Kaddumi: Abbas Arafat suikastına karıştı!
Filistin’de Fetih Hareketi’nin etkin isimlerinden Faruk Kaddumi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Arafat’ın öldürülmesine karışmakla suçladı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-14 18:12:00
Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi (el-Fetih) Merkezi Yüksek Komitesi Sekreteri Faruk Kaddumi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı İsrail yetkilileriyle beraber efsanevi Filistin lideri Yasir Arafat suikastına karışmakla suçladı.
Geçtiğimiz Pazar günü Ürdün’ün başkenti Amman’da yaptığı kısa basın toplantısında Kaddumi, Arafat’ın ölmeden önce kendisine, Abbas, Filistin eski Güvenlik sorumlusu Muhammed Dahlan, İsrail eski başbakanı Ariel Şaron ve Amerikan istihbaratından bir subayın, Arafat’ın ve Filistin direniş gruplarından daha başka liderlerin suikast planlarını yaptıkları gizli bir toplantı düzenlediklerini gösteren bir kayıt emanet ettiğini söyledi.
Kaddumi, teslim aldığı bu kayıtın, 2004 yılının Mart ayında gerçekleştiğini ifade ettiği ve esnasında alınan kararlarla Arafat’ın zehirlenmesi, Abdulaziz Rantisi’nin suikastla öldürülmesinin, diğerlerinin de tasfiyesinin planlandığı toplantının kesin delili olduğunu belirtti.
İlk Adım
Kaddumi’nin toplantıya gelen gazetecilere özetini okuduğu ve Timeturk’ün de bir nüshasına ulaştığı belgede Şaron, Abbas ve Dahlan’a şöyle dedi; “İslami Direniş Hareketi’nden (Hamas), İslami Cihat Hareketi’nden, Filistin’in Kurtuluşu Gençlik Cephesi’nden ve Fetih Hareketi’ne bağlı Aksa Şehitleri Tugayı’ndan tüm askeri ve siyasi liderleri öldürmeye çalışmalıyız.”
Şaron –bahsi geçen belgeye göre- şöyle devam ediyor; “ilk adım Arafat’ın zehirlenerek öldürülmesi olmalıdır. Ancak ben onun ilgili devlet tarafından evinde göz hapsinde tutulması garanti altına alınmadan uzaklaştırılmasını istemiyorum. Yoksa Arafat uçakta yaşama geri döner”. (Filistin dışındaki birçok ülkeye seyahatlerine işaret etmektedir).
Belgede Abbas, Şaron’a şöyle cevap veriyor; “eğer Arafat, tüm kurumları, Fetih Hareketini ve el-Aksa Tugayları üzerinde kontrolü sağlayamadan ölürse işte o zaman büyük zorluklarla karşılaşırız.”
Abbas –aynı belgeye göre- İsrailli planların, -Arafat’ı, sonuçlarına katlanması için Filistinli direniş liderliklerini tasfiye etmeye itmek yöntemiyle- yine Arafat aracılığıyla geçirilmesini önerdi.
Direnişçilerin Gözetlenmesi
Yine belgede Dahlan’ın Şaron’a şöyle dediğini aktarıyor; “Biz şu an polis ve önleyici güvenlik elemanlarından oluşan bir karışım birim oluşturduk. Bu birimde en az 1800 şahıs bulunmaktadır ve bu birim sizin onadıklarınızı kavramak için kurulmuştur”.
Dahlan şöyle devam etti; “Biz şu anda tüm birimlerdeki subayları zor seçeneklerin önüne koyuyoruz. Bizlere uymaları için onlara her türlü araçla baskı yapıyoruz. Önümüzde engel olan tüm subayları uzaklaştırmak için uğraşacağız.”
Nüshaya göre Dahlan Şaron’a Hamas’tan, Cihat’tan ve Aksa Tugayları’ndan en tehlikeli liderleri gözaltına aldığını vurguladı. Dahlan Şaron’a şöyle dedi; “eğer benden şu an en tehlikeli 5 şahsı istersen size kesin yerlerini söyleyebilirim.” Dahlan ayrıca Filistinli kuruluşlar arasına sızmaya çalıştığını ifade etti.
Dahlan belgede, Şaron’a; “başarı faktörleri elimizde olmuştur. Arafat yavaş yavaş işlerde kontrolünü kaybediyor. Kurumlar üzerinde eskisinden daha fazla egemenlik sahibi olmaya başladık (…) Sizlere bu konular hakkında tüm belgeleri ayrıntılarıyla göndermiş bulunuyoruz” dedi.
Tek Taraflı Hareketler
Kaddumi basın toplantısında ayrıca Filistin başkanını tek taraflı hareketlerinde keyfilikle ve Arafat’ın lakaplarını çalmakla suçladı.
El-Cezire.net’in bir nüshasına ulaştığı bildiride; “Abbas kendisinin devrimin genel lideri olarak isimlendirilmesini, sonra Filistin Devleti’nin sürgündeki lideri olmayı talep etti. Merkezi komisyon ve bazen de Fetih Hareketi’nin Devrim Meclisi üyelerinin gönüllerini alarak ya da bu tür yetkileri bulunmayan Merkezi komisyonun üyelerini kandırarak lakap ve parlak isimler meraklısı oldu” denildi.
Bildiri Abbas’ı düşman İsrail liderleriyle Amerika’nın onayıyla siyasi müzakereler adı altında gerçekleştirdiği sıcak görüşmeler vesilesiyle işgalci İsraille yanlışın, işbirliği ve koordinasyonun tadına varmakla suçladı.
Bildiri Filistin başkanının, eski direnişçilerin tutuklanmasını ve Amerikalı General Keith Dayton önderliğinde eğitim alan yeni dönem güvenlik adamlarıyla değiştirilmesini emrettiğini, sivil ve askerlerden uzun tecrübe ve deneyim sahiplerini emekliye ayırttığını belirtti.
Abbas ve Kaddumi Arasında Anlaşmazlık
Bildiri Fetih Hareketi’nin 6. kongresinin Beyt Lahm Şehri’nde işgalin kucağında adamlarının ve yardımcılarının gözleri önünde yapılmasını eleştirdi. Bildiride; “kongre neden ısrarla işgal altındaki Filistin topraklarında yapılmaya çalışılıyor? Bazıları kongreyi ve sonuçlarını yönetsin diye mi? Ya da Fetih Hareketi’nin yıkılıp, İsrail vesayeti altında siyasi, yerel bir partiye dönüşüp boyun eğmekle suçlanması için mi?” soruları soruldu.
Kaddumi ve başkan Abbas arasında Filistin Sultası’nın ve Fetih Hareketi’nin izlediği siyaset açısından büyük ihtilaf bulunmaktadır. Son dönemde bu ihtilaf Fetih Hareketi’nin 6. kongresinin yapılacağı mekân üzerinde odaklandı. Zira Abbas kongrenin Batı Şeria’daki Beyt Lahm’de yapılacağını ilan ettiğinde Kaddumi de Fetih adına paralel bir kongrenin Cezayir’de yapılacağı tehdidinde bulundu.
Kaddumi bahsettiği kayıtın doğruluğunu vurgulayarak son olarak bu belgeyi açıklamasındaki hedefinin, saflarında harekete girme şartlarına ve sıfatlarına haiz olmayan şahıslara yer vermeye başladıktan sonra Fetih Hareketi içinde görülen tasnif işlemleri yapılması girişimleri nedeniyle kendilerine karşı komplolar düzenlenen ulusal grupları uyarmak olduğunu belirtti. Kaddumi kendilerine; “sakın harekete (el-Fetih) nüfuz etmeyi hedefleyenlerle olmayın!” şeklinde seslendi.
Arafat’ın sağlık durumunda ciddi anlamda kötüye gidiş ilk olarak 12 Ekim 2004 tarihinde başladı. Doktorları sindirim sisteminden rahatsız olduğunu ilan etti. Halinin hızla kötüleşmesi üzerine helikopterle Ürdün’e oradan da 29 Ekim’de Fransa’daki Paris Hastanesi’ne nakledildi. Ani bir gelişmeyle batılı haber ajansları, Filistinli yetkililerin inkârı arasında Arafat’ın öldüğü haberlerini yaymaya başladı. İsrail televizyonu 4 Kasım 2004’te başkan Arafat’ın yatakta ölümünün gerçekleştiğini, hayati organlarının beyin vasıtasıyla değil elektronik cihazlar aracılığıyla çalıştığını bildirdi. Çeşitli basın organlarında haberin onaylanıp inkârından birkaç gün sonra 11 Kasım 2004 tarihinde Filistin Yönetimi’nden Arafat’ın öldüğü yönünde resmi bir açıklama geldi.
Haber Ara