir diğer konu. İşte bazıları:

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-10 00:46:00

Arap basınından özetler
Hamza Muhammed / Timetürk

El-Beyan Gazetesi'nin bugünkü sayısında ''Birleşik Filistin'' başlıklı yorumda özetle şöyle deniyor: Fetih'in 6. Kongresi hakkında ne denmiş olursa olsun tüm dünyaya Filistin'in hayata döndüğüne, tarihte, coğrafya ve siyasette varolduğuna dair yüksek sesli bir mesaj iletmiş oldu. Bu ulusal olay uğursuz Balfour Deklarasyonundan ve 1948'de İsraillilerin ve Batı'nın elinden yaşanan felaketten itibaren Filistin halkına isabet eden zalim tarihe bir tepkidir.

İsrail kendisini uluslararası kamuoyu önünde temize çıkarmak, krizin Filistin'de yaşanan iç anlaşmazlıklardan doğduğu, çözümü ve barışın ayrıntıları üzerine anlaşmayı bu anlaşmazlıkların geciktirdiği imajı yaratmak istedi. İşgal ve yerleşim sürdükçe, İsrail, Filistin topraklarının hepsini kurtulmuş addeden bir hükümete hükmettikçe orada ulusal birlikten, ulusal programa bağlılıktan, kurtuluş seçenekleri hakkında geniş ve ciddi bir diyaloğun yönetilmesinden başka bir alternatif bulunmuyor.

Filistinli bir grubun herhangi bir kongresinin ya da siyasi programının Filistin safının birleştirilmesinden uzak kaldığı müddetçe bu ya da öbür grup ne kadar büyük olursa olsun başarılı olması mümkün değildir. Filistinli iç bölünmenin sona erdirilmesi, Filistinli'nin Filistinli'de açtığı yaranın iyileştirilmesi, askıya alınmış tüm meselelerin çözülmesi, son düzeltmelerin yapılması, iyi niyet ortaya konularak fırsatların kullanılması, ulusal çıkarlar için koşulların oluşturulması, vatanın iki kısmı arasındaki bölünmüşlüğün sona erdirilmesi, suların normal akışına döndürülmesi gerekir ki iç bölünmeyi fırsat bilip uluslararası emirlere kulak asmadan yerleşime devam eden işgalciye karşı konulabilsin.

Bugünkü El-Ehram Gazetesi'nin yorumunda da Filistin-İsrail meselesi ele alınıyor. ''Yerleşimin Durdurulması İçin Uluslararası Hareketlilik'' başlığı altında şöyle deniliyor: Filistin-İsrail müzakerelerinin doğru yoluna girmesi ve 8 yıldır dondurulmuş barış sürecinin tekrar canlandırılması, bu sürecin tamamına darbe vurma tehdidi içeren yerleşim durdurulmadıktan sonra mümkün olmayacak.

Çatışmanın merkezi, özü ve hedefi topraktır. Bu nedenle tüm Arap devletlerinin işgal edilmiş Filiştin topraklarında yerleşimin hemen durdurulmasının zorunluluğu görüşüne bağlı olması gerekir. Zira bu konum Amerikan yönetimi, başkan Barack Obama ve Avrupa Birliği tarafından teyit edilmektedir. Uluslararası Toplum'da yerleşim sorununun Orta Doğu'da barış sürecini engellediği yönünde görüş birliği bulunmaktadır.

Şu anki tüm haberler ve göstergeler önümüzdeki haftalarda barış sürecinin canlandırılması için uluslararası boyutta yeni bir çıkış ve hareketlilik gözlemleneceğini vurgulamaktadır. Bu hareketlilik yerleşim tamamen durdurulmadıkça başarılı olamayacak. İşte bu Arapların şu anda ardında toplanması gereken asıl savaştır. Yerleşim, bir dizi Filistin toprağını yuttu. Geri kalanını da yutmasına ve barış rüyasını öldürmesine izin vermememiz gerekir.

Suudi Arabistan'dan yayınlanan Vatan Gazetesi'nin yorumunda bugün İran'da yaşanan krize değiniliyor. Gazete ''İran Krizi Görevlendirmeye Karşın Bitmeyecek'' başlığı altında şöyle diyor: Mahmud Amedinejat'ın cumhurbaşkanlığına getirilmesiyle İran krizi bitti mi? Yüksek mürşidin onaylaması da krizin bittiğinin ilanı anlamına mı geldi?

Açıkçası kriz bitmedi de bitmeyecek de. Çünkü kökleri hala ayaktadır ve bu kökler İran'ın genel söyleminin aksidir.

Başlarında iki eski cumhurbaşkanı Rafsancani ve Hatemi olmak üzere reformculara ek olarak kaybeden iki adam Musevi ve Kerrubi ile yüksek mürşid başta; İran Rejimi direk temasta bulunmamıştır. Oysa bunun İran'ın ve daha da önemlisi bölgenin menfaati için gerçekleşmesi gerekmektedir. Nitekim reformcu söylem İran'ın önümüzdeki dönemde genel söyleminden bir parça olacaktır. İran rejimi bu saldırgan tavrını sürdürdükçe bölgenin gelecekte içinde bulunduğu krizlerden çıkmasını, genel uzlaşmayı, enerjlerin daha önce Hatemi altın çağı boyunca İran ve bölge arasında mevcut olan büyük anlayış formatında ortak kullanımını sağlayacak fırsatları kesintiye uğratmış olmaktan başka bir şey yapmış olmaz. Öyle ki bu ortaklıklar başlarında Suudi Arabistan ve İran olmak üzere ülkeleri toplamıştı.

Haber Ara