Emekli DGM Cumhuriyet Savcısı Ömer Suha Aldan, Ergenekon soruşturmasıyla gündeme gelen 'gizli tanık' uygulamasına dikkat çekip, şimdiki uygulamayla gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlardan kurtulmanın yolunun ABD'deki sistemin kabul edilmesi olduğunu belirtti.
Aldan, yıllar önce ?gizli tanık? kullanılması sonucu yaşanan üzücü bir olayı da örnek gösterdi. Kamuoyuna yansıyan önemli soruşturmalarla gündeme gelen DGM Cumhuriyet Savcısı Ömer Süha Aldan, geçtiğimiz Mart ayında emekli oldu. Aldan, kendi adıyla kurduğu internet sitesindeki 'Gizli Tanık mı-Tanık Koruma mı?' başlıklı yazısında, Ergenekon soruşturmasında da tartışılan ?gizli tanık? uygulaması konusunda çarpıcı bilgilere yer verdi.
'Yılların deneyimi ile açık düşüncemi söyleyeyim. Gördüğü ve yaşadığı her şeyi anlatma kararlılığı gösteren, ancak kimliğini gizleyen bir tanığın beyanına güvenmem. Yalan söylediği veya bir suç örgütü içinde bulunup da suçtan kurtulmayı amaçladığını öncelikli olarak düşünürüm' diyen Aldan, yazısında şu görüşleri savundu:
'Bana kalırsa bu sorunlardan kurtulmanın tek yolu ABD'de uygulanan sistemi kabul etmekten geçmektedir. ABD'deki uygulamaya göre tanık gerçek kimliği, yüzü veya sesi gizlenmeden duruşmaya çıkmakta, ifadesini tüm tarafların hazır bulunduğu bir ortamda vermekte, sorulan tüm soruları yanıtlamaktadır. İşte bu andan itibaren tanığın beyanlarının önemine, korunmayı gerektirecek bir halin reel olup olmadığına karar verilip tanık koruma altına alınmakta, şehir veya ülke değiştirmeden, yüz ameliyatına varıncaya kadar gerekli koruma tedbirleri kendisi ve yakınları için yerine getirilmektedir.'
-YAŞANAN BİR OLAYI ANLATTI-
Aldan, ?gizli tanık? kullanımında yaşanabilecek olumsuz olaylara ilişkin olarak da başından geçen bir olayı kaleme aldı:
'Yıllar önce Anadolu'da bir yerde görev yaparken yaşadığım olayı aktarmadan geçemeyeceğim. Bu yerde kimliği açıklanmayan bir muhbirin bilgisi doğrultusunda yüklü miktarda eroin ele geçiriliyor. Hatta yakalama anında silahla direnen bir sanık çıkan çatışmada jandarmalarca öldürülüyor. Bunun üzerine sanık yakınları muhbirin kim olduğu üzerinde kafa yorup, sonuçta muhbir olduğunu düşündükleri kişinin evinin önünde pusu kuruyorlar. Evden kucağında çocuğu ile çıkan bu kişi kurşun yağmuruna tutuluyor. Sonuçta kendisi ve çocuğu hayatlarını kaybediyorlar. Eylemi gerçekleştirenler yakalanıp, cezalarını çekiyorlar. Yıllar sonra ilçeyi ziyarete gelen bir jandarma astsubayı kendilerine eroini ihbar edenin bir başkası olduğunu söylemişti. O zaman yok yere öldürülen insan ve çocuğuna çok üzülmüştüm. Mevcut uygulama dolayısıyla dilerim 'gizli tanık' avı başlamaz ve acı olaylar yaşamayız.'
ANKA