Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ekrem Dumanlı’nın ilk hikaye kitabı çıktı

Gazete yazılarından tanıdığımız Ekrem Dumanlı'nın Anlık Hikâyeler’de yer alan öyküleri okuru hem şaşırtıyor hem de ilginç bir edebiyat serüvenine davet ediyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-05 20:09:00

Ekrem Dumanlı’nın ilk hikaye kitabı çıktı
Nurşen Aldı/TIMETURK

Ekrem Dumanlı’yı Zaman gazetesinden tanıyoruz. Dumanlı Zaman gazetesini Türkiye’nin gerek tiraj gerekse prestij bakımından Türkiye’nin en önemli gazetelerinden biri haline getiren kültürel birikimi yüksek, edebiyat kökenli bir genel yayın yönetmenidir. Onun Zaman’ın kültür sanat sayfası yönetmenliğinden genel yayın yönetmenliğine tırmanmış bir gazeteci olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Özellikle medya üzerine yazdığı yazılarda medya üzerine ne kadar birikimli olduğunu görmek mümkün. Bu konudaki birkaç kitabı Timaş ve Zaman Kitap tarafından yayımlanmıştı Dumanlı’nın.


Ekrem Dumanlı’nın ilk hikâye kitabı çıktı

Gazeteciliği yanında edebiyat metinleri de kaleme alan Ekrem Dumanlı daha önce tiyatroya özel bir ilgi duyduğunu Son Duruşma adıyla yayımlanan ve bir tiyatro topluluğu tarafından sahnelenen oyunu ile kanıtlamıştı.

Şimdi daha önce gerek edebiyat dergilerinde gerekse başka yerlerde yayımlanmayan öykülerinden oluşan Anlık Hikâyeler kitabı ile okurla buluştu.



Everest Yayınları tarafından kitaplaştırılan Anlık Hikâyeler adından da anlaşılacağı üzere insan hayatının anlarına odaklanıyor. Kitapta toplam altı öykü yer alıyor: Kapının Arkasında, Penaltı, Asansör, İntihar, Ayrılık ve Dağ Çileği. Dumanlı’nın kitabının türü olarak öyküyü değil hikâyeyi seçmiş olması Ömer Lekesiz’in Yeni Şafak’ta 3 Ağustos’ta yayımlanan “Hikâye”ye Sahip Çıkmalıyız adlı yazısının fikri yapısının ne kadar önemli olduğunu da anımsatıyor. Lekesiz bu yazısında özetle şunu söylüyordu: “Arapça kelimedir diye dilimizden kovmak için yerine "öykü" tanımını uydurduğumuz ama gerçek anlamıyla öykü tanımının çok çok fevkinde derin ve yaygın bir anlama sahip olan hikâye kavramına yeniden sahip çıkmamız gerekiyor.” Öte yandan ilk öykü kitaplarına odaklanan Necip Tosun’un da gözünde kaçmayacak bir kitaptır bu. Belki ikinci hikâye kitabını beklemeden çözümleyici yaklaşımını bu eser üzerinden de okurlarıyla buluşturur Necip Tosun. Bu değini haberde hem öykü hem de hikâye sözcüklerinin kullanılması ise yazarın Cabelka şehrinden bu yazıyı yazıyor olmasındandır.

Öykülerin konu evreni

Anlara odaklanan altı öykü genel olarak şöyle hülasa edilebilir: “Kapının Arkasında” kitabın en politik metni. Sorgulamacı bir yaklaşımla hayal dünyasında biriktirdiği korkuların bir insanın hayatını nasıl alt üst edebileceğini ortaya koyuyor. Eski bir militanın yalnız kaldığı evin kapısı kurcalanınca kapıldığı korku işleniyor bu öyküde. “Penaltı”da epeydir kayda değer bir başarı gösteremeyen bir futbolcunun maçın kaderini tayin edecek penaltıyı atma görevi kendisine verilince, topa vuruncaya kadar yaşadığı tedirginlik ve penaltıyı gole çevirememe korkusu işleniyor. Bu öyküyü okurken Ekrem Dumanlı biyografisinin son cümlesine bakmayı unutmamalı. Tabii bir de Peter Handke’nin Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi’ni de tozlu raflardan çıkarmalı. Böylece futbolcunun endişesi ile birlikte kalecinin dünyasına da yabancı kalınmamış olur. “Asansör”de de elektrikler kesilince üç katlı villasının asansöründe mahsur kalan ve sesini kimseye duyuramayan bakanlık yapmış eski ve kudretli bir politikacı/işadamının daracık bir mekânda, zifiri karanlıkta yaşadığı müthiş çaresizlik durumuna tanık olurken dünyaya bağlılığın oluşturduğu katıksız kölelik halinden çıkışın yollarını da düşünme imkanı elde edilebiliyor.Ve herkeste az çok bulunan asansörde kalma korkusunu depreştiriyor. “İntihar”da, intihar etmeye karar veren bir kadının yaşadığı iç hesaplaşma ve kararsızlık ele alınıyor. Bu öykü için de Cemile Sümeyra’nın Kendi Kalemini Kıranlar’ı el atında bulundurulmalı. “Ayrılık”ta ailesinin baskısıyla hasta nişanlısından ayrılmaya karar veren genç kızın buluşma yerinde beklerken yaşadığı vicdan azabı ve suçluluk duygusu işlenirken “Dağ Çileği” hikâyesinde sevdiği kadına evlenme teklif etmek isteyen, ancak buna cesaret edemeyen adamın yaşadığı tereddüt anında düşündükleri, hatırladıkları, korkuları işleniyor.

Farklı temalardan izleklerden hareketle çözümlenebilecek ve edebiyat sosyolojisine de önemli açılımlar sunan bu öykülere dair Selim İleri’nin okuma deneyiminden hareketle söyledikleri de ilginç: “Bir 'an'… ama büyük ödeşmelerin, korkuların, büyük endişelerin, yüzleşmelerin, umudu ve mutluluğu yakalayıp yakalayamamanın gerginliğinde, huzursuzluğunda upuzun bir an. Ekrem Dumanlı'nın Anlık Hikâyeleri'ni okurken yaşamın kıstırtmışlığında bu anların izini sürdüm. Bazen soluk soluğa, bazen bir cümle ötesine geçemeyerek. 'An' bazen çarptı, çoğu kez düşündürttü. Ve hep bir 'iç ödeşme'ye çağırdı.”

Ekrem Dumanlı’nın ilk öyküler toplamı okunabilecek ve hayatla ilişkisi olan hikâyeler.

Siz tanımak istemez misiniz bu yazarı?
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara