Baykal gündemi yorumladı
CHP lideri Baykal, gündemdeki meselelerle ilgili değerlendirmede bulundu. Hükümetin zam politikasını seçim öncesi yapılan harcamalara bağlayan Baykal, TSK'ye ilişkin iddiaları da yorumladı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-23 14:55:00
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Zam yapılmış olması ve bundan sonra yeni pek çok konuda zam hazırlığının yürütülmekte olması AKP'nin seçimlerde oy almak için yaptığı harcamanın bedelini vatandaştan çıkarmak üzere uyguladığı seçim politikasıdır'' dedi.
Baykal, CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bu yıl olağan dışı, sıra dışı bir yaz yaşandığını, aşırı sıcakların ve sel felaketlerinin yaşandığını ifade eden Baykal, ''Galiba olay sadece meteorolojik bir olay değil, siyasal meteoroloji açısından bakınca da gene çok sıra dışı olağan dışı, inişli çıkışlı özel bir dönem yaşamakta olduğumuzu görüyoruz'' diye konuştu.
Bu dönemde yaşanan bazı olaylara kamuoyunun dikkatini çekmek istediğini dile getiren Baykal, ekonomide görülen yeni tablo, AK Parti siyasetinin çeşitli yeni aşama ve açılımları, ''Silahlı Kuvvetlere ve yargıya yönelik sindirme ve yıpratma politikaları'', eğitim konusu ve ''Kürt açılımı'' konularından oluşan 5 noktada değerlendirmede bulunacağını söyledi.
Baykal, uzun bir süreden beri ekonominin daralmakta olduğunu, büyüme döneminin geride kaldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''İş yerlerinin kapanmakta olduğu, işsizliğin dünyada ikinci ülke olarak rekor noktasına çıktığı bir süreden beri yaşanan temel gerçekler. Fakat şimdi yeni bir aşamaya geldik. Ekonomideki küçülme, vatandaşın ekonomik durumunu ciddi etkiler biçimde, zamlarla elle tutulur şekilde ciddi somut aşamaya geldi. Bir süreden beri 2008'den beri Türkiye artık küçülen bir ekonomiye doğru dönüşmeye başlamıştır. 2009'da çok çarpıcı bir biçimde ekonomik daralma ortaya çıkmıştır.
İlginç olan AKP'nin uzun süre kararlılıkla sürdürdüğü mali istikrar politikasını bir kenara bıraktığı ve olağanüstü harcamalara yöneldiği, siyasi amaçlarla önce 2008, sonra 2009 seçimi dolayısıyla büyük siyasi harcalar yaptığı, seçim kazanmak için olağanüstü bir harca dönemine girdiği ve bunun sonucunda da bütçenin delik deşik olduğu, bütçenin yaşanmamış düzeyde açık veren bir bütçe haline gelmiş olduğu gerçeğidir. Gerçekten bütçe ilk bu düzeyde açıklar vermeye başlamıştır. Yıl sonunda 50 milyar liralık, 50 katrilyonluk bir açığa doğru Türkiye yönelmiş durumdadır.''
''BÜTÇE HARCAMALARI ARTTI, GELİR AZALDI''
Baykal, bütçe harcamalarının artış gösterdiğini, diğer yandan bütçe gelirlerinin azaldığını ifade ederek, bu tablonun zamların ardındaki tablo olduğunu öne sürdü. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Zam dalgasının geliyor olması, akaryakıt ürünlerine, KDV'ye, ÖTV'ye zam yapılmış olması, harçların, öğrenci harçlarının yükseltilmiş olması, lokantalarda KDV'nin yüzde 8'den 18'e çıkartılmış olması ve değerli kağıtlara ciddi bir şekilde zam yapılmış olması ve bundan sonra yeni pek çok konuda zam hazırlığının yürütülmekte olması AKP'nin seçimlerde oy almak için yaptığı harcamanın bedelini vatandaştan çıkarmak üzere uyguladığı seçim politikasıdır. Anlaşılmasını istediğim temel nokta budur. Niçin zamla muhatap oluyor Türkiye? Çünkü 2007 seçimleri için, arakasından da 2008 seçimleri için AKP bol kepçe harcama yapmıştır, para harcayarak seçimleri etkilemeye çalışmıştır. Elinden gelen her şeyi esirgememiştir ve bunun sonucunda da şimdi vatandaş ciddi bir ekonomik sıkıntının içine sürüklenmiştir.''
Bu zamların bir süre daha devam edeceği görüşünü savunan Baykal, ''Milletin kemerinde sıkacak yer kalmamıştır ama yeni delikler sıktıracaklardır, daha da vatandaşı sıkıntıya sokacaklardır. Ama Türk ekonomisi belli bir süre için önümüzdeki dönem için öyle anlaşılıyor ki zam ve borçlanma sarmalına girmiştir'' dedi.
Baykal, Türkiye'deki vergi düzenini de eleştirerek, ''bu düzenin altında AKP'nin partizanlığının yattığı'' iddiasında bulundu.
''TSK'YA İLİŞKİN İDDİALAR''
CHP Genel Başkanı Baykal, ''kısa bir süre önce Türk Silahlı Kuvvetlerine ilişkin önemli suçlamaların ve iddiaların gündeme geldiğini'' belirterek, şunları söyledi:
''Aşağı yukarı bütün partiler, kamuoyu ve medya şu noktada kararlılık sergiledi: Başbakan'ın da söylediği gibi ortada ciddi bir komplo, tertip varsa, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde bir cuntanın varlığını ortaya koyan belgeler gerçekten bulunmuşsa, derhal bunun gereği yapılmalıdır. Derhal bir an bile tereddüt etmeden TSK içindeki bu cunta açığa çıkarılmalıdır, irtibatları ortaya konulmalıdır ve onlar hakkında derhal gecikmeden gereği yapılmalıdır. Ve Türkiye sadece onlarla ilgili olarak değil gelmiş geçmiş bütün darbe girişimleriyle de gerekirse anayasa değişikliğini gerçekleştirerek hesaplaşabilmelidir. Böyle bir şey olamaz, böyle bir şey kabul edilemez.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''konuya ilişkin araştırmalar yapılacağını ve bunun üzerine kararlılıkla yürüyeceğini'' söylediğini belirten Baykal, ''Ne oldu sonra, bu konuyu unuttuk galiba. Yani Türkiye'yi bu kadar derinden sarsan, Genelkurmay Başkanı açıklama yapıyor; 'Derhal konuya ilişkin girişimler yapılmasını Başbakan istiyor', 'Başbakan mahkemeye başvuruyor'. Ne oldu bunlar? Bütün Silahlı Kuvvetler ayakta, bütün Türkiye, Hükümet ayakta. orduda darbe planlayan cunta ele geçirildi. E, ne oldu, bu ne biçim iştir?'' diye konuştu.
Bu ortaya atıldığında, ''bu gerçekten olduysa ortaya çıkarılmasını'' istediklerini ve bunun ortaya çıkarılması durumunda Genelkurmay'ın kendisini sorgulayacağını belirten Baykal,şunları kaydetti:
''Ne hiyerarşik bir düzen içinde askeri bir darbe hazırlığı vardır. Ne silahlı kuvvetlerin unsurlarının işin içine girdiği bir darbe, cunta söz konusu değildir. O zamanda Başbakan'ı günlerce konuşturan, parti kongrelerinde silahlı kuvvetlere karşı ağır ithamları içeren değerlendirmeler yapmasına yol açan ve medyada silahlı kuvvetlerde karşı kampanya fırsat veren bu olayın altında ne yatıyor? Bu nasıl bir komplodur? Bunun iç yüzü nedir? Kimler bu iddiaya mesnet olarak gösterilen kağıdı, belgeyi ortaya çıkarmıştır. Kimler hazırlamıştır? Hazırlayanlar devletin hangi birimlerinde yer tutmuşlardır? Devletin bu belgeyi ciddiye alması için kimler yardımcı olmuşlardır? Devletin istihbarat ve güvenlik birimleri bu konuda hangi işlevi yerine getirmişlerdir? 'Bunlar sistematik olarak incelensin ve gereği yapılsın' dedik. Ve Genelkurmay Başkanı da 'evet' dedi. 'Eğer bu komplo olarak yapılmışsa bütün Türkiye bu komplonun aydınlığa çıkarılması için ne yaptığımızı görecektir' dedi, biz de bundan büyük bir ferahlık duyduk.''
Baykal, ''bu olayın yaşanmamış gibi, rüyada gibi'' olduğunu ifade ederek, ''Bunlar konuşuldu, geldi geçti, Geldi geçti ama yıktı da geçti. Çökertti de geçti. Kurumlar, güvenilirlikler, saygınlıklar perişan olduk. Amaç bu muydu? kim planlamıştı bunu?'' diye konuştu.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara