180 günlük toplu pazarlıkların sonu...

Adapazarı'nda yerel bir gazetenin yıl dönümü kutlamalarına katılan Atalay, gazetecilere yaptığı açıklamada, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri görüşmelerini değerlendirdi. 275 bin kişiyi ilgilendiren görüşmelerde zaman ve mesafenin bittiğini belirterek Atalay, 180 günlük toplu pazarlıklarda sona gelindiğini söyledi.

Şu ana kadar sendikaların büyük bir bölümünün grev ilanlarını astığını ifade eden Atalay şunları kaydetti: 'Temmuz ayının 15'ine kadar 175 bin işçiye karşılık 32 sendikamızın tamamı grev ilanlarını asacaklar. Hükümetle yaptığımız görüşmeler çerçevesinde sözleşmelerden sorumlu Devlet Bakan Sayın Hayati Yazıcı ile 4 kere, sayın başbakanımızla, maliye bakanımızla, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Türk-İş yönetimi olarak defalarca görüşme imkanı bulduk. İşveren sendikası ile 6 aydan beri 10. toplantıyı yaptık. Bugüne kadar resmi teklifimizi kendilerine sunduk. Kendileri de 20 gün önce ilk 6 ay için yüzde 3, ikinci 6 ay için de 3 önerdi. Geldiğimiz nokta bu. Türk İş yönetimi olarak geçen hafta yaptığımız toplantıda kendi teklifimizi revize ettik. En son geldiğimiz nokta kamuda çalışan bir işçinin ocak, şubat ve mart ayında aldığı ücretin üstüne hükümetin sunduğu yüzde 3+3'e imza atacağımızı kendilerine söyledik. Kamu Koordinasyon Kuruluna bu teklifimize karşılık sayın bakandan ve hükümet yetkililerinden bugüne kadar resmi bir teklif almadık. Sayın başbakanımızın her yerdeki ifadesi, 'Ben işçimi, memurumu, emeklimi enflasyona ezdirmeyeceğim' şeklindedir. Sayın başbakanın ifadesi bu. Türk-İş yönetimi olarak geçen hafta kendisine gittiğimiz zaman da bu ifadeyi kullandı.''

Hükümetin ilk 6 ay için yüzde 3, ikinci 6 ay için yüzde 3 zam önerdiğini ifade eden Atalay, 2008 yılı ocak ayından, 2009 yılı ocak ayına kadar yüzde 9,49 oranında enflasyon yaşandığının altını çizdi. Bu yıl ise öngörülen enflasyon yüzde 7,5. memur arkadaşlarımıza öngörülen bütçedeki rakam yüzde ise yüzde 4,5 hatırlatan Atalay ' Son 40 yıldır aldığımız tam ikramiyelerden bugüne kadar sigorta primi kesilmiyordu. İlk defa bu yıl sigorta primi kesildi. Bu da Sosyal Güvenlik Yasası değişikliğinden kaynaklanıyor. Bu rakam da 130 ile 170 TL civarında. Verdikleri yüzde 3+3'e imza atsak, hiç zam almamış, daha da geriye gitmiş oluyoruz. Şu anda beklediğimiz ocak, mart ve şubat ayında işçi ne kadar ücret alıyorsa, onun üzerine verdikleri yüzde 3+3'e imza atmaya razıyız.'' diye konuştu.

DÜŞÜK ÜCRETLİLERE İYİLEŞTİRME YAPILSIN

Ağır işlerde çalışarak düşük ücret alan 25 bine yakın üyeleri bulunduğuna curgulayan Atalay,şöyle konuştu: ''Özellikle madende ve karayollarında çalışan, 900 TL'nin altında ücret alan insanlarımız var. Düşünün 500 metre yerin altında işe gidiyorsunuz ve bu işçiye ayda 870 TL'yi reva görüyorsunuz. Bu işçi de yılda 6 ay çalışıyor. 1 ay tam, 1 ay ise çalışmıyor. Yılda 6 ay çalışıyor. Aynısı Köy Hizmetlerinde, İl Özel İdarelerinde var. Türk-İş olarak düşük ücretlilere bir iyileştirme yapılmasını talep ediyoruz''

Sözleşme görüşmelerinden sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın pazartesi akşamına kadar kendilerine bir teklif sunarak, işi tatlıya bağlayacağını söylediğini dile getiren Atalay, ''Pazartesi günü akşamına kadar sözleşmeleri tatlıya bağladık, bağladık. Bağlayamazsak salı sabahı saat 10.00'da Kamu Koordinasyon Kurulu, Türk-İş yetkilileri olarak bununla ilgili ne yapacağımızın açıklamasını yapacağız. Millete gideceğiz bu saatten sonra. Gideceğimiz başka bir yer de kalmadı. Salı sabahı saat 10.00'da Türk İş Basın Merkezi'nde geldiğimiz noktayı anlatıp, ondan sonra da ilk yapacağımız eylem planını kamuoyuna açıklayacağız. Bir sendikacı için Türkiye de dahil, dünyanın hiçbir yerinde grev ilanını asmak ya da grevi uygulamak kimsenin işine gelmez. Bizim de işimize gelmez. Maalesef duvara dayandık, gideceğimiz başka bir nokta kalmadı. Durumumuz bundan ibaret.'' ifadelerini kullandı.

(CİHAN)