Dünya Bankası Türkiye Ofisi Baş ekonomisti Mark Thomas, küresel kriz ortamında yavaş toparlanmanın yaşanacağı bir dönemde olunduğunu belirtirken, ''Türkiye'de de özellikle ihracatla alakalı hızlı bir toparlanma bekleyemeyiz'' dedi.
Thomas, Dünya Bankası ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen ''Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 - Küresel İyileşmenin Haritası'' konulu panelde yaptığı konuşmada Türkiye'nin yaşanan küresel mali krizden çok ciddi bir şekilde etkilendiğini söyledi.
Türkiye'nin küresel rekabet ortamında gerekli potansiyel ve araçlara sahip olduğuna işaret eden Thomas, ancak bundan sonraki dönemde rekabet şartlarının çok daha sert ve katı olacağını kaydetti.
Mevcut durumda krize dönük olarak bir miktar toparlanma sinyali olduğunu belirten Thomas, ancak bunun kimseyi rahatlatmaması gerektiğini her duruma hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de krizin etkisiyle ihracatta, sanayi üretiminde ve çeşitli göstergelerde önemli düşüşler olduğunu, işsizlik rakamlarının arttığını anlatan Thomas, ''yavaş toparlanmanın yaşanacağı bir dönemdeyiz. Türkiye'de de özellikle ihracatla alakalı hızlı bir toparlanma bekleyemeyiz '' dedi
Dış finansmandaki daralmaya rağmen Türkiye'deki şirketlerin dış finansman yükümlülüklerini yerine getirmesinin memnuniyet verici olduğunu dile getiren Thomas, şirketlerin asıl odaklandıkları konunun, ürünlerine olan talebin eski haline dönmesi ve iç talepte artış olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 2001 krizinden sonra doğru uygulamaları hayata geçirdiğini ifade eden Thomas, ''iyimser gelişmelere rağmen bizim her şey geçti diye rahatlama lüksümüz yok, belirsizlik halen devam ediyor'' diye konuştu.
Ancak artık kriz ötesine bakılan bir döneme geçildiğine dikkati çeken Thomas, Türkiye'nin de bu süreçte uzun vadeli politikalar geliştirmesi ve uzun vadede sürdürülebilirlik ve mali genişleme sağlaması gerektiğini vurguladı.
Thomas, bu kapsamda kamu politikalarıyla alakalı uzun vadeli ve büyüme politikalarına cevap verebilecek bir sistem geliştirmek gerektiğini sözlerine ekledi.
''YAŞAM DESTEK ÜNİTESİNE BAĞLI BİR FİNANSAL SİSTEM''
TEPAV İcra Direktörü Güven Sak da Türkiye'de eskiden kur ne olacak diye konuşulurken, şimdi ise konunun kriz ve krizin ne olacağı olduğunu söyledi.
Yaşanan mali ekonomik krizin karakterinin belli olmadığını belirten Sak, söz konusu ortamda eski bilinenlerin bir tarafa bırakılarak yeni bir çerçeve çizilmesi gerektiğini ifade etti.
Krizin ekonomi üstündeki olumsuz etkilerine değinen Sak, ''finansal sistem kriz başladığından beri işliyor ama bir nevi yaşam destek ünitesine bağlı olarak işliyor. Bunun da ne kadar olumlu olduğu tartışılır'' dedi. Ülkelerin korumacılık politikaları kapsamında iç talebin toplanmasına dönük de çeşitli tedbirler aldıklarını hatırlatan Sak, iç talebi geliştirmek için alınan her önlemin küresel anlamda başka ülkelerin şirketlerine destek anlamına geldiğini söyledi.
Sak, ''ya global bir koordinatör kurulması gerekiyor. IMF Dünya Bankasının bir nevi Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir rol üstlenmesi gerekiyor, karar verenin maliyetini önlemesine imkan sağlayacak bir mekanizma tesis edilmesi gerekiyor, bu da çok zor. Dolayısıyla bunu koordine etmek son derece zor. Diğer taraftan ne kalıyor, korumacı tedbirler almak..'' diye konuştu.
DİĞER KONUŞMACILAR
Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Kıdemli Ekonomisti Mick Riordan, küresel mali krizin en çok reel kesimi etkilediğine işaret ederken, bu anlamda mali ve parasal teşviklerin gerçekleştirilmesinin ve bundan sonraki dönemde de yapılacak olmasının önemli olduğunu kaydetti.
Krizin hız kesmesine rağmen mali sistemin uzunca bir süre bundan olumsuz etkilenmeye devam edeceğini anlatan Riordan, krizden çıkışın ön önemli ayaklarından birinin iç talepteki artış olacağını belirtti.
Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Ekonomisti Dilek Aykut da Dünya Bankasının Hazırladığı ''Küresel Kalkınma Finansmanı 2009''raporu ve krizin başladığı andan bugüne kadar dünya ekonomilerindeki gelişmeler hakkında bilgi verirken, dünya genelinde halen kırılganlık sürecinin devam ettiğini söyledi.
Küresel mali krizin dünyanın birbiriyle entegre olması nedeniyle bütün ülkeleri az ya da çok aynı şekilde olumsuz etkilediğini belirten Aykut, bu anlamda politika koordinasyonun da öneminin görüldüğünü ifade etti.
KÜRESEL KALKINMA FİNANSMANI 2009 RAPORU
Küresel Kalkınma Finansmanı 2009 raporunun özetine göre, dünya finans sisteminin daha sıkı ve etkili bir şekilde yönetilmesini gerektirecek daha yavaş bir büyüme çağına girdi.
Rapora göre, 2007'deki yüzde 8,1'lik ve 2008'deki yüzde 5,9'luk büyüme performansının ardından, gelişmekte olan ülkelerin bu yıl sadece yüzde 1,2 büyümesi bekleniyor.
Çin ve Hindistan hariç tutulduğunda diğer gelişmekte olan ülkelerin GSYİH'sının yüzde 1,6 oranında küçülmesi ve bunun da iş kayıplarının devam etmesine yol açması ve daha fazla insanı yoksulluğa itmesi öngörülüyor Küresel büyümenin ise negatif gerçekleşmesi ve küresel GSYİH'nın 2009'da yüzde 2,9 daralması bekleniyor.
Rapora göre, Küresel GSYİH'nın 2010 yılından itibaren tekrar yükselmeye başlayarak 2010 yılında yüzde 2 ve 2011 yılında da yüzde 3,2 büyümesi bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin daha hızlı olacağı, 2010 yılında yüzde 4,4 ve 2011 yılında yüzde 5,7 olarak gerçekleşeceği ancak yine de mevcut kriz öncesindeki güçlü performansa nazaran düşük kalacağı tahmin ediliyor.
'Toparlanma yavaş olacak'
Dünya Bankası Baş Ekonomisti Thomas: ''Küresel kriz ortamında yavaş toparlanmanın yaşanacağı bir dönemdeyiz''
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-06-25 14:05:00
Haber Ara