İran'dan Merve Cinayetine tepki
32 yaşında Merve El Şerbini'nin mahkeme salonunda aşırı sağcı bir Alman tarafından öldürülmesinin yankıları dinmedi. Şerbini olayına İran'dan da tepki geldi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-14 15:19:00
Mahkeme, sanığı 2008 yılı sonunda 780 Euro para cezasına çarptırdı, ancak başsavcılık cezayı hafif bularak kararı temyize gönderdi. Bıçaklı saldırı ise Dresden'da 1 Temmuz'da görülen temyiz duruşmasında meydana geldi.
Rus kökenli 28 yaşındaki Alman sanık, Merve El Şerbini'nin üzerine yürüyerek en az 18 bıçak darbesiyle öldürdü. Merve'nin saldırıda ağır yaralanan 32 yaşındaki eşi ise hala hastanede tedavi görüyor. Tüm bu olaylar mahkeme salonunun ortasında ve El Şerbini çiftinin üç yaşındaki oğullarının gözleri önünde gerçekleşti.
Saldırgan cinayet suçuyla anında tutuklandı. Saldırganı 'fanatik bir yabancı düşmanı' olarak nitelendiren Dresden Başsavcılığı, eylemin arkasında özellikle İslam düşmanlığı olup olmadığını araştırıyor.
Merve El Şerbini, memleketi İskenderiye'de pazartesi günü bini aşkın kişinin katıldığı törenle toprağa verildi. Mısır'da öfke ise dinmedi. Salı günü Kahire'deki Alman Büyükelçiliği önünde protesto gösterileri düzenlenirken, Alman mallarını boykot çağrıları yapıldı, hatta misilleme tehditleri yağdırıldı.
Deutche Welle'ye göre Alman Büyükelçi Bernd Erbel, Mısır basını ve kameralar önünde olayı her fırsatta kınayarak, adaletin Alman yargısının güvencesinde olduğunu belirtti. Bu suçun tek kişinin işi olduğunu, failin tüm Alman halkını temsil etmediğini söyleyen Erbel, suçlunun en ağır bir şekilde cezalandırılmasını beklediğini vurguladı.
Mısırlılar, ülke itibarı söz konusu olduğunda olayın önemsiz gösterilmeye çalışıldığını savundu. Mısır'daki El Masri el Youm gazetesi Alman politikacıları, Berlin'de düzenlenen törene katılacak cesareti göstermemekle suçlarken, hükümete yakın El Ahram gazetesi bu suçun tek bir kişinin işi olmadığı, İslam ve Müslümanlar'a yönelik derin nefreti yansıttığı değerlendirmesinde bulunuyor.
Alman hükümeti cinayetin ardından gösterdiği tepkisizlik nedeniyle Almanya içinde de sert eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi ve Müslümanlar Merkez Konseyi, federal hükümetin konuyla ilgili açık ve net bir tavır göstermediği eleştirisinde bulundu.
Almanya'nın en büyük dört Müslüman kuruluşunu çatısı altında toplayan Köln merkezli Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi, Merve için sessiz yürüyüşler düzenlenmesi çağrısında bulunarak, “Merve'nin ölümü hepimizi korku ve dehşete düşürdü. Siyasiler ülkemizdeki İslam fobisini artık ciddiye almak zorundaö açıklaması yaptı.
Konsey, Merve'nin aynı zamanda kamuoyundaki başörtüsü tartışmaları ve basında yer alan İslam'a karşı kışkırtma ve iftiraların da kurbanı olduğuna dikkat çekti. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mazyek de Alman hükümetinin tutumunu, “Temkinli olmak iyi, ama burada bu tutum suskunluk politikası sınırına dayanmaktadırö diye eleştirdi.
Cinayete ilk tepki gösterenlerden biri de Almanya Yahudiler Merkez Konseyi oldu. Yahudiler Konseyi Genel Sekreteri Stephan Kramer olaydan büyük endişe duyduklarını belirterek, “Şimdiye kadar Almanya'daki İslam düşmanlığını gerçekdışı bir tartışma olarak önemsemeyenler, bu korkunç olay sonrasında yalancı çıktıklarını görmektedir" dedi.
İRAN'IN TEPKİSİ
Kültür İnkılabı Yüksek Şurası tarafından yapılan açıklamada, Merve Şirbini'ye yapılan saldırının, Batılı ülkelerin, sadece yargı konusundaki yetersizlikleri değil aynı zamanda, insan hakları konusundaki söylemlerinin de tamamen bir iddia olduğunu ispat ettiği öne sürüldü.
21'inci Yüzyıl'da insan hakları iddiasında bulunan bütün devlet, kültür ve dinler tarafından günahsız bir kadın ve günahsız bir insanın, mahkemede çocuğu ve güvenlik görevlilerinin gözleri önünde öldürülmesinin kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
“İnsanlar için güvenli mekanlar olan mahkemelerde ve insanların güvenliğini sağlamakla görevli güvenlik güçlerinin gözleri önünde bu tür vahşetin işlenmiş olması, yüreğinde insanlık duygusunu taşıyan her insanı yaralamıştır."
Kültür inkılabı yüksek şurasının bildirisinde ayrıca, "Bu tür cinayetlerin işlendiği Guantanamo ve Ebu Gurayb da benzer olaylar yaşanırken, batı dünyasın nasıl olurda , insan hakları ve demokrasi iddiasında bulunabilirö denildi
(CNNTURK)
SON VİDEO HABER
Haber Ara