Boğaziçililer, öğrencilerine kucak açıyor

Bir tarafta İstanbul’un fethinden önce Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan tarihî Rumeli Hisarı, diğer tarafta Amerikalı misyoner Cryus Hamlin’in açtığı ve ABD’nin kendi toprakları dışındaki ilkokulu olma özelliği taşıyan Robert Koleji geçmişi.

BOĞAZİÇİ ‘ELİT’ DEĞİL

İşte bu ortamda Boğaziçi Üniversitesi’ne her yıl Anadolu’nun dört bir yanından yüzlerce öğrenci geliyor. Bu öğrencilerin zihnindeki en önemli sorulardan biri de okula uyum sağlayıp sağlayamayacakları. Zira Boğaziçi, Robert Kolej’den gelen geleneğin oluşturduğu bir algıyla “elitlerin okulu” diye biliniyor.

BURA Boğaziçi Üniversiteliler Derneği’nin başkanlığını yürüten Osman Eroğlu, “Boğaziçi’nin ‘elit’lerin okulu olduğu bir şehir efsanesinden ibaret. Boğaziçi, herkesin kendi düşüncesi ve yaşam tarzına göre kendini ifade edebileceği bir yapıya sahip.” diyor.

Biz de, Anadolu'yu İstanbul'a taşıyan bir ekol olarak Boğaziçi Üniversitesi'ni öğrencilerinin gözünden aktarmak istedik.

BURADA KENDİNİZ GİBİ OLABİLİRSİNİZ
Rıdvan Ciru (BÜ Elektrik-Elektronik Bölümü 4. sınıf öğrencisi):Boğaziçi Üniversitesi’ne Şırnak'ın Silopi ilçesinden geldim. Doğma büyüme Şırnaklıyım. İlk başta Boğaziçi hakkında çok fazla endişeye sahiptim. Bu hayatta kendim kalarak tutunabilecek miyim diye kaygılanıyordum. Fakat burada benim gibi düşünen bir çok kişi ile tanıştım. Aynı hayat algılarını, aynı değer yargılarını paylaştığımız çok güzel arkadaşlıklar kurdum; eşsiz bir üniversitede eşsiz bir ortam edindim. Boğaziçi Üniversitesi'nde özellikle ders dışında çok şeyler öğrendim; çok faydalı faaliyetlere iştirak ettim. Doğudan gelen arkadaşların Boğaziçi'ni özellikle tercih etmelerini isterim. Kendi aidiyetlerinden kopmadan, yapmacık bir hayata temayül etmeden, kendilerini keşfedebilecekleri bereketli bir çevre imkanı burada onları bekliyor.

TOLERANS KÜLTÜRÜ EMPATİNİZİ GÜÇLENDİRİYOR
Ali Kılıçaslan (BÜ Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi): Boğaziçi Üniversitesi’ne gelmeden evvel nasıl bir kültür, dünya algısı ve insan tipiyle karşılaşacağımı öngöremiyordum. Bu kaygım ise tanıştığım ve keşfettiğim yeni imkânlarla giderek kayboldu. Dahası hayata dair olan biten üzerine fikir yürüten, bununla da kalmayıp çözüm üretebilen insanların önemli bir kısmının bu çatı altında bulunduğuna şahit olmak bana heyecan veriyor. Ayrıca buradaki "özgür ortam” size çok şey katmakta. Okulun tolerans kültürü sizin empati yeteneğinizi ve farklılıklara karşı anlayışınızı geliştiriyor. Bu anlayış kültürü ise ülkesinin bütününü anlamak derdinde olanlar için çok ufuk açıcı nitelikte kanımca. Ve tabi Boğaziçi’nin dünyada eşi olmayan konumu ve fiziki atmosferi de asla göz ardı edilemez. Yürürken, otururken, derse yetişme telaşıyla koşuştururken, hep bir cennet bahçesinde gibisiniz burada. An içinde bunu unutsanız da, bir an boşlukta gözünüz Boğaz’a ilişir ve "bu ne güzellik" diye düşünmeden edemezsiniz.

NOT
20 Temmuz’da başlayan Boğaziçi Üniversitesi Tanıtım Günleri Programı devam ediyor. Öğrenci ve öğrenci ailelerine üniversite ve bölümler hakkında geniş bilgi veriliyor. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgi almak için okulun resmi sitesi www.boun.edu.tr ve Boğaziçi Üniversiteliler derneğinin web sitesi www.bura.org.tr ziyaret edilebilir.