İsrail'de radikal siyonist şiddeti
Kudüs'te belediyenin Yahudiliğe göre çalışılması yasak olan Cumartesi günü otopark açmasıyla başlayan şiddet olayları, devam ediyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-21 17:43:00
Kudüs'te belediyenin Yahudiliğe göre çalışılması yasak olan Cumartesi günü otopark açmasıyla başlayan şiddet olayları, aşırı dinci Yahudi toplumu üyelerinden bir kadının 3 yaşındaki çocuğunu aç bıraktığının ortaya çıkması ve çocuğun hastanede gözlem altına alınmasıyla devam ediyor.
Aşırı dincilerin yaşadığı Mea Şearim ve Geula gibi mahallerde çöp kutuları ateşe verildi, sokaklardaki aydınlatmaların lambaları kırıldı.
Aşırı dinci Haredi adı verilen cemaat, çocuğun gözlem altında tutulduğu Kudüs'ün önde gelen hastanesi Hadassah Ein Kerem'in doktor ve çalışanlarına tehdit yağdırdı.
Hastane ve çalışanları, Nazi döneminde çocuklar ve ikizler üzerinde yaptığı acımasız deneyleriyle bilinen "Ölüm Meleği" lakaplı "Dr. Mengele"ye benzetildi.
Kudüs'te aşırı dinci Yahudi cemaat Şabat'ta otopark işletilmesine karşı zaman zaman hala eylemlerini sürdürürken, annenin gözaltına alınması şiddet eylemlerinin dozunu artırdı.
Aşırı dincilerin yaşadığı Mea Şearim ve Geula gibi mahallerde çöp kutuları ateşe verildi, sokaklardaki aydınlatmaların lambaları kırıldı, mahallerde ve kent merkezinde toplum üyeleri zaman zaman polise saldırdı ve yolları kapattı. Kentte Haredi toplum üyelerinin verdiği zararın boyutunun 150 bin dolara yaklaştığı bildiriliyor.
Emniyet Müdürü: "Tevrat'ta rastlamadım..."
Kudüs Emniyet Müdürü Aharon Franco, dinci toplumun yaşadığı mahallerde sıklıkla yaşanan protesto eylemleri nedeniyle tepkisini "Tevrat'ın hiçbir yerinde bu tür hareketlere izin verildiğine ilişkin tek bir şey bulamadım" sözleriyle dile getirmişti.
3 yaşındaki çocuk 7 kg
Söz konusu toplum üyesi aşırı dinci anne, çocuğunu Hadassah hastanesine neredeyse ölmek üzere getirmiş, 3 yaşındaki çocuğun sadece 7 kilo geldiği ortaya çıkmıştı.
Doktorlar, çocuğun kontrolleri altında olduğu sırada bile annenin beslenme hortumunu çektiğini kameralarla belirlemişti. Bunun üzerine anne gözaltına alınırken, doktorlar annede "Munchausen Sendorumu" adı verilen hastalığın bulunduğunu tahmin etti.
Söz konusu sendrom, genellikle annelerin ilgi çekmek amacıyla çocuklarında hastalıklar yaratması olarak biliniyor. Bu sendrom genelde çocuk istismarı olarak kabul görüyor. Haredi toplumu ise günlerce, bu hastalığı reddedip, çocuğun kanser olduğu ve tedavi gördüğü iddialarını gündeme getirmişti. Hadassah hastanesi, çocukta kanser hastalığı bulunmadığını açıkladı.
Mahalle duvarlarına afişler
Kudüs nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan ve kendi mahallerinde aşırı dinci kurallar içerisinde kapalı bir toplum olarak yaşamlarını sürdüren Harediler, şimdi hastaneye ve çalışanlarına ölüm tehditleri yağdırıyor.
Haredi mahallelerinin duvarları, aşırı dinci annenin gözaltında tutulması nedeniyle tehdit dolu afişlerle bezendi. Afişlerde, çocuğun tedavi gördüğü ve iyiye doğru gittiği Hadassah Ein Kerem hastanesi ve çalışanlarını suçlayıcı yazılar yer aldı, hastanenin uygulamaları Nazi dönemindeki soykırım vahşetlerine benzetildi.
Afişlerden birinde, "Hardassah Ein Kerem 2009: Günümüzün Dr. Mengelesi" başlığı dikkat çekti.
"Hadassah Ein Kerem Hastesi Cürümleri Araştırma Komitesi" imzasıyla yayımlanan afişlerde, "Bu doktorların işlediği suçlar için ayrı bir komite istiyoruz. Çocuk üzerinde deney yapan herkesin demir parmaklıkların arkasına tıkıldığını görmek istiyoruz" denildi.
Kudüs'ün aşırı dinci Yahudi toplumunun mahallelerinde sıkça kullanılan duvar afişlerinde adı geçen komitenin adının pek duyulmadığı belirtiliyor. Aşırı dinci çevrelerde bu komitenin sınırlı sayıda kişiyi temsil ettiği söyleniyor, ancak buna rağmen hastaneye ve çalışanlarına yönelik sert ve kışkırtıcı mahiyette bulunan eleştirilerin hafife alınmaması isteniyor.
Hadassah Ein Kerem Hastanesi Müdür Yardımcısı da kendisine ölüm tehditleri geldiğini açıklamıştı. Polis, telefonlarla gelen veya duvar afişlerinde yer alan ölüm tehditlerini soruşturuyor.
"Günümüzün Dr. Mengele deneyleri"
Bazı duvar afişlerinde, hastane çalışanları çocuğun üzerinde deneyler yapmak, hatta anne ile çocuğunu öldürmeye teşebbüs etmekle de suçlandı. Hadassah Ein Kerem hastanesi ise bu iddiaları reddetti ve kınadı.
Hastaneden bir kaynak, "Bu tehditlerin arkasında sorumsuz aşırı unsurlar var. Haredi toplumunun liderlerine bu sorumsuz kişileri ortaya çıkarıp, kınamaları çağrısı yapıyoruz" dedi.
İç Güvenlik Bakanı Yitzak Aharonovitch, dün parlamentoda aşırı dinci toplumun çıkardığı olaylarla ilgili bilgi verirken, polisin annenin gözaltına alınmasının ardından başlayan şiddet eylemlerine karışan 110 Haredi hakkında soruşturma başlattığını açıklamıştı. Olaylarda bugüne kadar 26 polis ile 6 sivil de yaralanmıştı.
Kudüs'te olayın değerlendirildiği mahkeme ise çocuğun annesinin durumunu görüşüp, gözaltından ev hapsine çıkarılması kararını vermiş, aynı zamanda annenin psikiyatrik testlere tabi tutulmasını kararlaştırmıştı.
Bugüne kadar bunları reddeden annenin dün gece psikiyatrik testlere razı olduğu bildirildi.
Polis, Kudüs merkezinde ve aşırı dinci mahallerin giriş kapılarında olayların her an yeniden patlak vermesi ihtimaline karşı yoğun güvenlik tedbirlerini sürdürüyor. Kudüs Belediyesi, mahallelerde belediye alt yapısına zarar verilmesi ve bazı belediye çalışanlarının atılan taşlarla yaralanması nedeniyle askıya aldığı hizmetlerini yeniden başlatmayı kararlaştırdı.
Kaynak: CNN Turk
SON VİDEO HABER
Haber Ara