Radyo Denge yayın yönetmeni Bülent Koca hakkında 'Suç işlemeye alenen tahrik' suçlaması ile açılan davanın ilk duruşması 6 Temmuz Pazartesi sabah saat 9:00'da görülecek. Ankara Filistin Dostları Platformu bu davayı protesto etmek ve Radyo Denge ile Bülent Koca'ya destek vermek için duyarlı herkesi Ankara Adliyesi önüne çağırdı.
Platformun çağrı metni:
Gazze'deki siyonist katliamı protesto etmek amacıyla, Ankara'da ırkçı İsrail basket takımıyla yapılacak maçın iptal edilmesini sağlayan halk cezalandırılmak isteniyor. Maçın iptali için yapılacak eylem çağrı metnini yayınlayan Radyo Denge yayın yönetmeni Bülent Koca hakkında 'Suç işlemeye alenen tahrik' iddiasıyla dava açılmış bulunuyor. Siyonistleri sevindirecek olan bu keyfi ve haksız davayı protesto etmek için düzenleyeceğimiz basın açıklamasına tüm halkımızı davet ediyoruz.
Ankara Filistin Dostları Platformu
6 Temmuz Pazartesi 09:00
Ankara Adliyesi Önü
BİLİRKİŞİ RAPORU DİKKATE ALINMADI
RTÜK üyeleri, söz konusu bilirkişi raporuna rağmen, ırkçı duyguları kışkırtıcı ve şiddeti özendirici yayın yaptığı iddiasıyla, Denge Radyo hakkında yayın durdurma cezası vermişti. Denge Radyo hakkında verilen karar, oybirliğiyle alınmıştı. RTÜK üyelerinin, bilirkişi raporuna rağmen Denge Radyo aleyhine karar vermesi, 'İsrail, RTÜK üyelerine baskı mı yaptı?' sorularını akla getirdi.
İŞTE O BİLİRKİŞİ RAPORU
Denge Radyo hakkında hazırlanan bilirkişi raporunda şu ifadelere yer veriliyor:
'Kuruluşunun (Radyo Denge) 08.01.2008 tarihinde saat 11.40'da başlayan ve aralıklarla devam eden Filistin Dostlar Platformu adlı kuruluşa ait olduğu bildirilen ve spiker tarafından okunan çağrı metninde yer aldığı yayın incelenmiştir.
Yapılan yayında program sunucusunun 'Evet değerli dinleyenler, tekrar etmek istiyorum, Ankara Filistin dostlarından yapılan çağrıyı sizlere tekrar etmek istiyorum. Bugün Siyonist İsrail devletinin takımıyla Türk Telekom arasında Atatürk Spor Salonu'nda saat 19.00'da basketbol maçı yapılacaktır. Katil İsrail, Filistinli kardeşlerimize bunca vahşeti yaşattığı, çocukları kadınlarıyla masum Gazze halkını topluca yok etmeye teşebbüs ettiği bir süreçte utanmadan bir de Ankara'ya her biri Filistinli kanına bulaşmış sporcularını gönderebilmektedir. Katil İsrail'in böyle bir katliamı gerçekleştirdiği bir süreçte bile bu maçı iptal etmeyip sporcularını Ankara'ya göndermesi, bize Ankara'da meydan okuma ve Gazze katliamı konusundaki duyarlılıklarımızı ciddiye alma anlamı taşımaktadır. Bize kendi ülkemizde hakaret etmek anlamına gelen bu arsız ve cüretkâr tutuma sessiz kalamayız. Bizi aşağılama ve kendi ülkemizde bize meydan okuma anlamı yanında aslında İsrail terörünü örtme amacı da taşıyan bu maç, mutlaka ama mutlaka iptal edilmelidir. Allah'ın izniyle işte bu amaçla Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu yanındaki Atatürk Spor Salonu önünde bugün saat 18.00'de buluşalım değerli dinleyenler. Bu edepsizliğe haddini bildirmek, bu maçın yapılmasını protesto etmek üzere gerçekleştirilecek basın açıklamasına katılalım. Allah için oraya koşalım inşallah' şeklinde bir çağrıda bulunulduğu tespit edilmiştir.
Yapılan konuşma, içerik bakımından analize tabi tutularak konjonktürel olarak değerlendirilmiş ve aşağıda mesgur bulgu ve argümanlara ulaşılmıştır. Bilindiği gibi basın ve yayın kuruluşları demokratik toplumlarda vazgeçilmez olarak çoğu kere yasama yürütme ve yargıdan sonra 4. kuvvet olarak zikredilmektedir. Hür ve sansür edilmeyen bir basın-yayın kuruluşunun dengeli bir biçimde haber vermek kamuoyu oluşturmak ve eğlendirmek gibi görevleri bulunmaktadır. Demokratik toplumun sağlıklı bir şekilde tesis edilmesi ve sürdürülmesi için yerine getirmesi elzem sayılan bu görevlerden biri ve belki de demokratik toplumun oluşması noktasında en önemlisi elzem sayılan bu görevlerden biri ve belki de demokratik toplumun oluşması noktasında en önemlisi, basın-yayın kuruluşlarının 'kamuoyu oluşturmak' görevidir. Genel halk kitlelerinin örgütlü bir biçimde hareket ederek ifade özgürlüğünü kullanması, eylem yapması, protesto gösterisinde bulunması olgusu da Türkiye Cumhuriyeti devletinin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade başlıklı 10 maddesinin birinci fıkrasında 'Herkes görüşlerini açıklama ve anlatma özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir...' şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca Anayasa'nın 25. maddesinde hüküm bulan 'Düşünce, kanaat hürriyeti', 26. maddesinde 'düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti' ve 34. maddesinde 'toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı' başlıklı maddelerinde bahsi geçen hakların sadece kamu düzenini milli güvenliği bir suçun işlenmesinin söz konusu olması gibi hallerde ancak kanunla sınırlandırılabileceği ifade edilmektedir.
'Bunlara ek olarak, bilindiği gibi Türk milleti sadece soydaşlarının değil, dünyanın herhangi bir yerinde zulüm altında olan herhangi bir millete karşı da son derece duyarlı davranan ve bu duyarlılığını eyleme (aynî ve nakdî yardımlar, kan bağışı, protesto eylemleri...) döken bir millettir. Filistin devletinin de son dönemde maruz bırakıldığı zulüm, tüm dünya kamuoyunu ayağa kaldıran bir eylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye ile Filistin arasında hem coğrafi, hem tarihi, hem de dinî birtakım ortaklıklar bulunması sebebiyle Türk milletinin Filistin topraklarında yaşanan olay ve olguları gözardı etmesi mümkün görünmemekte ve bu eylemin müsebbibi olarak kamuoyu tarafından telakki edilen İsrail devletine karşı birtakım eylem ve protestoların düzenlendiği müşahede edilmektedir. Sivil insanların, özellikle kadın ve bebek yaştaki çocukların maruz bırakıldıkları muamelenin evrensel ve çağdaş pozitif normlar ile dinsel metinlerde yer alan normlar bağlamında hiçbir şekilde meşru görülmeyeceği açıktır.'
'Yukarıda ifade edilen anlatılar ışığında Radyo Denge adlı yayın kuruluşunun kamuoyu oluşturma görevini ifa edebilme adına toplumun ortak hassasiyeti niteliğini taşıyan 'Gazze Olayı' karşısında içerik olarak herhangi bir şiddet, bölücülük, yıkıcılık, ırkçılık içermeyen, sadece pasif bir protesto eyleminin hayata geçirilmesi ve bahsi geçen olaya karşı hassasiyet içinde olan kamuoyunun haberdar edilmesi adına çağrıda bulunduğu görülmüştür. Radyo Denge yayın kuruluşunun bu yayınında 3984 sayılı kanunu ihlâl eden bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Takdirlerine arz ederim.'