Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Arap basınından özetler

Arap Basınından özetlere Timetürk Sitesinden ulaşın. Bugünkü Arap basınında, ABD’nin İsrail’le normalleştirme talepleri ön plana çıkıyor. İşte bazı özetler:

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-03 13:34:00

Arap basınından özetler

Hamza Muhammed / TIMETURK

Bugünkü El-Kuds El-Arabi Gazetesi’nde “Canpolat Pişman Olduğunda” başlığı altında şöyle deniyor: Sayın Velid Canpolat bilinen ahlaki prensipler üzerine kişisel ve grupsal çıkarlar sunan bir siyasi lider şahsiyetini yansıtmaktadır. Eğer halkın diğer taraftan daha tecrübesiz olduğunu anlarsa başkalarına strateji olarak gözüken konumlar üzerine tam anlamıyla bir darbede tereddüt etmez. (ünlü İngiliz atasözünde dendiği gibi).

Sayın Canpolat, Sayın Saad El-Hariri başkanlığında gerçekleşen 14 Mart toplantısında aralarındaki varlığının gereklilikten kaynaklanan bir nesnellik olduğunu ve devam etmesinin mümkün olmadığını söyleyerek müttefiklerini şaşırttı. Ayrıca Lübnan sahası üzerine yeni bir düzenleme hususunda yeniden düşünmeye çağırdı.

Sayın Canpolat’ı tüfeğini direnişi destekleyen en uç sol kampından varlığına muhalif olduğu, silahsızlanmasını istediği en uç sağa taşımaya karar verdirten gereklilik neydi bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz şu ki Arap ve Lübnan sahasındaki gerçekleri değerlendirmesi hatalıydı. Bu değerlendirmeleri kısa görüşlülüğü ve analiz yapmadaki zayıflığı ortaya koyuyor.

Sayın Canpolat Suriye rejiminin düşmesinin kaçınılmaz olduğuna inanıyordu. Bu inancı Refik El-Hariri suikastının ardından Washington’u ziyaret ettiği esnada edindiği bilgilere istinaden oluştu ve Amerikan ittifakına katılmaya karar verdi.

Aynı gazetede Abdulbari İtvan; “Suudi Arabistan: İyi bir Adım Ancak?” başlıklı makalesinde şöyle diyor: “Suudi Arabistan Amerika’nın İsrail’i tanıması talebini ve dışişleri bakanı Prens Suud Faysal’ın Amerika dışişleri bakanı Hillary Clinton ile geçen Cuma günü Washington’da düzenlediği basın toplantısında ifade ettiği gibi normalleştirme adımları atmayı reddetti. Bu, iyi bir konum. İsrail’in yaklaşık 16 yıldır; Oslo Anlaşmaları imzalandığından beri Araplara karşı devam eden şantajlarına bir ret olarak gelmektedir. Arap liderler Kuveyt Arap Ekonomik Zirvesi’ndeki ya da kardeşi sıradan Devha Zirvesi’ndeki barış için girişimlerini geri çekselerdi şu an durumları daha iyi olurdu. Bu geri çekme kozunu, Amerika ve İsrail’in şu anki normalleştirme talepleri karşısında elinde hiçbir gerçek koz bulunmaksızın zayıf bir konumda olacağına en azından yerleşimin durdurulması karşılığında kullanırlardı”.

Birleşik Arap Emirlikleri’nden El-Beyan Gazetesi’nde “Capitol’daki Sessizlere” başlığı altında verilen haberde şöyle deniyor: Amerikan Temsilciler Meclisi üyesi efendileri meşgul eden tek şey, bir yandan İsrail’in hızı kesilmiş barış sürecinin canlandırılması girişimlerini durduran uygulamalarına ve planlarına karşı sessiz kalırken diğer yandan Araplardan İsrail’le hemen normalleştirmeye gitmesini talep eden çağrılar yöneltmek.

200’den fazla Amerikan Temsilciler Meclisi üyesi, Suudi Arabistan liderliğine yöneltilen ve kendilerinden İsrail’le barışa ulaşımı talep eden bir belgeyi imzaladı.

Together Radyosunda temsilciler Suudi hükümetinin başkan Obama’nın normalleştirme ile ilgili talebini reddetmesinden duydukları hayal kırıklığını dile getirdi. Bu, sadece İsrail’in gözüyle gören, sadece İsrail’in çıkarlarına önem veren Kongre’yi meşgul etmektedir. Kongreden hiçbir üyenin Arap-Doğu Kudüs’ün Yahudileştirilmesini hedefleyen Siyonist projeyle karşı karşıya kalan hak sahiplerine insaf ettiklerini duymadık.

Kongrenin adamlarının Uluslar arası Toplum’u, İbrani devletinin uluslar arası kanunları ihlal eden uygulamalarını reddinde desteklemeleri, normalleştirme kuruntularından kurtulmaları daha doğru olur. Zira Arap toprakları işgal altında oldukça, yerleşim tam hızıyla devam ettikçe bu normalleştirme gerçekleşmeyecek.

Ürdün Düstur Gazetesi; “Yalanlar Korkakların Yapımıdır” başlığı altında şöyle diyor: İsrailli yetkililer zaman zaman Ürdün karşıtı nefret dolu ırkçı açıklamalarda bulunmaktadır. tüm bu açıklamalar, Arap Filistin toprakları üzerine kurulmuş suni İsrail varlığının boğucu bir kriz yaşadığını göstermekte ve vurgulamaktadır. İsrail, Uluslar arası Toplum’un uluslar arası meşru kararlara ve uluslar arası kanuna uymayı reddetmesi nedeniyle işgalci gerillaları kınaması gölgesinde bu krizi dışarıya taşımaya çalışmaktadır.

Özetle işgalci gerillalar Huran ve Madaba Ovaları’ndaki kuru yaprakları azaltmayacak ya da Defne Ağacı’ndan bir dalı nehre veya Şihan yamaçlarına sarkıtmayacak. Siyonist kedisi bu varlığın krizinin tek özü olarak kalacak. Kaçınılmaz son kendisini beklemektedir. Tarihi Haşimi liderliğinde Ürdün, nefret dolu işgalin gecesi kaybolup Kudüs ve Aksa geri dönene, Siyonist karanlık kalkana kadar ümmete ve adil davalarına; özellikle de Filistin davasına vefalı kalacak. Kardeş halkı destekleyecek. Zira o karanlık sonunda yok olmaya mahkumdur.

Haber Ara