Günay: 'Orduevleri de turizme açılabilir'

SON birkaç gündür malum Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın Boğaz'daki okulları otel haline dönüştürme fikri konuşuluyor, tartışılıyor. Bakan Günay da diyor ki 'Yeterince bilgi sahibi olmayanlar fikir sahibi olmaya çalışıyor, biraz yargısız infaz yapılıyor'.

Dün Söz Sende'de aslında neler yapmak istediğini anlatırken, bir başka konuya daha değindi. Aslında benim bir sorumla başlayan bu konu, daha çok tartışma yaratacak ve kıyameti kopartacak cinsten.

Günay, kamu misafirhaneleri hakkındaki görüşlerini söylerken 'Ya orduevleri?' diye araya girdim. Orduevleri de istanbul'un en güzel yerlerindedir, acaba Bakan o konuda ne düşünüyordu? Aynen aktarıyorum.

- Boğazın iki vakasında misafirhaneler var. Birçoğu turizme kazandırılabilir.

- Orduevleri de var.

- Var tabii, onlar da var. Onları da Konuşacağız. Türkiye'de hiç kimsenin özel bir ayrıcalığı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğer düşünce olarak kamu misafirliğinden jzaklaşıyorsak bir süre sonra bunun içine siviller de girer, askerler de. Türkiye eğer çağdaş bir devlet olacaksa, bu imtiyaz anlayışından, bu 'Ben yaptım, oldu' anlayışından, 'Ne yapalım, böyle gelmiş böyle gider' anlayışından vazgeçecek. Kaynaklarımızı, topraklarımızı, ağacımızı, yeşilimizi, binalarımızı daha iyi nasıl kullanabiliriz ona bakacağız. Bunun için bir çalışma yapıyoruz, askeri ya da sivil binalar da dahil olmak üzere. Hiçbir binaya karşı önyargım yok.

- Orduevleri de bir çok okul gibi İstanbul'un en güzel yerindedir.

- Bir mekân iyi ve güzel kullanılıyorsa, şehrin dokusuna uyuyorsa kalabilir, ama eğer o mekânlar daha iyi kullanılabilecekse, kültür, sanat, turizm ve kamu yönetiminde daha iyi işleyecekse, neden olmasın diyorum. Hepimiz bu vatanı sevdiğimize göre, asker-sivil bütün kurumların buna katkı yapması gerekir diye düşünüyorum.

- Bu söylediğinize Milli Savunma ses çıkarmaz mı?

- Milli Savunma ve Milli Eğitim'in vatan sevgisinin bir farkı olduğunu düşünmüyorum.



Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bir

İstanbul âşığı. Tarihi kente sahip çıkma anlayışıyla ilerlediğini itiraf ediyor ve ekliyor: 'Kültür başkenti ancak böyle olunur. Keşke elimde bir sihirli değnek olsa!'

Günay, aynı zamanda, özellikle orduevleri hakkındaki açıklamalarının gideceği yeri kestirecek kadar da deneyimli bir siyasetçi. O yüzden daha fazlasına girmedi, en azından orduevlerinin de turizme açılması için aklındaki planın detaylarından bahsetmedi. Ama Kuleli Askeri Lisesi için gönlünden geçenin müze olduğunu da açıkça belirtti. Gelelim Kabataş Erkek Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi'nin geleceğine...

Günay, 'Korkmalarına gerek yok. İçleri rahat olsun, oralara u dokunmayız' diyor.

Ama aynı şey kanımca Yıldız Teknik Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi için geçerli değil. Her ne kadar detaylardan kaçındıysa da bu iki üniversiteyi zor günler bekliyor. Turizm Bakanı'nın başka el atacağı mekânlar ise Ama aynı şey kanımca Yıldız Teknik Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi için geçerli değil. Her ne kadar detaylardan kaçındıysa da bu iki üniversiteyi zor günler bekliyor. Turizm Bakanı'nın başka el atacağı mekânlar ise Sepetçiler Kasrı, Haydarpaşa Lisesi ve Topkapı Sarayı.

Dün ekrandan Topkapı Sarayı için 'Çabuk olmalıyız' diyen Bakan'ın feryadının önemli olduğunu düşünüyorum. Günay, 'Bütün eserler depolarda çürüyor, geçenlerde silah depolarını gezdim, bir an önce o küf kokan, yeşile dönen ve yakın zamanda envanterden düşmek zorunda kalacak eserleri kurtarmalıyız' diyor ve ekliyor: 'Hepimiz sahip çıkmalıyız.'

Diyor da... Kim kurtaracak peki?

Ben mi?

Şimdiye kadar gelip geçen bakanlar neler yapmış? Top mu toplamış?

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın sözleriyle bitirelim:

'Bakanlıkta eğer sadece size gösterileni görürseniz, mutlu biri olarak evinize gider uyur, kimseyi rahatsız etmeden görevinizi tamamlarsınız. Ben bana gösterilenin dışında, Türkiye için iyi olanın peşindeyim. Ben o anlamda rahatsız edici olmayı tercih ederim. Devletin gücü, tarihine ve mekânına sahip çıkmaya yeter. Ben de birilerine diyorum ki, eğer siz çıkamıyorsanız ben çıkarım.' (Balçiçek Pamir/habertürk)